CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'nün siyasi ayağıyla ilgili yaptığı açıklamaya hayret ettim.
Bu ülkede FETÖ'nün siyasi ayağının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu iddia etmek milletin aklıyla dalga geçmeye çalışmaktır.
Çünkü herşey Türkiye'nin gözü önünde yaşandı ve yaşanıyor. Erdoğan olmasaydı 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye, bugün FETÖ işgali altında olacaktı. Erdoğan'ın varlığı FETÖ ile mücadelenin en büyük güvencesidir.
TERÖR ÖRGÜTÜ OLUNCA SEVDİLER
Kendisini mütedeyyin insanlardan oluşan eğitim gönüllüsü bir cemaat olarak yutturan FETÖ'nün bir terör örgütü olduğu 17/25 Aralık 2013 tarihlerindeki yargı ve polis darbe girişimleriyle ortaya çıktı. İşte o tarihten önce kamuoyu önünde FETÖ ile mesafeliymiş görüntüsü vermeye çalışan CHP, aleni FETÖ savunuculuğu yapmaya başladı. FETÖ'nün elde ettiği bazı gizli ses kayıtlarını önce CHP'liler açıkladı. Kılıçdaroğlu'nun Dışişleri Bakanlığı'ndaki kritik bir güvenlik toplantısında kaydedilmiş ancak kamuoyuna henüz yansıtılmamış bazı ses kayıtları üzerinden hem de terör örgütünün TV kanalında değerlendirmeler yapması bugün hala hafızalarda. İzmir'den örnek verirsek, o dönem CHP İl Başkanı olan şu anki Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin'in FETÖ'cülere nasıl sahip çıktığını bugün gibi hatırlıyoruz. Kendisine FETÖ tarafından kumpas kurulan ve 397 yıl hapisle yargılanan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da o tarihlerde FETÖ yayın organlarına mülakat veriyordu.
"KONTROLLÜ DARBE"NİN MUCİDİ
Peki 15 Temmuz 2016'daki hain darbenin ardından ne oldu? CHP tabanının çok büyük bir kısmı FETÖ'nün nasıl eli kanlı bir terör örgütü olduğu gerçeğini anlamasına rağmen Kılıçdaroğlu ve bazı CHP yöneticilerinin FETÖ sevgisi bitmedi. Hatta, söylemleriyle FETÖ'nün siyasi ayağı şeklinde hareket etmeyi sürdürdüler. Bunun en önemli örneği de Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz'la ortaya attığı 'kontrollü darbe' yalanıydı...
Şimdi anlaşılıyor ki, bu sloganı bulduğu belirtilen Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanı Rasim Bölücek, o tarihlerde FETÖ'cü CIA ajanı Enver Altaylı ile yüzlerce telefon görüşmesi yapıyormuş.
FETÖ'CÜ OLDUĞUNU BİLE BİLE
Tüm bunlara ilave olarak başlı başına Urla Belediye eski Başkanı CHP'li Burak Oğuz vakası bile CHP içinde FETÖ'nün hala ne kadar etkili olduğunu göstermeye yeter de artar bile.
Yeni Asır olarak geçtiğimiz günlerde yaptığımız haberle de gündeme getirdik. CHP Konak İlçe eski Başkanı Aytekin Tunus, görevde olduğu 2011 yılında milletvekili adayı olan Oğuz'un FETÖ'cü olduğuna dair bilgileri bizzat Genel Merkez'e aktardığını açıkladı. Ayrıca, Oğuz'un 2014 yılında Urla Belediye Başkan aday adayıyken FETÖ'cü olduğuna dair haberlerin medyada yer aldığı da biliniyor. Ancak CHP, tüm uyarılara rağmen Oğuz'u 2019'da Urla Belediye Başkan adayı yaptı. Oğuz, 15 Temmuz'un kilit isimleriyle geçmişte ilişki içerisinde olduğu anlaşılınca tutuklandı. Şimdi Oğuz'u kimin aday yaptırdığı konusunda CHP'li hiçbir yöneticinin ağzını bıçak açmıyor.
Diyeceğim... Bu millet gerçekleri çok iyi görüyor. Kılıçdaroğlu'nun bu söylemleri yine FETÖ'nün ekmeğine yağ sürmekten başka bir amaç taşımıyor.