Sizlere dün bu köşede Menemen Belediye Başkanıyken tutuklanıp hapse girince görevden uzaklaştırılan Serdar Aksoy'un, Türk aydını Necip Hablemitoğlu suikastinin azmettiricisi olduğu suçlamasıyla yargılanan eski asker ve avukat Levent Göktaş ile CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan arasındaki ilişkiden Koç Holding'e ait Yapı Kredi Bankası'nın bir yönetim kurulu üyesi ve CHP'de siyasetin finansmanına uzanan iddialarını aktardık. Anlattığına göre Aksoy, kredi için Ankara'da Koç Kuleleri'ne gidiyor, görüştüğü Yapı Kredi Bankası'nın bir yönetim kurulu üyesi de onu aynı binadaki Levent Göktaş'a götürüyor.
GÖRÜŞEN BAŞKANLAR KİM?
Aksoy, Göktaş'ın bu görüşmede kendisine kredi işini çözmesi karşılığında "Tuncay Özkan senden bir takım taleplerde bulunur, sen de artık bunu bir şekilde halledersin" dediğini iddia ediyor. Aksoy, Özkan'ın da bir süre sonra belediyeye gelip kendisinden Seyrek'teki arazilerin ihalesini, ilçedeki asansör bakım işlerini AND firmasına vermesini ve kendi kontrolündeki Güneşim Medya ile çalışma yapmasını istediğini iddia ediyor. Aksoy'un söylediği şu cümle de çok önemli: "Sadece beni değil İzmir'den çok sayıda CHP'li belediye başkanı da Ankara'daki işleri için Levent Göktaş'la görüştürüldü. Hangi belediye başkanlarının gittiğini ben biliyorum."
MAALESEF ÖYLE PROFİLLER YOK
İzmir'de birçok belediye başkanının ilçelerindeki asansörlerin denetimi ve bakımı işini Özkan'ın isteğiyle AND firmasına verdikleri biliniyor. Bu durumda insan ister istemez düşünüyor, bu mekanizma ile İzmir'de hangi başkanları bu tezgahtan geçirdiler ve ortaya kaç milyonluk bir 'kaymak' çıktı. "Aksoy'un Göktaş'la görüştürüldüğünü söylediği belediye başkanları, İzmirlilere gerçek manada bir iyilik yapmak istiyorlarsa kafalarını kumdan çıkarsınlar ve bunu mertçe açıklasınlar" diyeceğim ama maalesef İzmir'de öyle bir başkan profili çok göremiyoruz.
İzmir'e 'siyaset cambazı' değil 'amatörü' lazım!
İyi Parti'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ümit Özlale, konuştukça tartışma konusu oluyor. Örneğin... Büyükşehir personelinin yarısının bankamatik memuru olduğu ve başa gelince bunları işten çıkaracağını söyledi. Büyükşehir'in Körfez'deki kokuyu kesmek için denize yüz milyonlarca liralık kimyasal madde döktüğünü iddia etti.
Şimdi de Başkan Tunç Soyer'in kendisiyle ilgili, "Adaylıktan çekilebilir. İyi Parti, Özlale'nin adaylığını ittifak için pazarlık malzemesi yapabilir" mealindeki açıklaması üzerine adeta partisine rest çekerek, "Böyle bir durumda partideki tüm görevlerimden istifa ederim" diye konuştu. Diğer sözleri gibi bu sözleri de çok tartışılıyor. İşin gerçeği, 'profesyonel siyasetçiler' bu cümleleri kurmaz, bunlar siyaseten yanlış anlaşılabilecek ve söyleyene zarar verecek şeylerdir. Ancak biz İzmir'de Büyükşehir ve ilçe belediyeleri yöneten 'profesyonel siyasetçileri' çok gördük ve hala da görüyoruz. Siyaseten hata yapmıyorlar ama hizmet de yapmıyorlar, ayrıca menfaat temin etme fırsatlarını da hiç affetmiyorlar. Kent bu siyaset cambazlarından çok çekti ve de çekiyor.
O yüzden İzmir'e artık 'siyaset cambazı' değil bu şehre amatör bir ruhla, halka hizmet isteğiyle iş yapacak belediye başkanları gerekiyor.
Bu açıdan amatörce sözleriyle hemen tu kaka etmektense Özlale'ye bu acemilikleri için olumlu puan bile yazılabilir.
