Federal Açık Piyasa Komitesi yarın Türkiye saati ile 22.00'de kararını açıklamış olacak. Toplantıları iki gün sürdüğünden bugün başlamıştı, yarın sonlanacak. Kasım sonu ve Aralık ayı içindeki gerek Amerikan ekonomisine gerekse küresel ekonomiye özgü gelişmeler faiz artırım olasılığını yüzde 50'ye kadar düşürdü. Dolayısıyla Komite üyeleri zor bir karar verecekler.
Ben 25 baz puan faiz artırımının geleceğini düşünüyorum. 29 Kasımda açıkladığı son toplantıya ait "tutanakları" dikkate aldığımızda ve aynı zamanda Bej Kitapta yer alan bölgesel gelişmelere göre daha önceki takvimini bozmadan faiz artırımı yapması olasılığı sanki biraz daha ağır basıyor gibi.
Küresel gelişmeler de dahil birçok faktörü denkleme dahil ediyor Komite üyeleri.
Ancak en çok dikkate aldıkları unsurlar; enflasyon, iktisadi faaliyet hızı ve işgücü piyasası... Zaten Komite son iki yıldır her toplantı sonrasında "maksimum istihdam ve fiyat istikrarı ana görevimizle uyumlu olarak" ibaresini eklemeyi unutmuyor.
GÖSTERGELER UYUMLU
7-8 Kasım toplantısı tutanaklarında işgücü piyasasının oldukça güçlü seyrettiğine vurgu yapılmıştı. Enflasyonun ise orta vadeli simetrik yüzde 2 oranı ile uygunlu bir şekilde yakınsadığı ve iktisadi faaliyetlerin hane halkı açısından gelir yaratacak hızda sürdüğünün de altı çiziliyor tutanakta.
Komitenin projeksiyonuna göre büyüme hızı yılsonunda yüzde 3,1 olacak. Gelecek yıl ise büyüme hızının yüzde 2,5'a, 2020'de de yüzde 2'ye kadar gerilemesini öngörüyor. Komiteye göre işsiz oranı bu yılı yüzde 3,7 seviyesinde kapatacak. 2019 ve 2020 yılları için yüzde 3,5 düzeyinde gerçekleşeceğini bekliyor. Enflasyon oranı ise 3 yılda yüzde 2,1'lerde seyredecek.
Nokta grafikte komite üyelerinin çoğunluğunun tahmini faiz oranının yüzde 2,25- 2,50 aralığında 2018 yılını tamamlaması yönünde idi.
Komitenin federal fonlama oranını 25 baz puan yükselteceğini varsayalım...
Piyasa aktörleri bu beklentiyi zaten fiyatlamış durumdalar. Dolayısıyla faiz artırımından öte yoğunlaştıkları nokta gelecek yıla yönelik verecekleri mesajlar olacaktır.
Eğer piyasaların beklediği gibi ılımlı mesajlar gelirse, diğer bir ifadeyle Komite üyeleri daha da güvercinleşirlerse başta gelişmekte olan piyasalar (emerging markets) rahat nefes alacaklar. Gelişmiş ülke merkez bankalarının gevşek para politikalarını terk edecekleri, aynı zamanda normalleşme yönünde kademeli aksiyonlar alacakları beklentileri bir süredir fiyatlanıyordu. Bu yüzden yabancı sermaye başta Amerikan tahvilleri olmak üzere gelişmiş ülke sabit getirili menkul kıymetlerini tercih ediyordu.
ALTIN CAZİP OLABİLİR
Ancak cazip dolar ya da cazip euro hikayesi bir süre ertelenecekse tabi ki yabancı sermaye yeniden getirilerin yüksek olduğu piyasalara yönelecektir. Bu da doğal olarak dış borçları yüksek, bu yüzden döviz borcu çevirmekte zorlanan gelişmekte olan ülkeleri kuşkusuz rahatlatacak.
Hisse senetleri ve gelişmekte olan ülke tahvillerinin yanı sıra altın da güvercin FED'den nasiplenecek. Yıl içinde 1350 dolarları kısa süreliğine gören altın Amerikan tahvillerinin tercih edilmesi nedeniyle 1200-1250 bandında kaldı. Dünya Altın Konseyinin yılsonu için yaptığı 1400 dolar tahmini büyük olasılıkla kalan son 3 haftada gerçekleşmeyecek. Lakin seneye daha ön planda olan bir yatırım aracı olarak göreceğiz altını.