Sadece sövücü değil yalancı da
Bugün size, yüzde 52 oy alarak seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ağır hakarette bulunup 'faşist diktatör' diyen CHP Sözcüsü Bülent Tezcan'ı anlatacağım.
Okuyunca siz de "Türkiye'de her şey olursunuz ama rezil olamazsınız" sözünün sanki Tezcan için söylendiğini göreceksiniz.
Aslında, geçmişte Kuşadası'nda yıllarca 'kasaba avukatlığı' yapan Tezcan'ın 'faşist diktatör' sözleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ilk ağır hakareti değil. Tezcan, 2013'te de Gezi olayları sürerken CHP Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla Meclis kürsüsüne çıkmış ve o dönem Başbakan olan Erdoğan'a 'baş provokatör' ve 'çapulcu' demiş, "Diktatörlüğünüzün sonu geldi" ifadesini kullanmıştı.
Kasım 2016'da vekil seçildiği Aydın'da "HDP'ye destek verenin sonu böyle olur" diye bağıran biri tarafından bacağından vurulan Tezcan, geçtiğimiz Mayıs'ta parti sözcülüğüne getirildi.
Bu tarihten sonra tabiri caizse şirazesi iyice kaydı.
Tezcan, Başbakan Binali Yıldırım'ın işaret ettiği gibi CHP sözcülüğünden çok 'parti sövücülüğü' yapmaya başladı.
Öne sürdüğü her spekülatif iddianın yalan olduğu ortaya çıktı. Bu yönüyle sık sık alay konusu da olan Tezcan adeta karikatür bir tipe dönüştü.
BELGELİ UYDURMA
Tezcan'ın sözcülük görevine geldikten sonra ilk büyük yalanı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği aracılığıyla yargıya talimat verdiği iddiası oldu. Tezcan'ın 'belgeli' diye açıkladığı bu yalanıyla ilgili gerçek kısa sürede ortaya çıktı. Tezcan'ın kamuoyunu yanıltmak için sunduğu dilekçenin, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Metin Kıratlı'nın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği suç duyurusu dilekçesi olduğu anlaşıldı.
KURUMLARI BİLE BİLMİYOR
Tezcan, Ağustos ayında yine bir 'belge' göstererek devlet içinde yeni bir 'istihbarat örgütü' kurulduğunu ve bunun isminin de 'Başkanlık Ulusal Güvenlik Birimi' olduğunu söyledi.
Ancak bu yalan da kısa sürede çürütüldü. Emniyet Genel Müdürlüğü, Tezcan'ın bu yalanındaki 'Başkanlık Ulusal Güvenlik' ibaresinin 12 Mayıs 2016'da kurulan 'Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Ulusal Güvenliğe Yönelik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nün kısaltması olduğunu açıkladı.
'ÖKSÜZ' ÇUVALLAMASI
Sözcü Gazetesi, Tezcan'ın verdiği belgelere dayanarak 26 Ağustos'ta "15 Temmuz'u organize eden üst düzey isimlerden Adil Öksüz darbeden sonra meydan meydan Türkiye'yi dolaşmış" manşetiyle çıktı. Sözcü, Tezcan'a güvenerek Öksüz'ün, kalkışmadan 3 gün sonra Ankara'dan İstanbul'a, 13 gün sonra ise Elazığ'dan, Ankara'ya ardından da İzmir'e uçtuğunu iddia etti. Ancak bahsi geçen Adil Öksüz'ün, Kahramanmaraş'ın Andırın ilçesine kayıtlı FETÖ'cü Adil Öksüz değil Bingöl nüfusuna kayıtlı Manisa'nın Salihli ilçesinde sebze meyve halinde toptancılık yapan Adil Öksüz olduğu ortaya çıktı. Toptancı Öksüz, Tezcan hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.
'İÇKİ' ÇARKI
CHP'li Tezcan, aynı günlerde partisinin Çanakkale'de düzenlediği sözde adalet kurultayında şehitlikte içki içildiğinin ortaya çıkmasıyla ilgili, önce "Böyle bir şey yok. Çamur atıyorlar" dedi. Ancak, ardından olayın doğru olduğu ortaya çıktı ve içki içenlerin CHP'den ihraç edildiğini de Tezcan bizzat kendisi açıklamak zorunda kaldı.
Bu 4 yalanın bir de bonusu var. Tezcan, geçtiğimiz günlerde İyi Parti'ye geçen İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın CHP'den istifa edip etmeyeceği sorusuna, "Yok öyle bir şey. Aydın deyimiyle bunlar çalı dibi taşlamaya benziyor, boş atıp dolu tutma çabası. Hepsi şişirme" demişti. Tezcan'ın açıklamasından birkaç saat sonra Çıray istifasını açıklamıştı.
Bir kez daha gördünüz değil mi "Türkiye'de her şey olursunuz ama rezil olamazsınız" sözünün ne kadar doğru olduğunu... İşte bu Bülent Tezcan, şimdi çıkmış yüzde 52 oyla seçilmiş, 2002'den bu yana girdiği her seçimi kazanan Erdoğan'a 'faşist diktatör' diyor. Hani Mevlana'ya atfedilen "Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye?" sözü var ya... İşte aynen öyle...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.