Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı'nın (EGEV) çiçeği burnunda Başkanı Hasan Küçükkurt, İzmir ve Aydın'ın vali ve belediye başkanlarıyla iki ildeki vakıf üyesi iş dünyası kuruluşlarının temsilcilerini buluşturdu. Aydın'daki 40 civarında temsilcinin katıldığı toplantıda ağırlıklı olarak bölgedeki nehirlerde yer alan kirlilik konuşuldu. Bölgemizdeki nehirlerin birçoğunun adeta zehir taşıdığı daha önce defalarca gündeme geldi.
Çünkü, biliniyor ki, çok sayıda sanayi tesisi, atıklarını hala nehirlerimize boşaltıyor.
Ayrıca mısır üretimi gibi tarımsal sulama amaçlı kullanım nedeniyle nehrin suyu da ilerledikçe azalıyor. Bu da kirlilik oranını daha da artırıyor.
SOMUT ADIM ATILMALI
Tabii, bu toplantıda somut bir karar veya harekat planı belirlenmedi.
Bunun için öncelikle bir alt komisyon oluşturulup raporlar hazırlanması ve bu çerçevede bir plan hazırlanması gerekiyor.
Yalnız, somut bir karar çıkmasa da bu toplantıda çakılan kıvılcımla Ege'deki tüm nehirler konusunda önemli adımlar atılabilir. Yıllardır lafta kalan bu nehirlerin temizlenmesi konusunda ilgili bakanlıkların da katılımı sağlanarak daha somut hamleler gerçekleştirilebilir.
Hatta EGEV, yeni dönemde en önemli misyonlarından biri olarak bu konuyu belirleyebilir.
GEDİZ TARTIŞMASI
Bölge için özellikle Gediz Nehri'ndeki kirlilik de çok önemli. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bir ara, kendi sorumluluklarını gizlemek için Körfez'in kirliliği konusunda Kütahya'dan başlayıp Uşak topraklarından Manisa'ya ve oradan Foça tepelerinden İzmir Körfezinin açığına dökülen Gediz Nehri'ni suçlamaya çalıştı. Kalkıp nehrin kaynağına giden ve geçtiği yerleri ziyaret eden Soyer, "Gediz'in denize döküldüğü noktada kirliliğin önünü kesemezsek temiz deniz, temiz körfez mümkün değil" iddiasını dile getirdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü Deniz Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar ise, bu iddiayı yalanladı.
KÜÇÜKKURT ÖNCÜ OLMALI
Gediz Nehri'nin iç körfeze değil Foça'ya aktığını ifade eden Prof. Dr. Yaşar; "Gediz Nehri'nin iç körfezi kirletmesi bilimsel olarak mümkün değil. Akış yönü direkt olarak açığa gidiyor. Yani Gediz'in taşıdığı kirlilik Ege'ye gidiyor. İç körfeze dönmesi mümkün değil. Sayın Soyer sorumluluğu üzerinden atıyor. Yani 'suç bende değil Gediz'de' demeye getiriyor olayı" ifadelerini kullandı. Bu tartışmaların ardından Soyer, bugünlerde pek Gediz Nehri konusuna girmez oldu. Tabii, burada Gediz Nehri'nin Körfez kirliliğiyle ilgisi konusunda daha doğru kanaate varmak için konunun daha geniş bir bilimsel platformda tartışılması gerekir.
Ancak neticede kim haklı olursa olsun, Ege Denizi'nin kirlenmesinde en büyük etkenlerden birinin Gediz Nehri olduğu bir gerçek. İşte göreve gelmesinin ardından kısa sürede böyle bir toplantıyı organize ederek artı puan kazanan Hasan Küçükkurt'un EGEV'deki görevinin hakkını verebilmesi için Gediz Nehri için de Kütahya, Uşak, Manisa ve İzmir'deki tarafları da EGEV çatısı altında toplayıp bu konuda öncü olması gerektiğini düşünüyoruz. Artık, İzmir ve Ege olarak sadece konuşup durmayı bırakıp harekete geçmeliyiz.