FED’den sıkılaştırmaya devam sinyali
Aslında sinyalden de ötesi geldi FED'den... Kararlılıkla sıkılaştırma yönlü adımlardan taviz verilmeyeceğini son toplantı tutanaklarında açıkça dile getirdi. Komite üyelerinin çok da etkileyici bir tespitleri var. Enflasyonu düşürmek için çok az önlem almanın maliyeti, çok fazla önlem almanın maliyetinden daha yüksek olabilir. Elbette doğru bir tespit... Sadece ekonomide değil her konuda 'geçiştirme' niyetli, işin kolayına kaçan önlemler sorunların zamanla birikerek daha yıkıcı ve çözümü daha zor, belki de imkânsız hale gelmesine neden oluyor.
İşte FED de önceliği doğru ve rasyonel bir şekilde belirlediği için enflasyonun üzerine ödün vermeden gitmeyi tercih ediyor.
Öncelikleri nedir derseniz, tabii ki bilimsel olarak açıkça kanıtlanmış olan 'fiyat istikrarı'... Eğer fiyat istikrarı tesis edilmezse, enflasyondan taviz verilerek ulaşılan büyüme hızı sürdürülebilir olmuyor.
Yatırımlar firmalarca öteleniyor. Çünkü belirsizlik onların risk algılarını değiştiriyor ve beklemeye geçiyorlar. Diğer taraftan düşük faizler de seviyelerini enflasyonda oluşan katılık karşısında koruyamıyor.
FED PİYASALARI ÜZÜYOR!
Yine uzun bir giriş yaptım. Çünkü FED'in böyle şahin davranarak küresel ekonomiyi ve piyasaları neden üzdüğünü kısaca hatırlatmak istedim.
Evet, FED diğer ekonomileri, özellikle de gelişmekte olan ülkeleri üzüyor.
Daha doğrusu panikletiyor. FED faiz artırdıkça dolara erişim maliyetini yükseltmiş oluyor ve ne yazık ki, pandemi döneminde saçtığı 4 trilyon doların üzerindeki likiditeden kredi yoluyla nasiplenen gelişmekte olan ülkeler dış borç çevirme sorunu ile yüzleşmek durumunda kalıyor. Cari açığı yüksek ve döviz rezervleri zayıf olan ülkeler ise dış açık finansmanında yabancı sermaye akımlarından mahrum kalıyor. Aynı şekilde küresel ekonomiler gibi küresel piyasalar da kaygılanıyor, panikliyor. Zira yatırımlar hisse senetlerinden, kıymetli madenlerden ve emtialardan getirisi yükselen dolar cinsi enstrümanlara kayıyor.
Tutanaklarda da vurgulandığı gibi faiz artışının devamlılığı ve ölçüsü tamamen ABD ekonomisi için kritik olan verilerin seyrine bağlı oluyor. Aynı zamanda çok hayati önem taşıyan ve atlanmaması gereken bir konu da 'kümülatif etkinin' değerlendirilmesi. Komite üyeleri politika ayarlamalarının kümülatif etkilerini değerlendirmişler ve belli bir noktadan sonra faiz artırımlarının hızını yavaşlatmanın uygun olacağı konusunda hemfikir olmuşlar.
TÜFE AŞAĞI, ÇEKİRDEK YUKARI
Ben yazımı kaleme alırken henüz ABD'nin son enflasyon verisi açıklanmamıştı.
Ağustos'ta TÜFE yüzde 8.3, ÜFE ise 8.5 idi. Manşet ve maliyet enflasyon geriliyor ama çekirdek ve gıda enflasyonu yukarı yönlü seyrini koruyor. Çekirdek enflasyon Ağustos ayında yüzde 5.9'dan yüzde 6.3'e yükselmişti. Gıda da aynı şekilde yüzde 10.9'dan yüzde 11.4'e çıkmıştı. Büyük olasılıkla son enflasyon verileri bu resmi bozmayacak, TÜFE yine az da olsa inerken çekirdek direncini koruyacak.
Tabii bu durumda FED'in kalan son iki toplantıda 75 ve 50 baz puan, yani toplamda 125 baz puan faiz artırım olasılığı da güçlenecek. Zaten piyasalar bu olasılığı fiyatlamaya başladılar bile.
Küresel ekonominin hız kesmesi ile gerileyecek bazı girdi maliyetleri ve sıkılaştırmaya bağlı tüketimlerin azalması, küresel düzeyde enflasyonların düşmesini sağlayacak. Ancak Ukrayna'daki savaşın enerji ve tarım emtia fiyatlarındaki direnci korumasına katkı yapması olumsuz faktör olacak ve enflasyonların düşüş hızını yavaşlatacak gibi görünüyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.