Dolar ve altına ne oldu?
Hem dolar hem de altın aldı başını gidiyor desek yeridir. Ne yazık ki dolar TL kurunun yukarı doğru soluksuz yükselişinin ekonomiye ciddi olumsuz yansımaları giderek atıyor.
ABD'nin "hadsizce" ve siyasi ortağına almaya çalıştığı siyasi nezaketten uzak tavır, zaten tırmanışta olan kurlar için tam tuz biber oldu. Amerika'nın şu sıralar 40'dan fazla ülkeye yaptırım uyguladığını biliyoruz ancak NATO ittifakı bir ülkeye Bakan düzeyinde yaptırım uygulamaya kalkmasına ilk kez tanık oluyoruz.
Ekonomi ve siyaseti birbirinden farklı düşünmek pek mümkün olmuyor. Bazen siyasi gelişmeler ekonomiye, bazen de ekonomik gelişmeler siyasete yön veriyor.
Son zamanlarda sıkça dile getirdiğimiz malum ekonomik konular kurların ateşinin yüksek seviyelerde kalmasına neden oluyordu.
Dış borç hacminin yüksek olması ve buna bağlı olarak borçların çevrilme sorunu, cari açığın geçen yılki yüksek büyümeye sonrası makul düzeyleri aşmış olması ve en önemlisi enflasyonun Merkez Bankası'na revizyon yapmasını gerektirecek kadar yükselmişe geçmesi kurlara yukarı yönlü baskı yapıyordu.
İÇSEL FAKTÖRLER DAHA ETKİLİ
Yani ekonominin iç dinamikleri sonucu kurlardaki artışın belli bir noktadan sonra yataylaşacağını hatta Merkez Bankası'nın para politikalarında daha da sıkılaştırmaya giderek az da olsa kurların geri çekilebileceği sağlayabileceğini tahmin ediyorduk.
ABD cephesinden gelen siyasi gerilim unsuru da denkleme dâhil olunca hesap şaştı. Bu noktadan sonra kurların akıbeti biraz da ABD ile yaşanan siyasi gerginliğin aşılmasına bağlı olacak.
Bazı rakamlar siyasi etkinin hangi düzeyde kurları etkilediğini net bir şekilde karşımıza koyuyor.
Dolar, TL karşısında yılbaşından bu yana yüzde 40'ın üzerinde değer kazanmış. Yıla başladığı seviye 3,78'ler...
Mayıs'ın üçüncü haftasına kadar kesintisiz yükselerek 4,78'e gelmiş. Sonrasında haftalık yada 10 günlük iniş çıkış hareketine başlamış Temmuz ortasına kadar.
22 Mayıs ile 30 Mayıs arasında yüzde 6,7 düşmüş, sonra Haziranın ilk haftası bitiminde yeniden yüzde 4,2 değer kazanmış.
Tamamen dalgalı bir trend izlemiş.
Buradan da anlıyoruz ki gerek yerli, gerekse yabancı aktörler diken üstünde oturuyorlar.
Hafif aşağı gelmesini yerli tasarruf sahipleri fırsat olarak görüp TL hesabından dolara apar topar geçmeyi tercih ediyorlar.
Dolar diğer para birimleri karşında bu kadar değer kazanmamış. Örneğin Euro/ dolar kuru yılın başında 1,20'lerde iken bugünlerde 1,15'e inmiş.
Yüzde 4,1 değer kaybı söz konusu toplam 7 ayda. Yen'e karşı nerdeyse hiç değer kazanamamış. 2018 başında 112 iken şimdilerde 111 düzeyine gelmiş Yen/dolar kuru...
Gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında da dikkate değer bir değer kazanımı gözlemlenmiyor.
Dolayısıyla FED'in faiz artırımı ve bilanço normalleşmesi gibi aldığı aksiyonlar, dış ticarette artan korumacılık, kaynayan Suriye kazanı, İran'a yaptırımlar gibi jeopolitik risk faktörlerinden öte içsel faktörler kurların geldiği seviyelerde daha belirleyici görünüyor.
ALTIN ASLINDA YÜKSELİYOR
Altına gelirsek... Altın dünyada düşüyor ama Türkiye'de yükseliyor. Bir gerçeğin altını çizelim. Altın fiyatları dolar ons cinsinden belirleniyor.
Biz bunu önce grama ardından da TL'ye çevirip TL gram fiyatını hesaplıyoruz.
Altın yılbaşında 1.308 dolarda idi. Sadece bir ayda 1.362 dolara kadar çıktı. Nisan ortasına kadar dalgalandı ve sonrasında sürekli aşağı geldi ta ki 1.215 dolara kadar.
Neden?
Çünkü dolar yükselince ons dolar fiyatından dönüşüm yaparken yüksek kurla çarpınca altın fiyatları yükselmiş görünüyor. Kur düşerse altın fiyatları da aynı hızda düşecek.
Çözüm iki gelişmeye bağlı olacak;
Birincisi ABD ile gerginliğin ortadan kalkması, ikincisi Merkez Bankası'nın 'bekle-gör' stratejisinden öte daha etkin politikalar izlemesi.Umarız kurların ateşi en kısa zamanda düşer.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.