İzmir maalesef ekonomik anlamda olmasa da trafik sıkışıklığı yönünden İstanbul'a yaklaştı. Artık, günün hangi saatinde olursa olsun özellikle kent merkezinde ve ana arterlerde bir yerden bir yere gitmek büyük bir sorun.
Bırakın İzmir'de yaşayanları birkaç saatliğine İzmir'e gelenler bile isyan ediyor bu duruma. Birkaç ay önce Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç da alt tarafı Swissotel'den Konak Pier Alışveriş Merkezi'ne giderken yaşamıştı çileyi ve isyan etmişti.
Geçtiğimiz günlerde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu için "İzmir'de yaşamıyor mu?" diye sormuştu.
Hakikaten şu İzmir'in trafiğinin haline bakınca insan ister istemez "Kocaoğlu gerçekten İzmir'de yaşamıyor mu?" diye düşünmüyor değil.
Öyle ya...
Kocaoğlu, İzmir'de yaşıyorsa hiç mi makam odasının penceresinden dışarı bakıp kilitlenen trafiği görmüyor?
Görüyorsa çözüm için yıllardır neden bir şey yapmıyor?
Sayın Kocaoğlu...
Size bir önerim var. Anlaşılan o ki, siz her türlü konforu olan 1 milyon liralık makam aracınızla lüks yolculuklar yaparken trafikteki keşmekeşi göremiyorsunuz.
Gelin çok değil sadece 1 gün, herhangi bir İzmirli gibi yaşayın. İzmir'in bir yerinden bir yerine, özellikle de sabah ve akşamüzeri gitmeye çalışın. O sıkış tepiş otobüslere bir binin. O adım adım ilerleyen trafikte, zor nefes aldığınız otobüslerde ayakta yolculuk yapın.
Hadi bunu yapamıyorsanız, bari bu işi kendi özel aracınızla direksiyon başındayken yapın. Görün vatandaşların her gün işine, evine giderken hangi şartlarda araba kullandığını...
O zaman belki anlarsınız İzmirlinin çilesini ve şimdiye kadar bir belediye başkanı olarak hiç sorumluluk duygusu hissetmediğiniz İzmir'in trafik sorunun çözümü konusunda adam atarsınız.
İSTANBUL DAHA YAKIN OLACAK
Sayın Kocaoğlu...
Bakın, yakında İzmir-İstanbul Otoyolu bitecek. İzmir-İstanbul arası 3 saate düşecek. Oysa böyle giderse İzmir'in bir ucundan bir ucuna gitmek bile 3 saatten fazla sürer hale gelecek.
Sizin bu soruna çözüm bulmanız lazım.
Örneğin, Körfez geçiş projesine kerhen destek veriyor görünmenin ötesine geçin, inşaatına bir an önce başlanması için siz uğraşın. Kente alternatif yollar açın...
Öyle birkaç battı çıktı yaparak bu işin çözülmediği ortada. İzmir'i battı çıktılarla donatın.
Bu işe biraz kafa yorun...
Bir şeyler yapın ki, hiç olmazsa yeniden aday olduğunuzu açıkladığınız 2019 seçimlerinde İzmirlinin karşısına çıkmaya bir nebzecik yüzünüz olsun...
DEAŞ'IN YENİ İSTİHDAM ALANI TÜRKİYE Mİ OLACAK?
DEAŞ militanlarının Rakka'dan ABD ve YPG'lilerle anlaşarak serbestçe çıktıklarını gösteren görüntüler beni hiç şaşırtmadı. ABD Başkanı Donald Trump'ın bile kendisinden önceki Başkan Obama'nın kurduğunu söylediği DEAŞ'ın ABD'nin bir işgal aparatı olduğunu anlamak için çok büyük bir zeka sahibi olmaya gerek yok.
ABD, bu örgütü kurdu ve Suriye'deki işgali için bir bahane olarak kullandı. DEAŞ'la mücadele yalanıyla PKK'nın Suriye kolu YPG'yi silahlandırdı.
ABD, yapacağını yaptığı için DEAŞ'a Suriye'de pek ihtiyacı kalmadı.
Açıkçası ben ABD'nin bundan sonraki aşamada Suriye'de işsiz kalan DEAŞ'ın Türkiye'ye karşı benzeri hamleler yapmak için kullanacağını düşünüyorum.
Kim aksini iddia ederse etsin, ABD'nin Suriye'deki işgalinin ardından sıradaki ülkelerden biri Türkiye'dir... O silahlar da YPG'ye bu işgal girişimi için veriliyor.
Şimdi DEAŞ aparatını da Türkiye'ye karşı işgal girişimi bahanesi üretmek için kullanabilirler...
ABD'nin Türkiye'nin istemediği Ankara Büyükelçisi John Bass'ın giderken Türkiye'yi nasıl tehdit ettiğini unutmayalım:
"DEAŞ, Türkiye'de 9 aydır eylem yapmıyor. Bu bizim sayemizde."