Çağırın o Bursalı genci!
Zeki Müren'in hayatından birkaç kesit...
Yıl 1951...
Dönemin ünlü ses sanatçılarından Perihan Altındağ Sözer'i rahatsızlanmış İstanbul Radyosundaki geleneksel "Cumartesi Konseri"ne gelememişti.
Harbiye'deki İstanbul Radyoevi'nde ciddi bir telaş vardı.
Herkes Perihan Altındağ Sözeri'nin yerine hangi sanatçının çıkarılacağını tartışıyordu ki, Refik Fersan ortaya bir fikir attı.
" Sınavlarda başarılı çıkan şu Bursalı çocuğu okutsak ne olur?"
Şerif İçli atıldı:
"Harika olur..."
Sadi Işılay "Şerif Hoca'yı desteklerim" diye konuştu.
Hakkı Derman, Yorgo Bacanas ve Şükrü Tunar da ayrı görüşteydi.
Türkiye'nin en önemli saz sanatçılarıydı bunlar.
Ve, "Bursalı o gence"haber salındı:
"Yarın akşam radyo evine gel..."
* * *
Yağmurlu bir cumartesi gecesi saat 21.00'de Perihan Sözeri'yi dinlemek için radyolarını açanlar gönüle dost elinden haber getiren turnalar kadar yakın gelen değişik bir sesle karşılaştı.
Herkes birbirine soruyordu:
"Kim bu güzel ve değişik sesin sahibi?"
Ve spiker Tarık Gürcan'ın anonsu:
"Zeki Müren'den şarkılar dinlediniz. Saz arkadaşları...."
* * *
1996 Eylülü'nün 24 ünde Zeki Müren'i kaybetmiştik.
1951'in sisli bir cumartesi gecesinde başlayan konserler dizisin son noktasıdı o Eylül akşamı.
Zeki Müren'in radyo programları on beş yıl sürdü, bunların çoğu canlı yayın programlarıydı. Müren bundan sonra kendini daha çok sahne ve plak çalışmalarına verdi. Alışılmış kalıpları zorlayan elbiseleri ve sahne davranışı ile halkın ilgisini sürekli olarak üstünde tutmayı başardı.
Zeki Müren 600'ü aşkın plak ve kaset doldurdu.
Zei Müren Türkiye'de en çok konser veren ses sanatçısı.
Bir yılda yüz konser verdiği dönemler oldu.
Zeki Müren kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı yüzünden 1980'den sonra sahne hayatından ve musikiden uzaklaştı ve Bodrum'daki evine kapandı, münzevi bir hayat yaşadı.
Ve, 24 Eylül 1996 'da İzmir Televizyonu'nda kendisi için düzenlenen tören sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu.
siyasetten
Ödemiş DP'de taze kan
Demokrat Parti'de bir kan değişimi de Ödemiş'ten.
İlçe Başkanlığına seçilen Bilal Bahadır "Alim Efe'nin torunlarııyız biz..." diyor ve iddialı konuşuyor:
"Ödemiş'te birinci parti olacağız. Bu tabloyu gerçekleştirmemiz yakındır.
* * *
Bilal Bahadır geçtiğimizi hafta sonu yapılan Ödemiş İlçe Kongresinde 294 delegenin 224'ünden oy aldı. Rakibi Galip Ergün ise 64oyda kaldı.
Demokrat Parti'nin Ödemiş İlçe Yönetim kurulu şu üyelerden oluşuyor: Mehmet Çelikkaleli, Özcan Kılıç, Nurettin Badem, İbrahim Güreşmen, Çeven Kurtoğlu, Mehmet Dinlemez, Ali Ceylan, Hasan Çetin, Berkan Güler, Nihal Bağlan, Sezai Sinan,Bilal Irmak, Ahmet Canbazoğlu, Mehmet Pişiren Murak Öncel, Süleyman Kaplan, Yakup Fidan, Özdemir Akgün.
hayattan
Bir uçak macerasından !
Spor ve magazin konularında kimse eline su dökemezdi. Bu değerli kardeşimiz İstanbul'dan İzmir'e dönecekti.Son uçağa bilet almış ve Yeşilköy'e erkenden gelmişti.
Uçağın kalkışına vakit vardı. Restorana yöneldi.
İşte bu sırada gözü karşıda duran güzeller güzeli bir kadına takıldı.
Kadının bakışları davetkardı.
