Türkiye'nin İstanbul'da 23 Haziran'da yapacağı seçim sadece bir yerel seçim değil. O gün Türkiye'nin kaderine doğrudan etki edecek çok kritik bir karar verilecek.
Oyun büyük...
Türkiye, bu seçim üzerinden bir siyasi istikrarsızlığa ve çöküşe ardından da sonu bölünmeye gidebilecek tehlikeli bir sürece yuvarlanmak isteniyor. Amaç Türkiye'yi güçsüzleştirmek. Bu şekilde istiyorlar ki, Türkiye, Suriye'de ABD tarafından beslenen PKK/YPG'yi tepeleyemesin, Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğal gaz paylaşım savaşından çekilsin, ayrıca S-400 füzelerini de alabilecek iradeyi ortaya koyamasın...
Yani Türkiye'nin eskisi gibi boyundurukları altına girmesini arzuluyorlar.
PKK SALDIRILARI BU YÜZDEN
O yüzden CHP ve İP'nin PKK'nın uzantısı HDP'yle bu seçimde de ittifak kurmasının ardından üst üste yaşanmaya başlanan terör saldırıları asla tesadüf olarak görülmemeli.
PKK, büyük oyunun bir parçası olarak özellikle azdırılıyor.
Son 14 günde Azez'den Tel Rıfat'a, Şırnak'tan Hakkari'ye, Irak'tan ve İran sınırlarına kadar sivil ve asker toplam 14 şehit verdik.
Bu yaşananları HDP'lilerin açıklamalarında vurguladıkları unsurlarla birleştirince büyük resim netleşiyor.
BAKLAYI AĞIZLARINDAN ÇIKARDILAR
Kandil'in sözcüsü konumundaki HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli bu nedenle "Bir referandum olacak 23 Haziran'da CHP'ye oy verirseniz, İmralı'nın yolu açılır" diyor.
HDP Milletvekili Ahmet Şık da ağızlarındaki baklayı çıkarıyor: "Çözüm masası yeniden kurulacak ama bu AK Parti'yle olmayacak." Yani demek istiyorlar ki, "İktidar bu seçimlerin ardından gidecek ve Türkiye, PKK ile yeniden masaya oturacak. Böylece İmralı'daki PKK elebaşı Abdullah Öcalan da özgür kalacak." İşte PKK şimdi Türkiye'yi bu istedikleri sürece girmeye zorlamak için yeniden sahaya sürüldü.
TÜRKİYE'Yİ ZORLAMAK İSTİYORLAR
Güvenlik ve Terör Politikaları Uzmanı Abdullah Ağar'ın PKK'nın bu eylemleriyle ilgili yaptığı değerlendirmede yaptığı tespitler de çok çarpıcı. Ağar da "Bu saldırılar ile Kandil, 'sözde' bir Bahar Atılımına takati olduğunu göstermek, Türkiye'deki 'seçim gerginliğini istismar ederek' siyasi kutuplaşmayı derinleştirmek, toplumsal düşmanlığı arttırmak, kalıcı kamplaşmayı sağlamak istiyor. Türkiye'yi 'sözde' yeni bir çözüm/barış sürecine zorlamayı planlıyor. Gözleri Fırat'ın doğusundan ve Menbiç'ten uzak tutmak istiyor" değerlendirmesinde bulunuyor.
Evet, 23 Haziran gerçekten bir referandum olacak.
Ama, Türk halkı bu büyük oyunu görüp bozacak ve egemen güçlerin hevesleri kursağında kalacak...
7 Haziran 2015'teki seçimlerin ardından Türkiye'nin güçlü bir siyasi iradeye sahip olmaması için bastıranlar nasıl kaybettiyse şimdi de kaybedecek.