Atatürk Stadı'nı satmak çare değil
Uzun yıllar Karşıyaka forması giydi ama sporla öğrenimi mükemmel yürütenlerden biriydi. İstanbul Teknik Üniversitesi'ni üst düzeyde bitirenler arasındaydı.
İzmir Büyükşehir Belediye eski Başkanı Dr. Burhan Özfatura'nın teknik danışmanıydı. Yaptığı eserlerin de hazırlayıcısı. Ayrıca 1971 Akdeniz Oyunları için inşa edilen Halkapınar Atatürk Stadı'nın yapılışında da mimar Harbi Hotan (merhum) ile emeği büyüktü.
Önceki gün konuğumuz oldu.
İzmir'in sorunlarını masaya yatırdık.
Konu aylardır gündemde olan, "Atatürk Stadı'nın tribünleri sahaya uzak olduğu için satılması girişimlerine" geldi.
Yıldırım Karakaplan, bu konuda bilgi ve deneyim yüklü...
***
Yıldırım Karakaplan'a, "Atatürk Stadı'nın kusuru sayılan tribünlerin oyun alanına uzaklağını sorduk. Bu kusur giderilecek cinsten mi" diye.
Karakaplan, bu stadın baş mühendisi...
"İnşaat teknolojisinde çözümlenmeyecek sorun yok" diye başladı ve devam etti:
"Bu stadın planlaması Olimpiyat Oyunları'na göre yapıldı. Fazla masraf olmaması için atletizm pistlerini de buraya taşıdık. Şimdi bu tablo sorun oldu. Yapılacak bir operasyon ile ek tribün ilave ederek, seyircileri oyun alanına yaklaştırmak mümkün..."
Bir soru daha...
"Bu stadın üstü kapatılabilir mi?"
Yanıt şöyle:
"Atatürk Stadı üstü ileride kapatılacak şekilde planlandı. Bu projeler, bütün detayları ile bende var.
Yani diyebilirim ki, bir iki basit oparesyonla Atatürk Stadı modernize edilebilir.
Hatta tribün altlarının ve çevresinin çok daha modern, kullanılır biçimde eğlence ve dinlence mekanları ile değerlendirmek mümkün..."
Ve, son söz:
"Atatürk Stadı'nı satmak çare değil... Mesele. bu eseri değerlendirmekte!
taşlama
Para
Mide doldurmak para
Boşaltması da para
Çocuk edinmek para
Yaşatması da para
Yaşama hakkın var mı?
Ey gariban fukara...
***
Aç kalanlar
Yerin dibine girsen
Çalışmayıp çalanlar
Benim üzüldüklerim
Çalışıp da aç kalanlar
Fevzi Okumuş'tan
günün fıkrası
Akıllıca bir cevap
Amerikalı bir taksi şoförü, kadın müşterisinin verdiği parayı beğenmeyip şikayet etti.
"Bahşiş olarak yalnız onbeş sent mi veriyorsunuz? Bu bana hakarettir!.."
"Yaaaa! Peki, ne vereceğimi umdunuz?"
"Hiç olmazsa onbeş sent daha..."
"Doğrusu, size iki defa hakaret etmek istemem..."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.