"Buyurmaz mısınız?" dedi kadın.
Spor ve magazin konularının erbabı meslekdaşımız. davete balıklama dalacak oldu.
Sohbetin koyulaştığı bir anda, uçağın rötar yapacağı anonsu geldi.
Bizimki atıldı:
"Vaktimiz var. Yeşilköy'de ünlü bir et rostaronı var. Gidelim birşeyler yiyelim, bir-iki tek atalım" dedi.
Kadın bu teklifi ktabul etti.
Yemekler yendi, şişenin de dibi bulundu.
Delikanlımız için umut ışığı yakılmıştı.
Bu işin devamı gelecekti.
İzmir uçuğına bindiler, yanyana oturdulr.
Adnan Menderes havaalanında da aynı taksiye bindiler.
Bizim çapkın delikanlı sordu:
"Nereye gideceğiz..."
Kadın cevapladı:
" Tabii ki, bizim apartmana..."
Kadın cevabı karşısında, çapkınımız arabadan düşecek gibi oldu.
Gece için projeler üretmeye başlamıştı ki, kadın konuştu:
"Aynı adrese gidiyoruz. Ben de sizin apartmanda oturuyorum."
***
Vakit gece yarısını bulmuştu. Taksi apartmanın önüne geldiğinide, kapıcı çoluk çocuk kapıda yaz sıcağı yüzünden serinlemeye çalışıyordi.
Bizimki, kadın ile birlikte taksiden iner inmez kapıcıyı bir kenara çekip tehdit etti:
"Ulan bunları benim hanıma söylersen, seni gebertirim..."
küpe
İnsanoğlu karşısındakinin rızasını almak isterse, kuvvetin manası malır mı?
Alain
günün fıkrası
helalinden
Adamın biri içinde bin lira bulunan cüzdanını düşürmüştü. Önce düşürdüğüne inenmadı, ceplerini karıştırdı. Cüzdanın yerinde yeller esiyordu. Başladı bağırmaya:
"Baylar, bayanlar! İçinde bin lira bulunan cüzdanımı düşürdüm. Bulup getirene helalinden elli lira vereceğim."
Salonun öbür yanından bir ses yükseldi:
"Bulup bana getirirseniz, ben 250 lira veririm."
Yıl 1951...
Dönemin ünlü ses sanatçılarından Perihan Altındağ Sözer'i rahatsızlanmış İstanbul Radyosundaki geleneksel "Cumartesi Konseri"ne gelememişti.
Harbiye'deki İstanbul Radyoevi'nde ciddi bir telaş vardı.
Herkes Perihan Altındağ Sözeri'nin yerine hangi sanatçının çıkarılacağını tartışıyordu ki, Refik Fersan ortaya bir fikir attı.
" Sınavlarda başarılı çıkan şu Bursalı çocuğu okutsak ne olur?"
Şerif İçli atıldı:
"Harika olur..."
Sadi Işılay "Şerif Hoca'yı desteklerim" diye konuştu.
Hakkı Derman, Yorgo Bacanas ve Şükrü Tunar da ayrı görüşteydi.
Türkiye'nin en önemli saz sanatçılarıydı bunlar.
Ve, "Bursalı o gence"haber salındı:
"Yarın akşam radyo evine gel..."
* * *
Yağmurlu bir cumartesi gecesi saat 21.00'de Perihan Sözeri'yi dinlemek için radyolarını açanlar gönüle dost elinden haber getiren turnalar kadar yakın gelen değişik bir sesle karşılaştı.
Herkes birbirine soruyordu:
"Kim bu güzel ve değişik sesin sahibi?"
Ve spiker Tarık Gürcan'ın anonsu:
"Zeki Müren'den şarkılar dinlediniz. Saz arkadaşları...."
* * *
1996 Eylülü'nün 24 ünde Zeki Müren'i kaybetmiştik.
1951'in sisli bir cumartesi gecesinde başlayan konserler dizisin son noktasıdı o Eylül akşamı.
Zeki Müren'in radyo programları on beş yıl sürdü, bunların çoğu canlı yayın programlarıydı. Müren bundan sonra kendini daha çok sahne ve plak çalışmalarına verdi. Alışılmış kalıpları zorlayan elbiseleri ve sahne davranışı ile halkın ilgisini sürekli olarak üstünde tutmayı başardı.
Zeki Müren 600'ü aşkın plak ve kaset doldurdu.
