Para Politikası Kurulu'nun Ağustos ayı toplantısında alacağı kararları tüm piyasa aktörleri büyük oranda tahmin edebiliyordu.
Politika faiz oranı yüzde 19 seviyesinde kalacak, enflasyonun seyrine göre yıl sonuna doğru indirim için harekete geçilecekti. Nitekim beklendiği gibi faiz değişikliği gelmedi ve enflasyonun düşüş patikasına girmesinden sonra ancak indirimin olabileceği vurgusu yapıldı.
Bunlar PPK'dan beklenen mesajlar idi. Finans jargonuna göre şahin mi yoksa güvercin tonda mı sinyaller geleceği konusu merak ediliyordu.
Açıkçası ekonomi yönetimi tarafından kısa süre önce faizlerin düşmesi gerektiği daha doğrusu düşürülebileceği vurgusu gelmesiyle meraklar daha da artmıştı. Aslında böyle durumlarda Merkez Bankası sınav vermek zorunda kalıyor.
Yani piyasalar bir yerde Merkez Bankası'nın bağımsızlığını test etmek istiyorlar. Genel olarak verilen mesajlar olumlu olduğu gibi bu bağlamda yani bağımsızlığına dair güven vermesi açısından da daha olumlu yansıma sağlamış oldu.
HANGİ VURGULAR YAPILDI
Verilen mesajlarda şu değişiklikler göze çarpıyor.
Öncesinde küçük bir not; PPK toplantısı sonrasında yayımladığı basın duyuru metninde her paragraf bir konudan oluşuyor. Küresel gelişmeler, iktisadi faaliyetler ve iç dinamikleri, enflasyon analizi, neler yapacağı ve beklentiler değindiği konular oluyor.
Birinci paragrafa "Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerine olumsuz yansımaları görülmektedir." cümlesi eklenmiş. Bu detay ile enflasyon üzerinde küresel gıda fiyatlarının yukarı yönlü baskısının altı çiziliyor. Gerçekten küresel düzeyde enflasyonların gerek sıfırlar seviyesinde alıştığımız gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerde yükselmesinde gıda fiyatları oldukça etkili oluyor. Baz etkilerinin yanı sıra enflasyonların yukarı gelmesinde arz yönlü bu etki ağır basıyor. Türkiye'de enflasyon hesaplamasında gıda grubunun payının yüksek olduğu gerçeğinden hareket ettiğimizde PPK'nın bu eklemesinin olumlu olduğunu söyleyebiliriz.
Temmuz ayı toplantı metninin benzeri şekilde PPK bu metinde de hemen hemen aynı tespitleri yapıyor. Açılmanın etkisiyle iktisadi faaliyet hızı güçlü seyrediyor. Geçen ay ve bu ayda turizm sektörü de belirgin bir şekilde denkleme girmiş durumda. Ticari krediler ılımlı seyrederken bireysel kredi kullanımında artışlar olduğunun altını çiziyor PKK. En önemlisi de bu artışlar üzerinde alınan makroihtiyati tedbirlerin etkilerini izlediğini kritik bir mesaj olarak veriyor. Bu mesajında olumlu olduğunu ve Merkez Bankası'nın şimdilik de olsa şahin duruşunu teyit ettiğini gösteriyor.
İktisadi faaliyetlerin güçlü seyrinde hem iç talebin hem de dış talebin etkisinin olduğu da yer bulmuş basın metninde.
ZAMANLAMA ÇOK ÖNEMLİ
Enflasyon analizi yaptığı üçüncü paragrafta açılmanın etkisiyle enflasyonda artış olabileceği ve aynı zamanda enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam ettiği vurgusu da dikkat çekiyor. Yani Merkez Bankası bir süre daha enflasyonun yüksek gideceğini kabullenmiş oluyor ki bu da olumlu bir gelişmedir faiz kararı açısından.
Bu tespitler doğrultusunda "tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir." sözü ile sözlü yönlendirme yapıyor.
Ağustos ayı tamam... Ama sonbahar itibarıyla FED ana belirleyici olacak gelişmekte olan ülkelerin ekonomik gidişatı üzerinde. Tahvil alım miktarının azaltılmasına yönelik atacağı adımlar doların güçlenmesine ve yabancı sermaye akımlarının yön değiştirmesine neden olacak. Bu yüzden Merkez Bankası'nın faiz indirme kararını gerek zamanlama gerekse miktar açısından çok hesaplı yapması gerekiyor. Malum enflasyonun yüksek seyrinde TL cinsinden ithal fiyatları aslan payını alıyor.