Gezmeyi bırak Seferihisar’a bak
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun prenslerinden biri olarak nitelendirilen ve ismi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için geçen Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer'in marifetlerini gördünüz değil mi?
Belediyenin değerli gayrimenkullerini tek tek satan Soyer, görev süresi boyunca tam 178 kez yurtdışına çıkmış. Başarılı muhabirimiz Metin Burmalı'nın yaptığı araştırmaya göre Soyer, sadece son 3 yılda 5 kez İtalya, 4 kez de Almanya olmak üzere 18 ülkeyi 31 kez ziyaret etmiş...
Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanlığı yapacak kadar sosyal demokrat olduğu iddiasında olan Başkan, ilçe mallarını satıp satıp soluğu yurtdışında almış...
Hadi bu kadar gezmesine rağmen Seferihisar'ı uçuracak icraatlarda bulunsa neyse... Öyle bir şey de yok... Seferihisar'a gidenler görüyor...
Ancak Soyer, İzmir'in EXPO 2015 adaylığı için yaptığı genel sekreterlik görevindeki tecrübelerinin de etkisiyle PR çalışmalarını çok iyi biliyor ve kendini çok başarılı olarak pazarlıyor.
'SAKİN'LİK GİDEBİLİR
Ama bilim dünyası hiç böyle demiyor.
Örneğin geçtiğimiz günlerde ilçede düzenlenen 'Bilimsel Yönüyle Seferihisar' konulu panelde konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Ekber Gülersoy, Seferihisar'da yaşanan hızlı ve çarpık kentleşmeye dikkat çekerek, kentin sahip olduğu Sakin Şehir (Cittaslow) ünvanını kaybetme riski olduğunu belirtti. Gülersoy'a göre tarım alanlarının da yapılaşmaya açılmasıyla tehlike daha da büyüdü. Gülersoy, "Seferihisar'ın Cittaslow ünvanını aldığı 2009 yılında nüfusu 28 bin iken, şu an 41 bin civarındadır. 50 bin sınırını aştıktan sonra Cittaslow unvanını kaybedecek.
Bu hem turizm açısından hem de kentin kendine has yapısının korunması açısından tehlikeli. Bu konuda acilen çalışma yapılması gerekir" diye konuştu.
Bu sözler Soyer'i çok rahatsız etti ve Dokuz Eylül Üniversitesi'nden düzeltme bile talep etti.
Yani Sayın Soyer'in seyahatleri bir kenara bırakıp çarpık yapılaşma içerisindeki ilçesiyle daha fazla ilgilenmesi gerekiyor.
HDPSEVER BAŞKAN
Açıkçası Başkan Tunç Soyer'in ilçedeki belediye mülklerini satış hızını görünce İzmir için de kaygılanmaya başladım. Olur da Soyer, aday gösterilir ve Türkiye'nin mülk açısından en zengin kurumlarından biri olan İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne başkan olursa acaba ne olur diye düşünmeye başladım. Bu arada Soyer'in PKK'nın siyasi uzantısı HDP ile olan yakınlığı da beni bir başka açıdan kaygılandırıyor.
Çünkü Soyer, teröre destek verdiği için Seferihisar Belediyesi'nin kardeş kuruluşu olan Sur Belediyesi'ne devlet tarafından kayyum atanınca tepki toplayan bir çıkış yapmıştı. Soyer, "Kayyum darbesi kardeşliğimizi bozamaz" demişti. Soyer, ayrıca HDP'nin İzmir'de yaptığı ve 'teröristlere özgürlük' talebinde bulunduğu eyleme destek vermeye gidenlerin başında yer almış ve "Sizin gücünüzü artırmak için elimden gelen desteği vereceğim" demişti. İzmirliler her zaman milli duruşlarıyla ön plana çıkmıştır. Hal böyleyken İzmir Büyükşehir Belediyesi, HDPsever bir belediye başkanına teslim edilebilir mi?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.