Enflasyon baz etkisiyle geriledi
Türkiye İstatistik Kurumuna göre enflasyon yani fiyatlar genelindeki sürekli artış geçen ay yüzde 2 düzeyinde gerçekleşmiş. Aylık bu veri sonrası yıllık enflasyon ise yüzde 8,55'e kadar gerilemiş. Sonbaharın iki ayı Eylül ve Ekim'de baz etkisinin devreye gireceği ve enflasyonun tek hanelere ineceği bekleniyordu.
Kalan iki ayda da baz etkisi bu sefer ters yönlü etki yapacak ve enflasyon yeniden iki hanelere çıkacak. Tam da bu noktada kritik olan konu nereye kadar yükseleceği enflasyonun... Hem Merkez Bankası'nın hem de ekonomi yönetiminin beklentisi yüzde 12 seviyesinde.
Öncelikle enflasyon rakamlarının detaylarına bakalım sonrasında Merkez Bankası'nın son toplantısında faiz indirimine yönelik olası aksiyonunu değerlendirelim.
Talep enflasyonu diğer bir tanımlamaya göre manşet enflasyon geçen ay yüzde 2 yükselmiş. Sırası gelmişken bu konuya açıklık getirelim. Halk enflasyon oranı düşünce sanki fiyatlar düşüyor algısı yapıyor.
Oysa enflasyon halen var sadece fiyatların artış hızı yavaşlıyor. Yani paramızın alım gücü azalmaya devam ediyor ancak aşınma hızı düşük kalıyor. Bizlere duyurulan rakam aslında bunu ifade ediyor. Fiyatlar genelinde düşüş olsa o zaman deflasyon olgusu ile açıklıyoruz ekonomik durumu.
HANE HALKI TÜKETİM HARCAMASI
Konuya geri dönelim. Ekim'de gıda fiyatları yıllık bazda yüzde 16,81'e indi.
Geçen sene aynı dönemde gıda ve alkolsüz içecekler grubu enflasyonu yüzde 29,26 idi. Aynı şekilde TÜFE sepetinde gıda ve ulaştırmadan sonra en yüksek katsayıya sahip konut ve kira grubu da yüzde 25,72 artmıştı geçen yılın Ekim ayında. Dolayısıyla yüksek baz etkisi son veriyi yüzde 8,55'e kadar çekti. Yine de 12 aylık ortalamada sepetteki mal ve hizmetlerin nihai fiyatlarındaki 12 aylık artış yüzde 16,81'e ulaşmış. 12 ay önce 100 TL'ye aldığımız ürün sepetini bugün 116 lira 81 kuruşa alabiliyoruz.
Yine bir parantez açalım. Geçen hafta TÜİK "Hane halkı Tüketim Harcaması" çalışmasını duyurmuştu. İstanbul'da yaşayan hane halkı harcamasının yüzde 29,5'ini konut ve kira giderlerine yöneltiyor.
Bu gruba gelirinin en az kısmını ayıran yüzde 21,4 ile Kuzey Anadolu bölgesinde yaşayanlar. Ancak TÜİK TÜFE hesaplamasında konut ve kira grubunu 15,16 ile katsayılaştırıyor.
FAİZ İNDİRİMİ DEVAM EDECEK Mİ?
Maliyet enflasyonundaki gerilemeyi daha net bir şekilde gözlemleyebiliyoruz.
Yİ-ÜFE geçen ay yüzde 0,17 oranında yükselmiş. Yıllık bazda ise yüzde 1,70'e kadar gelmiş. Açık bir ifade ile üreticilerin üretim sırasında üstlendikleri maliyetler azalmıyor, yüzde 1,7 düzeyinde artıyor.
12 aylık ortalamada ise maliyet artışı yüzde 22,58'e çıkıyor. TÜFE'de olduğu gibi örneklendirme yaparsak; üreticiler 100 liraya ürettikleri bir malı 12 ay içinde ortalama 122 lira 58 kuruşa üretebiliyorlar.
Kalan iki ayda baz etkisi terse dönecek ve manşet enflasyon yüzde 12'ler civarında yılı tamamlayacak. Bu durumda kritik soru Merkez Bankası'nın Aralık toplantısında ne yapacağı. Faiz indirimine devam edecek mi? Ya da indirecekse sembolik bir indirim mi olacak 100 baz puan altında bir oran gibi? Yoksa pas mı geçecek ve yılsonu politika faiz oranı yüzde 14'de mi kalacak? Aralık toplantısından önce FED'in faizleri aynı düzeyde koruduğunu öğreneceğiz. Yani FED Merkez Bankasına faiz indirimi için alan açmayacak. Sonuçta ülke risk düzeyinde belirgin bir düşüş olmazsa ki bunun için bir neden görünmüyor, Merkez Bankası faiz indirimi için bir hareket alanı bulamayacak. Buna rağmen iç talebi canlandırmak amacıyla yapacağı faiz indirimi pek rasyonel olmayacaktır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.