Şirketler için en iyi finansman
Dikkat ediyorsanız televizyon ve gazetelerde halka açılma reklamlarına sıkça tanık oluyoruz. Son yıllarda şirketler belirgin bir şekilde halka açılma yoluyla finansman kaynaklarına yöneldiler. Açıkçası doğru yapıyorlar. Özellikle kredi finansman maliyetlerinin yüksek olduğu bir konjonktürde özkaynak ile finansman sağlamaları bence de rasyonel bir davranış.
90'larda şirketler finansman kaynaklarının yaklaşık yüzde 70-80'ini borçlanma yoluyla sağlıyorlardı. Kalan ise kurucu ortaklarının katkılarıyla konmuş olan sermayeden oluşuyordu.
Bu yüzden bankacılık sektörünün ezici ağırlığı vardı. Sermaye piyasalarının payı sadece yüzde 20'lerde kalıyordu. Sermaye piyasalarının bugünlere gelmesinde 1992 ve 1997 yıllarında yapılan reformların çok büyük etkisi var. Neyse çok geriye gitmeyim.
2021 YILINDA İVMELENMİŞ
2020'de pandemi nedeniyle 8 şirketle sınırlı kalan halka açılmalar 2021 yılında ciddi şekilde ivmelendi ve 32'ye çıktı. Üstelik halka arz gerçekleştiren şirketler hem faaliyet alanlarına göre hem de finansal ölçeklerine göre geniş bir alana yayılıyorlar. Teknolojiden yenilenebilir enerjiye, sağlıktan gayrimenkule kadar birçok sektör firmaları halka açılmışlar ve bu yolla finansman sağlamışlar. Geçen sene şirketlerin halka arz ile elde ettikleri kaynak 14,6 milyar TL civarına gelmiş.
Sermaye Piyasası Kurulu verilerine göre o zaman ki kur üzerinden 1,75 milyar dolara denk geliyormuş. Ne yazık ki sadece birkaç ay geçmesine rağmen özkaynak tutarları kur faktörü nedeniyle 973 milyon dolara indi.
Yani yüzde 60 kaynakları eridi.
Bu negatif gelişme sadece geçen sene halka arz gerçekleştiren şirketler için geçerli kalmıyor. Hâlihazırda halka açık olan şirketlerin dolar bazında piyasa değerleri için de geçerli. 15 sınırına gelmiş dolar kuruna göre Borsa İstanbul'da payları işlem gören şirketlerin toplam piyasa değerleri 150 milyar dolar civarına ancak ulaşıyor. Fena değişmiş demememiz için bir örnek vereyim hemen;
Nasdaq Borsasında işlem gören Apple şirketinin piyasa değeri 2,2 trilyon dolarlarda.
Ancak bu olumsuz gelişmenin açtığı bir de alan var şirketler için. Borsa şirketlerinin çoğunun değeri olması gereken seviyelerin altında seyrediyor. Dolayısıyla tasarruf sahipleri için çok önemli kar imkanları var. Çünkü daha önceleri dolar bazında bugünkü seviyelerin 3 katı fazlası noktalara gelmişti BİST endeksleri.
FİRMALAR YARARLANMALI
Tasarruf sahipleri gibi şirketlerin de borsanın bu seviyelerinden yararlanmaları gerekiyor. Sıcak bakan şirketler için tanıtıcı bir kaç hatırlatma yapayım. Süreç malum; yetkili organlarda karar alınması, esas sözleşme madde tadili ve SPK'ya başvuru... Asıl önemli kısım maliyet tarafında... Beş maliyet kalemi var. Birincisi üç kuruma ödenecek ücretler...
SPK, Borsa İstanbul ve payların seri numaralarına göre saklandığı Merkezi Kayıt Kuruluşunun binde 2-4 aralığında aldığı komisyon ve ücretler listenin başında yer alıyor. Dördüncü kalem halka arza aracılık yapacak kurumun aracılık komisyonu ve son olarak bağımsız denetim, tanıtım ve reklam giderlerinin şirketler tarafından karşılanması gerekiyor.
Halka arz ile ulaşılan özkaynağın yanında bu giderlerin fazla yer tutmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Şirketlerin kolayca üstesinden gelecekleri bir tutar söz konusu. Yani endişe duymalarına gerek yok. Şirket yönetimini kaybetme endişesine ise hiç gerek yok. Çünkü halka açılma aşamasında imtiyazlı pay tasarımları ile bu engeli de kolayca aşabilirler.
Naçizane şirketlere böyle bir süreçte finansman için halka açılma seçeneklerini kuvvetli bir şekilde değerlendirmelerini öneririm.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.