İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, danışmanı Güven Eken'in de verdiği akılla, kuyuya bir taş attı ve İzmir'in 100 yıllık 9 Eylül Kurtuluş Zaferi'ni, 'barışa' indirgedi. Bu, üç aşağı beş yukarı Yunanlardan "Size karşı galip geldiğimiz için özür dileriz. Zaferi falan unutalım gitsin" demenin farklı bir anlatımıydı.
Bakmayın siz öyle bazı CHP yöneticilerinin Soyer'in 'barış' dayatmasının arkasındaymış gibi durmaya çalıştıklarına. Öyle yapmasalar iş CHP açısından daha da sarpa saracağı için öyle gözükmek zorundalar.
Bir ikisi dışında İzmir milletvekilleri bile doğru düzgün girmediler konuya.
GERİ ADIM ATMAK İSTİYOR
CHP'liler de Büyükşehir'in astırdığı farklı farklı afişlerde 'zafer' kelimesini özellikle kullanmamasından ve bu konuda kamuoyunda oluşan hassasiyetten dolayı çok rahatsızlar. Soyer de bu hareketinden geri adım atma noktasında ama bunu açıkça yapamıyor. Önceki akşamki gibi "İzmir, zafer bize çok yakışıyor" şeklinde paylaşımlar yaparak durumu düzeltmeye çalışıyor. Bu arada Büyükşehir, 'barış' yazılı afişleri azaltarak daha çok 'Demokrasinin ikinci yüzyılı' yazan afişleri ön plana çıkarmaya çalışıyor.
Belediyeler de 'zafer' temalı afişlerle durumu düzeltme çalışmalarına katkı veriyor.
KOCAOĞLU TEPKİ ÇEKMEZDİ
Teşhisi doğru koymak lazım. Burada aslında sorun bizzat Soyer'in kendisinde.
Soyer'in yaptığı bazı şeyleri eski Başkan Aziz Kocaoğlu yapsa böyle tepki çekmezdi.
Çünkü Kocaoğlu'nun ne olduğunu, ne düşündüğünü İzmir halkı çok iyi biliyordu, ondan emindi. Ancak İzmirlide Soyer'le ilgili derinlerde bir güvensizlik var. Bu yüzden yaptıkları ve söylediklerinin altında hep bir çapanoğlu aranıyor. Seçim öncesi ortaya çıkan loca fotoğrafları, Kıbrıs çıkışı, İzmir eyaleti, bayrağı, parası söylemleri hep bu güvensizliği körükledi. PKK'nın uzantısı olan HDP üzerinden kadrolaşma da tuzu biberi oldu. Soyer'in asıl sorunu bence bu derinlerdeki güvensizlik...
İZTO'DA 'BEN' DEĞİL 'BİZ' DÖNEMİ
İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, 4.5 yıldır sürdürdüğü göreve yeniden talip olduğunu açıkladı. Düzenlediği toplantıda bugüne kadar yönetim olarak yaptıklarını rakamlarla anlattı. Projeleri hakkında bilgi verdi. Ancak yapılanlar ve projeler bir yana bizce, Özgener ve ekibinin İZTO'da yaptığı en büyük değişim kurumda 'ben' değil 'biz' anlayışını hakim kılmaları oldu. Hatta bu süreçte İZTO bile tek başına 'ben' diye hareket etmedi.
ÜÇLÜ YAPI OLUŞTURDULAR
Eskiden İZTO ve diğer kurumlar arasında hep bir sürtüşme olurdu. Şimdi ise, İZTO, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve İzmir Ticaret Borsası hep birlikte hareket etmeye başladı.
Özgener, EBSO Başkanı Yorgancılar ve İZTB Başkanı Işınsu Kestelli ile üçlü bir yapı oluşturdular. Bunda da kazanan İzmir oldu.
Bu üçlü yapı, Hükümet ve yerel yönetimlerle de uyumlu bir çalışma yürüttü.
EBSO HAREKETLENECEK GİBİ
Özgener'in seçimde rakibi çıkacakmış gibi görünmüyor. Işınsu Hanım da seçime çok büyük ihtimalle tek aday olarak girecek.
Bir tek EBSO'da Özgener'in karşısına rakip olarak Ege Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Mustafa Karabağlı çıktı.
O da yarışa iddialı hazırlanıyor. İZTO ve İZTB'de bir sakinlik hakimken EBSO ise, özellikle Ekim'deki seçime doğru iyice hareketlenecek gibi duruyor.