HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayıp Altılı Masa'nın adayı olan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceğini açıklaması İyi Parti'de karışıklığa neden oldu. Partinin önde gelen isimlerinden Yavuz Ağıralioğlu'nun bu tabloya karşı isyanı ve "Kurduğumuz masada bize pusu kuruldu. Terörün gölgesinin düştüğü yerde olmayacağız" şeklindeki açıklaması da büyük yankı buldu. Bu süreçte Kılıçdaroğlu'nun adaylığı için önceki gün Yüksek Seçim Kurulu'na başvuruda bulunan İyi Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu ve beraberindeki CHP Grup Başkanvekilleri'nin yaptıkları basın açıklaması sırasında bir gazetecinin yönelttiği HDP'nin bu desteğiyle ilgili soruya cevap vermeden hızlı bir şekilde uzaklaşması sosyal medyada gündem oldu.
ELEBAŞI KALKAN'IN AÇIKLAMALARI
Dervişoğlu'nu İzmir siyasetinden biliyoruz.
Siyasette özgül ağırlığı olan bir isimdir.
Kendisi daha önce Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı ve uzun yıllar da MHP İzmir İl Başkanlığı yaptı. Dervişoğlu, MHP'nin 2017'de AK Parti Hükümeti'ne destek vermeye başladığı dönemde "Hedef ve ülkülerimize hizmet ettiğine artık inanmadığım bir siyasi yapı ile birlikte anılmayı anlamlı bulmadığımdan, MHPden istifa ediyorum" paylaşımı yaparak partisinden ayrıldı. Sayın Dervişoğlu'nu tanır ve önemli buluruz ancak şu soruları sormayı da İzmirli bir gazeteci olarak kendimize görev addediyoruz:
AK Parti ile ilişki kurduğu için MHP'den istifa eden Dervişoğlu, İyi Parti ve HDP'nin Türkiye'nin kader seçiminde aynı safa düşmesi konusunda neden konuşmuyor? Örneğin PKK elebaşlarından Duran Kalkan'ın daha dün Altılı Masa'ya destek vereceklerini açıklamasını nasıl içine sindirebiliyor? Açıklarsa görüşlerine bu köşede yer vermek isteriz.
BEYLER HANİ SİZ BAKAN OLACAKTINIZ?
CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, hayallerinin bakanlık olduğunu açıkladı. Serter, "Bakanlık olsun da ne bakanlığı olursa olsun" dedi. Özgür Özel de İçişleri veya Çalışma Bakanı olmak istediğini söyledi. Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde bakanlar parlamento dışından belirleniyor. Milletvekilleri ancak istifa ederek bakan olabiliyor. Durum böyleyken Özgür Özel ve Bedri Serter'in, koşa koşa vekil adaylığı için başvuru yapması dikkat çekti. Oysa, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, milletvekili adaylığına başvurmayacağını, bakan olmak istediğini ifade etti. CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke de İzmir'den başvuru yapmadı. Buradan Özel ve Serter'e sormak isteriz: Beyler siz hani bakan olmak istiyordunuz? Demek ki, iktidara geleceğinize siz bile inanmıyorsunuz ya da haybeden konuşuyorsunuz...
'İTHAL'E İKİNCİ MAAŞ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İstanbullu akademisyen Doç. Dr. Serhan Ada'ya adeta "Yürü ya adamım" dedi. Soyer, Ada'yı önce danışmanı yaptı ve maaşa bağladı. Öte yandan belediye bünyesindeki Akdeniz Akademisi'ni yeniden yapılandırma görevi verdiği Ada'yı şimdi de belediyenin otoparklarını işleten İZELMAN şirketine yönetim kurulu üyesi yaparak bir maaş daha bağladı. İZELMAN, İzmir'de belediyeye ait otoparkları işletiyor. Yani, uluslararası ilişkiler uzmanı Ada bir anlamda otoparkçı yapılmış oldu. Gerçi Soyer, daha önce İzmir Şehir Tiyatroları Genel Sanat Koordinatörü Yücel Erten'i de İZELMAN yönetim kurulu üyesi yaptığını düşünürsek Ada'yı da bu şirkete atamasını o kadar da tuhaf karşılamamak lazım! Bu ulufe dağıtımı bakalım nereye kadar sürecek?
