Tunç Soyer, sıradan bir siyasetçi değil. Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na İzmir Ticaret Odası Dış İlişkiler Müdürü, EXPO 2015 Yürütme ve Yönlendirme Komitesi Genel Sekreterliği ve ardından da Seferihisar Belediye Başkanlığı'na getirilerek adım adım hazırlanmış biri. Belli ki Soyer'e "verilmiş bir misyon" var.
O yüzden lafı döndürüyor dolaştırıyor hep genel siyasete getiriyor. İzmir çöken altyapısı yüzünden batarken, o buna çare bulacağına genel siyaset konusunda ahkam kesiyor. Bir yerlere sinyal veriyor.
KIBRIS'TAN KÜRTÇE'YE KADAR
Soyer, daha adaylığı kesinleşmeden, "Seferihisar'dan başlayarak İzmir değişecek.
Türkiye değişecek. Bambaşka bir ülke Seferihisar'dan başlayarak kurulacak.
Herkes görecek" dedi. Soyer'in adım adım bu göreve hazırlandığı süreci yakından takip edenler, daha ortada fol yok yumurta yokken söylediği bu "manidar sözü" not aldı. Bugünlerde yayınlanan bir diziyle Kıbrıs'ta Rumların Türklere yaptığı eziyet ve katliam bir kez daha gündeme geldi.
İşte Soyer, daha göreve gelir gelmez Kıbrıs'la ilgili Yunan ve Rum tezlerine yakın bir açıklama yaptı. "Kıbrıs'ı Kıbrıslılara bırakırsak, en doğrusu bu olacak. Herkes çok fazla müdahil oluyor. Filler tepişir, çimenler ezilir. Onlar tepişiyor. Olan Kıbrıslılara oluyor" dedi. Ayrıca, "Kürtlerin anadilinde kamusal hizmet isteğini Ankara'nın insafına bırakamayız" gibi yine PKK'nın "anadilde eğitim" konusunda söylediği yalanlara yakın noktada olduğunu gösteren bir çıkış yaptı.
CHP-HDP İTTİFAKININ SİMGESİ
Bu arada "Abdullah Öcalan'a özgürlük" isteyen HDP'nin üst düzey yöneticileriyle İzmir Düşünce Topluluğu altında bir masa kurdu ve onlardan akıl aldı. Yine HDP kökenli isimleri belediyede işe yerleştirdi.
Adeta CHP ile HDP arasındaki kirli ittifakın vücut bulmuş hali oldu. Bugünlerde de "Başka bir Türkiye mümkün", "Bu düzen değişecek" gibi çıkışlarıyla dikkat çekti. Soyer, dün Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) tarafından İzmir'de düzenlenen panelde de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili üzerine vazife olmayan laflar etti. "Yeni sistemle birlikte daha hızlı, istikrarlı bir yönetimin sacayaklarından biri olarak kurgulanan ve küçüleceği söylenen bürokrasi, aksine büyümüştür. Toplumsal kutuplaşma, oldukça derinleşmiştir. Ancak bugünkü durum; bizlere, meselenin hükümet sistemi tartışmasını aşan biçimde çok daha bütüncül bir demokratik dönüşüm ihtiyacının olduğunu gösteriyor" dedi.
İZMİRLİLER BUNU YUTMAZ
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye'nin son dönemdeki en önemli avantajlarından biri oldu. Uzun yıllar aralarında anlaşamayan partiler tarafından kurulmuş koalisyon hükümetleri ile sürekli enerji kaybeden Türkiye, yeni sistem ile PKK'yla mücadele, Suriye, Doğu Akdeniz, Libya, Azerbaycan, pandemi ve daha birçok meselede çok seri kararlar alabildi.
Tabii ki, sistemin aksayan yönleri varsa bunlar zamanla onarılacak... Ancak ne olursa olsun Soyer'in taşıdığı sıfat, kendisine bu konularda ahkam kesme yetkisini vermiyor.
Onun İzmir'in her yağmurda sele maruz kalmasına, trafik çilesine, kokan Körfez'ine çözüm bulması gerekirkiyor ama o genel politika yapmaktan vazgeçmiyor. Belli ki onu kendisine 'verilen o misyon' böyle konuşturuyor. Ancak ne İzmirliler ne de Türk halkı, bunu yutmuyor, yutmaz da...
