Yüreğimiz yanıyor... Onlarca askerimiz maalesef Soçi'de sözde mutabakat sağladığımız Rusya'nın destek verdiği Esad rejiminin hava saldırısında şehit oldu. Bu hain saldırı, Türkiye'nin bir varoluş mücadelesi verdiği gerçeğini tüm açıklığıyla bir kez daha ortaya koydu...Şimdi sırf muhalefet olsun diye konuşan bazıları diyor ki, "Bizim Suriye'de, İdlib'de ne işimiz var?"...Çok işimiz var beyler, hem de çok...Bunu söyleyenler ne ülkemize yönelen güvenlik tehditlerinin farkındalar ne de atalarımızın ta Kurtuluş Savaşı öncesinde vatan olarak ilan ettikleri Misak-ı Milli sınırlarını biliyorlar.
ATATÜRK ANLATMIŞTI
Lam-ı cimi yok... İdlib, Misak-ı Milli sınırlarının içersinde yer alıyor. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, bu sınırları "İskenderun Körfezi'nin güneyinden, Antakya'dan, Halep ile Katma istasyonu arasında Cerablus köprüsünün güneyinde Fırat nehrine ulaşır. Oradan Deyr-i Zor'a iner, oradan doğuya uzatılarak Musul, Kerkük ve Süleymaniye'yi içine alır" şeklinde açıklıyordu.
TÜRKİYE'NİN GERÇEK SINIRLARI
1924'te Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin milletvekillerine dağıttığı Misak-ı Milli haritasında ise, Batum, Halep (Antakya, İskenderun, İdlib, Belen, Reyhaniye, Barişa, Cisr-i Şuğur, Bab-ı Cebbul, Menbic, Cebel-i Sem'an), Rakka, Deyr-i Zor (Resulayn, Aşare, Mesice, Ögmer, Ane), Süleymaniye (Gülanber, Baziyan, Şehirbazar), Musul (İmadiye, Zaho, Do-huk, Akara, Sincar) ve Kerkük (Revandiz, Köysançak, Rayine, Selahiye, Erbil) Türkiye sınırları içinde gösteriliyordu.
ORADA KALMAK ZORUNDAYIZ
Yani İdlib bizim vatanımız...Koşullar ve dünya gerçekleri bugün bizi Atalarımızın zamanında çizdiği o sınırlara dayandırdı. Artık orada kalmak zorundayız... Hele onlarca Mehmetçiğimizi şehit verdiğimiz önceki akşamki hain saldırının ardından oradan geri dönmek gibi bir lüksümüz kalmadı...Bugün oradan çekilmek demek, yarın saldırıları şu anki sınırlarımızın içerisinde karşılamak zorunda kalmamız demektir. Bizim için artık var olmanın sınırları İdlib'den geçiyor...
ROMANTİK SOYER!
Türkiye, güvenliğini sağlamak ve bütünlüğünü korumak için bugün İdlib ve Suriye'de... Karmaşık denklemlerin ortasındayız. Rusya bir taraftan bizimle işbirliği yapıyor gibi gözüküyor, diğer yandan askerlerimizi şehit eden rejimi destekliyor. Rusya'dan habersiz adım atamayan Esad'ın güçleri, Mehmetçiklerimize saldırıyor. Şehitleri-miz var...Bu arada Fırat'ın doğusunda PKK'yı besleyen ABD, Fırat'ın batısında bize Rusya ve rejimle karşı karşıya gelmemiz için 'gaz' veriyor. Ayrıca milyonlarca yeni mülteci sınırlarımıza dayanmış durumda... Ortam böylesine karışıkken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, dün çok romantik bir çıkış yaptı. Soyer, "Derhal şimdi barış ve sava-şa hayır" ifadesini kullandı.Soyer'in iyi niyetinden şüphem yok ama maalesef bu işler Soyer'in söylediği kadar kolay olmuyor...