İzmir'de belediyeler borç içinde yüzüyor. Nasıl yüzmesin ki? Büyük çoğunluğu partililere, eş dost akrabaya maaş dağıtan şişirilmiş birer arpalık gibi kullanılıyor. Yeni kaynaklar yaratılmıyor.
Malasef işin kolayını bulan belediye başkanları, elde avuçta ne varsa satıp günü kurtarıyor. Borç sarmalı sürekli büyüyor.
Biz de bu kötü yönetimleri deşifre eden haberler yapıp okuyucularımızı bilgilendiriyoruz.
Örneğin, bugün de sayfalarımızda Büyükşehir Belediyesi'nin 1 Nisan 2019'dan bu yana sattığı gayrimenkul miktarının 810'u bulduğu haberi yer alıyor.
İzmir'deki genel tablo maalesef böyle karamsarken kamu malını satmak yerine yeni kaynak yaratmayı başaran başkan hiç mi yok? Tabii ki var. İşte size iki örnek:
Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin ve Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ... Ne tesadüf ki, ikisi de işadamı kökenli isimler... Bu köşede belediye başkanlarını yanlışları üzerinden genelde sert bir şekilde eleştirdiğimizi biliyorsunuz.
Ancak bugün bir değişiklik yapıp bu iki başkanın diğerlerine de örnek olacak iki kaynak yaratma başarısını aktaracağız.
ASFALT SATIP PARA KAZANACAK
İzmir'de yolların çok kötü olduğu herkesin malumu. Zaman zaman asfalt temininde de sorunlar yaşanıyor. İşte bir işadamı olan Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ da ilçesindeki bu sorunu çözmek için 20 milyon lirayı aşan yatırım yaptı ve belediyeye kendi mülkü olan bir asfalt plenti tesisi kazandırdı. Burada üretilen asfaltla ilçedeki yolları kaplamaya başlarken diğer yandan ihtiyaç fazlası asfaltın satışı için harekete geçti. Bununla ilgili bir iktisadi işletme kuran belediye, meclisinden de geçirdiği kararla artık kendisinden talepte bulunan diğer belediye ve kuruluşlara da asfalt satacak. Müşteri bulma konusunda bir sıkıntı yaşayacağını da düşünmüyoruz...
'YAP-İŞLET-DEVRET'LE YAT LİMANI
İzmir'de inşaat sektöründe iş yapan isimlerden biri olan Ali Engin de kentte uzun yıllardır ihtiyaç duyulan bir yat limanı yapmak için çalışma başlattı. Biliyorsunuz CHP, yap-işlet-devret modeliyle ilgili zaman zaman karalayıcı söylemlerde bulunuyor. Engin ise, 240 yat kapasiteli tesisi bu modelle hayata geçirecek.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin aylık 500 bin liraya kiraladığı İnciraltı girişindeki İzmir Marina maalesef kentteki yat limanı ihtiyacını karşılayamıyor. Çünkü hem tekne kapasitesi düşük hem de büyük yatlar buraya yanaşamıyor. Dün bu yeni yatırımla ilgili bilgi almak için Engin'i aradım.
HÜKÜMET DE DESTEK VERİYOR
Bu yat limanını mutlaka İzmir'e kazandıracaklarını vurgulayan Engin, bu konuda Valilik ve ilgili bakanlıkların İzmir'deki birimlerinden de her türlü desteği aldıklarını ifade etti. Limanı kamu kaynağı kullanmadan yapmak için yap-işlet-devret modelini tercih ettiklerini ifade eden Engin, "Burasını özel sektör yapacak ve belirli bir işletme süresinden sonra bize devredecek. Bu işi yapacak firmaya herhangi bir yat geliş garantisi de vermeyeceğiz. 2023'te ihalesini yapacağız.
Zemin etüdü yapıldı. Buna göre projesi yapılacak. Sonra ÇED için başvuracağız.
Burada restoran ve kafelerimiz olacak.
Bunlar halka açık olacak" diye konuştu.
CHP, kendisini sosyal demokrat bir parti olarak nitelendiriyor. Ancak sosyal demokratlık, İzmir'deki bazı başkanlardan gördüğümüz gibi, öyle belediyenin elindeki avucundaki satıp partililer ile eş dost ve akrabaya ulufe dağıtmakla olmaz.
Gerçek sosyal demokratlık, kamuya yeni gelir kaynakları yaratıp kurumları büyütmek ve oluşan değeri toplumun her kesimine eşit dağıtmaktan geçer.