FED piyasaları deforme etti
2008 krizi piyasalar için tam bir milat oldu. Başta FED olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankaları aşırı likidite ile ekonomik ve finansal krizlerin üstesinden geleceklerini düşündüler.
Bir yerde işin kolayına kaçtılar diyebiliriz. Ekonomik krizlerde sisteme likiditeyi enjekte edip paraya erişimi kolaylaştırarak tüketim yoluyla durgunluktan kurtulmayı planladılar. Finansal krizlerde de aynı yöntemle likidite verip ödemeler sisteminin sekteye uğramasının önüne geçmeye çalıştılar.
Belki krizlerin ilk aşamalarında bu pratik ve kolaycı yöntemler şoku atlatmak adına olabilir. Ancak bu kolaycılığı devam ettirmek sonraki evreler için pek rasyonel olmuyor. Likidite enjekte etmekten bilançoları öyle şişiyor ki kendileri bile bu durumu 'anormal' olarak tanımlıyorlar. Çünkü FED anormalliği gidermek için başlatacağı süreci 'bilanço normalleşmesi' diye duyurmuştu.
Ama nedense bir türlü başlayamadı.
HİSSE SENETLERİ YÜKSELİYOR
Merkez bankalarının enjekte ettikleri likiditenin büyük kısmı reel kesim yerine mali kesime kanalize oluyor.
Kriz döneminde gerilemiş olan hisse senetleri ve emtialar, krizin iç dinamiğine göre altın, gümüş gibi kıymetli madenler oldukça gözde alternatifler oluyor yatırımcılar için.
Özellikle getirilerin görece daha yüksek olduğu gelişmekte olan ülkelerin mali piyasaları küresel likidite için daha da cazip oluyor.
2008 krizinde FED'in bilanço büyüklüğü yaklaşık 900 milyar dolar civarında idi. Amerikan dolarının 6 para biriminden oluşan sepete karşı değerini gösteren 'Dolar Endeksi'nin değeri ise 88.87 seviyesinde idi. Aynı dönemde altının ons fiyatı 725 dolar ve Nasdaq 100 Endeksi de 1.377'lerde idi. FED hızlı bir şekilde parasal genişleme programını uygulamaya başladı ve tahvil ve ipoteğe dayalı menkul kıymetler hatta 'zehirli menkul kıymetler' olarak o dönemde adlandırılan yatırımcıların uzak durduğu menkul kıymetleri alarak likidite enjeksiyonuna başladı. 3 yıl içinde 3 kez uyguladığı bu tür programlar sonucunda FED'in bilanço büyüklüğü 4 trilyon dolara çıktı.
Bunun doğal sonucu olarak Dolar Endeksi 74.63'e inerken, altın 1.823 dolara ve Nasdaq 100 Endeksi 2.773 düzeyine çıktı.
SON KRİZ DİĞERİNİN KOPYASI
Aynı resim geçen sene de karşımıza çıktı. Pandemi ile başlayan ekonomik krizde yine gelişmiş ülke merkez bankaları faizleri sıfırlayarak parasal tabanı genişlettiler. Sonuçta küresel likidite neredeyse ikiye katladı. Çünkü 2008 krizi için enjekte edilen likiditeler çekilmemiş ve sistemde bırakılmıştı.
Bunun üzerine yaklaşık bir o kadar daha likidite eklendi. FED bu sefer 7.4 trilyon dolara yükseltti bilançosunu.
99.02 seviyesindeki Dolar Endeksi yeniden 90.37'ye indi. Altın 1.450 dolardan 2 binlere, Nasdaq 100 Endeksi de 9.150'den 14.005'e yükseldi.
Kripto paraları unuttuğumu sanmayın.
Altına, hisse senetlerine ve bazı emtialara doyan küresel likidite kalan alanlara gözünü dikmiş durumda. Arı gibi o çiçeklerden bal alacaklar. Bitcoin ve altcoinler malum fiziki karşılıkları olmayan varlıklar. Sahip olduğu değerinin aslında bir karşılığı yok. Diyebilirsiniz ki sanki merkez bankalarının bastıkları paraların çok mu var? Doğru.
Onlarında tam anlamıyla karşılıklarının olduğunu söyleyemeyiz.
Neyse fazla uzatmayayım. Başta FED ve diğer gelişmiş ülke merkez bankaları piyasa aktörlerini resmen likidite müptelası yaptılar. O kadar çok likidite var ki tüm yatırım araçlarının fiyat oynaklığı makul seviyeleri aştı. Tam anlamıyla deforme oldu piyasalar. Kısacası yatırım araçlarının tanık olduğumuz fiyat hareketlerini bilimsel gerekçelerle açıklamamız mümkün değil.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.