ABD, 1. Körfez Savaşı'ndan bu yana Ortadoğu'da haritaların yeniden şekilleneceği bir oyun kuruyor.
Yıllardır tüm itiraz ve tepkilere rağmen kurulan bu oyunda ilk harita değişikliği de Irak'ta yapılıyor.
Ülkenin kuzeyinde ikinci İsrail olacak bağımsız bir Kürt devleti kuruluyor.
Türkiye'nin tüm itirazlarına rağmen bu bağımsız Kürt devletinin kurulması yolunda en önemli adım dün atıldı. Bölgesel Yönetim lideri Mesud Barzani, İsrail'in açık, ABD'nin perde arkasından teşviğiyle bağımsızlık referandumunu yaptı. Bunun ardından sıra birkaç yıl içinde sözde bağımsız ama gerçekte ABD ve İsrail'in askeri üslerle donatacağı bir Kürt devletinin ilan edilmesine gelecek.
Irak'ın kuzeyindeki bu oyunun yanı sıra ABD, Suriye'nin kuzeyinde de PKK/YPG eliyle Akdeniz'e açılan bir PKK/YPG koridoru oluşturma projesini de adım adım hayata geçiriyor.
Türkiye'nin Fırat Kalkanı operasyonuyla sekteye uğrattığı koridor tamamlanmaya çalışılıyor.
Irak'ın kuzeyinde kurulacak ikinci İsrail, Suriye'deki bu koridorla birleştirilecek. Böylece, tapusu görünürde Kürtlerin ama gerçekte ABD ve İsrail'in olacak Akdeniz'e kıyısı olan bir devlet oluşacak.
Zannediyor musunuz ki, bu Kürt devleti burada kalacak?
Sıra Türkiye'ye getirilecek.
PKK ile Türkiye'ye karşı başlattıkları ancak milletin sağduyusuyla bir türlü Türk-Kürt ayrışmasına dönüştüremedikleri kirli savaş, kurulacak sözde bağımsız Kürt devleti üzerinden yürütülecek.
Yoksa ABD, uçağı ve doğru düzgün tankı olmayan DEAŞ'a karşı mücadele adı altında YPG'ye neden uçak ve tanksavar silahları veriyor. Çok açık ki, bugün DEAŞ'a karşı kullanılacak diye verildiği söylenen bu silahlar ileride Türkiye'ye doğrultulacak.
Bu açıdan tarihimizin en önemli kavşaklarından birine geldik. Türkiye, ileride kendisine yönelecek bir işgal girişimini durdurmak için oynanan satrançta rakibi mat edecek hamleleri yapmak zorunda.
Türkiye, bir Irak, bir Suriye değildir ve hiçbir zaman olmamıştır.
Kurtuluş Savaşı'nda 7 düvele meydan okuyan ve Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkesiyle bir bütün olarak Sevr'i başlarına çalan Türk milleti bu işgale yine izin vermeyecektir. Bugüne kadar tarihin figüranı değil tarihin bizzat yazanı olan bu millet gerekli adımları atacaktır...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün bir kez daha vurguladığı gibi "bir gece ansızın gelebiliriz."
BİZİM DE BÖYLE BİR HARİTAMIZ OLDUĞU UNUTULMASIN...
Irak'ın kuzeyinde dün yapılan referandum öncesinde Mesut Barzani'nin kampanyasında billboardlara skandal bir harita asıldı. Bu haritada Türkiye'nin 26 ili de sözde Kürdistan içinde yer alıyordu.
İşte, yukarıda anlatmaya çalıştığım tehlike bu. Hedefleri böyle bir harita oluşturmak.
Yıllardır Türkiye'ye karşı çeşitli platformlarda skandal harita yayınlayanlar Türkiye'nin de Musul ve Kerkük'ü de içine alan bir Misak-ı Milli haritası olduğunu unutmasın.Mustafa Kemal Atatürk, 1 Mayıs 1920'deki Meclis konuşmasında ve son defa 30 Ocak 1923 tarihli açıklamasında olmak üzere Misak-ı Milli sınırlarını şöyle tanımlamıştı: "Bu hudut İskenderun Körfezi'nin güneyinden, Antakya'dan, Halep ile Katma istasyonu arasında Cerablus köprüsünün güneyinde Fırat Nehri'ne ulaşır. Oradan Deyrizor'a iner, oradan doğuya uzatılarak Musul, Kerkük ve Süleymaniye'yi içine alır." Türkiye, tabi ki komşularının toprak bütünlüğünden ve barıştan yana. Ancak, skandal haritalarla komşularımızı bölüp bize de 'bölüneceksiniz' mesajı verenler şunu unutmasın:
Türkiye "bir gece ansızın" başlayacak bir müdahale ile böyle bir haritayı fiilen hayata geçirebilecek güçte...