Buğra Gökçe ve Tunç Soyer, arasında ipler Buca Metrosu ihalesiyle koptu. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin eski Genel Sekreteri Buğra Gökçe, geçtiğimiz yıl ayrıldığı kuruma bu defa CHP'den başkan adayı olmak için istifa ediyor.
Son onda bir aksilik olmazsa Gökçe'nin 1 Aralık'a kadar İstanbul'da sürdürdüğü Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı'ndan istifa edeceği haberleri dün basında yer aldı.
Gökçe'nin bu kararını önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ardından da CHP lideri Özgür Özel'le görüştükten sonra aldığı belirtiliyor.
ARKASINA BAKMADI Gökçe, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için doğru bir isim midir? Bu tartışılır. Ancak, Gökçe, eğer İzmir'e başkan olmak istiyorsa önce bu kentten niye arkasına bile bakmadan gitmek zorunda kaldığını açıklasın!
Her şey İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Buca Metrosu ihalesinin ardından yaşandı.
Bu ihale 529 milyon lira daha düşük teklif veren Nurol İnşaat-Yapı Merkezi ortaklığı yerine Narlıdere Metrosu'nu da yapan Gülermak Ağır Sanayi A.Ş.'ye verildi. Yani İzmir'in 529 milyon lirası heba oldu.
KAMUOYU BİLMELİ İşte o ihale nedeniyle Gökçe ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer arasında bir kırılma yaşandı. Gökçe'nin ihalenin en düşük teklif sahibi Nurol İnşaat-Yapı Merkezi ortaklığına verilmesini savunduğu, Soyer'in ise her şeye rağmen Gülermak'ı istediği o tarihlerde konuşuldu, yazıldı çizildi.
Peki aralarında ne oldu da ipler koptu?
Bir ihaledeki görüş farklılığı böyle bir kopuşu izah edemez. Acaba, o dönem, birbirlerini bir şeylerle mi suçlamaya kalktılar?
Bu sır perdesi hala aralanmadı. Dediğimiz gibi eğer Gökçe, İzmir'e başkan olmak istiyorsa o ihale öncesi ve sonrasında neler yaşandığını ve neden İzmir'de genel sekreterlik yaparken İstanbul'a genel sekreter yardımcısı olarak gitmeye bile razı olduğunu bizlere bir açıklasın. İzmir kamuoyunun bunu bilmeye hakkı var.
Soyer, bu kafayla aday olmayı çok bekler İzmir, deniz kabarmasıyla son yılların en büyük afetlerinden birini yaşadı.
Mağaza ve dükkanları su basan Alsancak esnafı kan ağlıyor. Her birinin yüzbinlerce lira zarrarı var.
ÖZGÜR ÖZEL HAKLI Kentte böyle acı bir tablo yaşanırken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in Polonya'ya gittiği ortaya çıktı. Afetin ardından bir iki saat ortada göründükten sonra soluğu Polonya'da almış... Neymiş, İzmir 2026 yılında Avrupa Gençlik Başkenti olacakmış... Tamam o da önemli ama böyle bir afet yaşanırken sen bu kentin belediye başkanıysan Polonya'ya falan gidemezsin.
Yardımcını gönderirsin, farklı bir formül bulursun...
Çünkü senin burada halkının yanında olman gerekir.
CHP'de ittifak kurup yönetimi gelen geçiren Genel Başkan Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Soyer'in adaylığı konusunda çok soğuk bir yaklaşım sergiliyorlar ya... İnanın haklılar... Bu kafadan belediye başkanı olmayacağını İzmir'de 5 yıl boyunca yaşadık, gördük. Zor durumda halkını yüzüstü bırakmaktan farklı olmayan bu tavırlarla Soyer, daha çoook yeniden başkan adayı olmayı bekler gibi geliyor. İzmir mamalesef bu kafayı hak etmiyor.
Böyle cıvıklık olmaz İzmir'i afete, arkeolog ve psikolog hazırlıyor! İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, afet zamanı Polonya'ya gitmek gibi bir skandala imza atmasının yanı sıra kenti afete hazırlama konusundaki yöneticilerini seçme işinde de aynı ciddiyetsizlik içinde. Geçtiğimiz ay İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan Afet İşleri Daire Başkanlığı'nın başında kim var biliyor musunuz? Bir psikolog olan Fulden Bak...
Peki onun altında yer alan Afete Hazırlık Şube Müdürlüğü'nün başında kim var?
Arkeolog Ahmet Söğüt...
EVLERE ŞENLİK Evet yanlış okumadınız, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde kenti afete hazırlamak için görevlendirilen iki kritik isimden biri psikolog, biri arkeolog... Maalesef Büyükşehir Belediyesi, Tunç Soyer döneminde tam evlere şenlik bir hal aldı.
Bu ne ciddiyetsizliktir, bu ne iş bilmezliktir, bu ne cıvıklıktır?
İzmir'de binlerce esnaf ve vatandaş sel afeti yüzünden yüz milyonlarca lira zarara uğradı, başkanı Polonya'da geziyor....
Alakasız alakasız isimlere, afete hazırlık işi yaptırılıyor.
Yazıklar olsun...
Kara paranın merkezi İzmir mi? Ege Bölgesi Sanayi Odası'nın dünkü meclis toplantısına konuk olarak katılan İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Fahri Mutlu Tosun, "İzmir'de kara para aklama suçlarını özel olarak takip edecek bir savcı atandığını" açıkladı. Bu haber İzmir için olumlu mu yoksa değil mi? Açıkçası bu karar İzmir'de kara para konusunda bir sorun olduğunu ortaya koyuyor. Demek ki, İzmir'de kara para trafiği konusunda ciddi bir artış yaşanıyor ki, devlet böyle özel bir savcı atamaya karar veriyor. Umarız yeni savcı, kara paranın ve kara paracıların kökünu kurutur.