“Tarım bitti” yalanı ve İzmir’in kimliği
Korona virüs salgını, tarım ve gıdada yerli ve milli üretimin önemini bir kez daha ortaya koydu. İstediğiniz kadar silahınız, istediğiniz kadar çeliğiniz, istediğiniz kadar otomobil üretiminiz olsun eğer kendinizi doyuramıyorsanız bunların hiçbir önemi yok.
Gıdanız yoksa, gıda arz güvenliğiniz yoksa, kendi kendinize birçok alanda yetemiyorsanız nesilleriniz tehlike altında demek.
ALGI OPERATÖRLERİ DEVREDE
Tarımın yıldızının parladığı bu dönemde dün 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'nü idrak ettik... Bu çerçevede tarımla ilgili üretilen yalanlara değinmek istiyorum.
Türkiye'de maalesef son yıllarda bilinçli bir dezenformasyon süreci yaşanıyor.
Ülkemizin her şeyini karalamaya çalışıyorlar. Bunda da öncülüğü içimize yerleştirilen bazı algı operatörleri yapıyor.
En fazla karalananların başında ise tarım geliyor. 'Tarımın bittiği', Türkiye'de üretilen en büyük şehir efsanesidir. Algı operatörleri sürekli bunu işler durur. En kara propaganda ise, "Türkiye kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biriydi, şimdi saman bile ithal eder hale geldi" sözüdür. Bu yalanın dik alasıdır.
Türkiye'de tarımın ve çiftçinin tabii ki sorunları var... Bu alanda almamız gereken çok mesafe olduğu bir gerçek ama ortada çizildiği gibi kötü bir tablo yok.
İŞTE RAKAMLAR ORTADA
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin açıkladığı son rakamlar ortada...
Türkiye'nin tarımsal hasılası yüzde 645 artışla 275 milyar liraya ulaştı. Türkiye'nin tarımsal hasıla bakımından Avrupa'da birinci, dünyada yedinci sırada.
Tarımsal ihracatımız ise yıllık 18 milyar dolara çıktı. Tarım ve gıdada dış ticaret fazlamız 5.3 milyar dolar. 190 ülkeye bin 827 tarımsal ürün ihraç ediyoruz.
Hayvancılıkta da 48.5 milyon küçükbaş hayvan varlığıyla Avrupa'da birinci, 17,9 milyon baş büyükbaş hayvan varlığıyla ikinci, 23 milyon tonluk süt üretimiyle üçüncü sıradayız. Oluşturulan algının aksine tohum ihtiyacımızın da yüzde 96'sını yerli olarak karşılıyoruz. Türkiye'de tarıma büyük bir devlet desteği veriliyor.
Son 18 yılda çiftçilere 310 milyar lira tarım desteği ödemesi yapıldı, bu yılda 22 milyar lira destek sağlanacak.
BÜYÜKŞEHİR'İN DESTEĞİ ÖNEMLİ
Bu arada tarım demişken İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bu alandaki çalışmalarına da bir parantez açmamız gerekiyor.
Büyükşehir, gösterilmeye çalışıldığı gibi ilde tarımın en büyük lokomotifi değil ama sektöre çok ciddi bir katkı sağladığı da yadsınamaz bir gerçek. Başkan Tunç Soyer, eski Başkan Aziz Kocaoğlu döneminde başlanan tarımsal destekleri 5 yıl içinde yıllık 1 milyar liraya çıkaracağı sözünü vermişti.
Göreve geldikten sonra bu konuda yaptığı çalışmalarla da bu sözünü yerine getirmeye çalışıyor.
SOYER ÇİFTİNİN FOTOĞRAFI
Kocaoğlu'nun pek öyle tarlada görmedik ama Soyer, kasketini takıp tarlada fotoğraflar da veriyor. Geçtiğimiz günlerde gönüllülerle birlikte Kemalpaşa'da kiraz topladı. Dün de kendi ilçesi olan Seferihisar'da enginar hasadına katıldı.
Soyer sırtına küfeyi alırken İzmir Köy-Koop Birliği Başkanı olan eşi Neptün Soyer de enginarları topluyordu. Soyer çiftinin verdiği bu fotoğrafların İzmir'in bir sanayi veya turizm kentinden çok daha önce bir tarım kenti olduğu gerçeğinin görülmesine katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Sözün özü, artık 'tarım bitti efsanesini' bırakıp ülkemiz ve şehrimizin tarımsal potansiyelini en üst seviyeye çıkarmak için siyaset üstü bir çabayla çalışmalıyız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.