Zei Müren Türkiye'de en çok konser veren ses sanatçısı.
Bir yılda yüz konser verdiği dönemler oldu.
Zeki Müren kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı yüzünden 1980'den sonra sahne hayatından ve musikiden uzaklaştı ve Bodrum'daki evine kapandı, münzevi bir hayat yaşadı.
Ve, 24 Eylül 1996 'da İzmir Televizyonu'nda kendisi için düzenlenen tören sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu.
siyasetten
Ödemiş DP'de taze kan
Demokrat Parti'de bir kan değişimi de Ödemiş'ten.
İlçe Başkanlığına seçilen Bilal Bahadır "Alim Efe'nin torunlarııyız biz..." diyor ve iddialı konuşuyor:
"Ödemiş'te birinci parti olacağız. Bu tabloyu gerçekleştirmemiz yakındır.
* * *
Bilal Bahadır geçtiğimizi hafta sonu yapılan Ödemiş İlçe Kongresinde 294 delegenin 224'ünden oy aldı. Rakibi Galip Ergün ise 64oyda kaldı.
Demokrat Parti'nin Ödemiş İlçe Yönetim kurulu şu üyelerden oluşuyor: Mehmet Çelikkaleli, Özcan Kılıç, Nurettin Badem, İbrahim Güreşmen, Çeven Kurtoğlu, Mehmet Dinlemez, Ali Ceylan, Hasan Çetin, Berkan Güler, Nihal Bağlan, Sezai Sinan,Bilal Irmak, Ahmet Canbazoğlu, Mehmet Pişiren Murak Öncel, Süleyman Kaplan, Yakup Fidan, Özdemir Akgün.
hayattan
Bir uçak macerasından !
Spor ve magazin konularında kimse eline su dökemezdi. Bu değerli kardeşimiz İstanbul'dan İzmir'e dönecekti.Son uçağa bilet almış ve Yeşilköy'e erkenden gelmişti.
Uçağın kalkışına vakit vardı. Restorana yöneldi.
İşte bu sırada gözü karşıda duran güzeller güzeli bir kadına takıldı.
Kadının bakışları davetkardı.
"Buyurmaz mısınız?" dedi kadın.
Spor ve magazin konularının erbabı meslekdaşımız. davete balıklama dalacak oldu.
Sohbetin koyulaştığı bir anda, uçağın rötar yapacağı anonsu geldi.
Bizimki atıldı:
"Vaktimiz var. Yeşilköy'de ünlü bir et rostaronı var. Gidelim birşeyler yiyelim, bir-iki tek atalım" dedi.
Kadın bu teklifi ktabul etti.
Yemekler yendi, şişenin de dibi bulundu.
Delikanlımız için umut ışığı yakılmıştı.
Bu işin devamı gelecekti.
İzmir uçuğına bindiler, yanyana oturdulr.
Adnan Menderes havaalanında da aynı taksiye bindiler.
Bizim çapkın delikanlı sordu:
"Nereye gideceğiz..."
Kadın cevapladı:
" Tabii ki, bizim apartmana..."
Kadın cevabı karşısında, çapkınımız arabadan düşecek gibi oldu.
Gece için projeler üretmeye başlamıştı ki, kadın konuştu:
"Aynı adrese gidiyoruz. Ben de sizin apartmanda oturuyorum."
***
Vakit gece yarısını bulmuştu. Taksi apartmanın önüne geldiğinide, kapıcı çoluk çocuk kapıda yaz sıcağı yüzünden serinlemeye çalışıyordi.
Bizimki, kadın ile birlikte taksiden iner inmez kapıcıyı bir kenara çekip tehdit etti:
"Ulan bunları benim hanıma söylersen, seni gebertirim..."
küpe
İnsanoğlu karşısındakinin rızasını almak isterse, kuvvetin manası malır mı?
Alain
günün fıkrası
helalinden
Adamın biri içinde bin lira bulunan cüzdanını düşürmüştü. Önce düşürdüğüne inenmadı, ceplerini karıştırdı. Cüzdanın yerinde yeller esiyordu. Başladı bağırmaya:
"Baylar, bayanlar! İçinde bin lira bulunan cüzdanımı düşürdüm. Bulup getirene helalinden elli lira vereceğim."
Salonun öbür yanından bir ses yükseldi:
"Bulup bana getirirseniz, ben 250 lira veririm."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.