Türk Silahlı Kuvvetleri, 15 Temmuz'daki hain darbe girişimi sonrası FETÖ'cü hainlerden temizlenmesinin ardından destan yazıyor. Şu an bütün dikkatler Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü PKK/PYD'ye karşı yapılan Barış Pınarı Harekatı'nda... TV'ler gün boyu bu harekatla ilgili canlı yayın yapıyor.
Ancak, TSK'nın yürüttüğü operasyon ve harekatların sadece bununla sınırlı olduğunu zannetmeyin.
Türkiye şu an 4 koldan ilerliyor.
Suriye'nin yanı sıra Kuzey Irak'ta 'Pençe' ve yurt içinde de 'Kıran' operasyonlarını gerçekleştiriyor.
İTALYANLARDAN GERİ ADIM
Bu arada Türk savaş gemileri de, Doğu Akdeniz'de Kıbrıs Rum Kesimi ile anlaşan emperyalist devletlerin bölgenin enerji kaynaklarına çökme girişimine de meydan okuyor. Türkiye'nin kararlılığı en son Rum Yönetimi'nin çağrısıyla bölgeye gelen İtalyan Eni şirketine geri adım attırdı. Eni, Türk donanması bölgeden ayrılmadığı sürece sondaj yapmayacağını açıkladı. Dünyada, aynı anda 4 koldan operasyon ve harekat yürütecek kaç ülke çıkar? O yüzden "Uyuyan dev uyandı" sözü boşuna söylenmiyor.
BU REKLAMIN BEDELİNİ KİM KARŞILIYOR?
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya'nın İzmir'e başkentten transfer olan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökçe ile olan yakınlığı kulislerde dillendirilen bir konu. Bugünlerde Kaya'nın yazdığı "Haziran'dan Hazirana - Sokaktan Parlemontoya" isimli kitabın tanıtım afiş ve reklamları İzmir'in çeşitli noktalarındaki billboardlar ve bazı binaların dış cephelerini süslüyor. Afişlerde büyük bir fotoğrafına yer verilerek tam bir 'Yıldırım Kaya reklam kampanyası' yürütülüyor. Buradan soruyorum:
- Kaya'nın gelirini bağışlayacağını söylediği bu kitabın tanıtım afiş ve reklamları için Büyükşehir veya ilçe belediyeleri ile bina sahiplerine bir ücret ödeniyor mu?
- Ödenmiyorsa neden? Ödeniyorsa da bu ücretin miktarı nedir?
- Bu ücret geliri bağışlanacağı söylenen kitabın satışlarından mı karşılanıyor?
- Oradan karşılanmıyorsa milletvekili maaşı bu bedeli ödemeye yetiyor mu?
- Yetmiyorsa bu reklamlar nasıl finanse ediliyor?
SELİN HANIM HALA SUSUYOR
Bu köşede, 'Gezi' başta olmak üzere muhalefet edebilecekleri her konuda paylaşım yapan bazı İzmir milletvekillerinin Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili sessiz kalmalarını konu alan bir yazı kaleme almıştım. Bu milletvekillerinin büyük bölümü dün harekatta şehit olan askerimizle ilgili paylaşımlar yaptı. Ancak bir tek Selin Sayek Böke'den ses çıkmadı. Böke'nin daha önce PYD/YPG'ye terör örgütü diyebilmesi için elinde istihbari bilginin olması gerektiğini söylediği hatırlanırsa bu sessizliğin nedeni de anlaşılıyor!
NOT: Bu arada destek açıklaması yapmayan vekiller arasında Kamil Okyay Sındır'ın ismine de yer vermiştim.
Ancak, kendisinin bir destek tweeti gözden kaçmış olduğunu farkettim.
Bilginize sunarım...