İzmir'de maalesef bazı önemli kuruluşlar, seçimle gelen yöneticilerinin adeta esiri olup yıllarca onlar tarafından yönetilebiliyor.
Bunların en başında gelen İzmir Ticaret Odası'ydı... Ekrem Demirtaş tam 26 yıl odayı başkan olarak yönetti.
Ancak, değişim hayatın kendisi... Ne kadar direnilirse direnilsin sonunda galip gelen mutlaka değişim oluyor.
Demirtaş da 4.5 yıl önce bir kez daha aday bile olamadan görevini bırakmak zorunda kaldı. Yerine ise, tanınmış iş insanı Mahmut Özgener seçildi.
İZTO gibi İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'nde de benzer bir durum yaşanıyordu. Mehmet Ali Susam 2001 yılında başkan seçildi ve birliği 6 yıl yönettikten sonra CHP'den milletvekili seçildi.
Yerine ise, o dönem İzmir Pazarcılar Odası Başkanlığını da yapan yardımcısı Zekeriya Mutlu'yu işaret etti. Mutlu da odayı 16 yıldır başkan olarak yönetiyordu.
ADAY GÖSTERİLMEDİ
Ancak O da tercihini Susam gibi siyasetten yana yaptı ve 14 Mayıs'taki genel seçimler öncesinde CHP'den İzmir milletvekili adayı olabilmek için birlik başkanlığı görevinden istifa etti.
Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı.
CHP kendisini bırakın seçilebilecek yere koymayı, aday listesine bile almadı.
Zekeriya Başkan da baktı vekil olamıyor, İESOB'un başına tekrar dönmek istedi...
Ancak, yaşanan bu süreç Mutlu'yu bir hayli yıprattı. Dünkü kongrede aday olan İzmir Ayakkabıcılar Odası Başkanı Yalçın Ata, seçimi net bir farkla kazandı. İzmirli tüccarlardan 4 yıl sonra esnaf da 'değişim' demiş oldu...
Değişim hareket ve berekettir. Bu değişimin de İESOB'a yeni bir soluk getireceğini umuyoruz...
Belediye örnek değil, rezil oldu!
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Örnekköy'deki kentsel dönüşüm projesinin eksik demir ve hatalı beton kullanımı tespit edilerek mühürlenmesi, kent gündemine bomba gibi düştü. Bu fiyasko kuşkusuz ki, belediye ve Başkan Tunç Soyer açısından büyük bir güven ve itibar kaybına neden oldu. Nasıl olmasın ki?
Soyer, daha bir ay önce bu inşaata gitti ve incelemelerde bulundu. Ardından da hak sahipleri ve kooperatif ortaklarını etrafına toplayıp, "Örnekköy modeli Türkiye'ye örnek olacak. Neden biliyor musunuz? Arada bu işin rantını yiyen bir müteahhit yok. Burada bir kooperatif ve hak sahipleri var, bir de belediye var. İçiniz rahat olsun. Güvenli ellerdesiniz. Tıkır tıkır yürüyen çok temiz bir inşaat var. İnşallah en kısa sürede de hep beraber sizlerin o konutlara taşındığını göreceğiz" diyerek güvence verdi.
NEDEN İLETİŞİM EKSİKLİĞİYMİŞ
Bundan sadece bir ay sonra ise, inşaat eksik demir ve hatalı beton kullanımı nedeniyle mühürlenmek zorunda kaldı.
Böyle bir durumda. Soyer'in samimi olarak hem hak sahiplerinden hem de İzmirlilerden özür dilemesi lazımdı. Ancak nerede? O, yine çıktı ve "Vatandaş güven içinde olsun" diye açıklama yapmayı sürdürdü. Neymiş, imalatın fazla hızlı olması durumu varmış, zamana karşı yarışıyorlarmış ve bir imalatla ilgili iletişim eksikliği varmış ve bütün hikaye bundan kaynaklanıyormuş... Neresinden bakarsanız bakın skandal ve rezalet. Maalesef, İzmir Büyükşehir Belediyesi de Soyer de Türkiye'ye örnek olacağını söylediği bu projeyle dünya aleme rezil oldu.
4.5 yılda ortaya çıkan skandal ve rezaletleri üst üste koyunca insan ister istemez Başkan Soyer'in kenti, ünlü şair Can Yücel'in 'Sevgi Duvarı' şiirindeki "Ne kadar rezil olursak o kadar iyi" mısrasındaki mantıkla yönettiği izlenimine kapılıyor.
