Karşıyaka'da büyüdü, Karşıyaka Lisesi'ni bitirdi.
Buradan İstanbul'a uçtu.
"Türk mizahında yeni bir çığır açma" olarak nitelendireceğimiz atılımlarını İstanbul'da gerçekleştirdi.
Ama, İzmir'i ve Karşıyaka'yı unutmadı.
Buradaki dostluklarını içtenlikle sürdürdü.
Ve, geçtiğimiz hafta sonu Güngör Kabakçıoğlu'nu kaybettik.
Ve şimdi, Vehbi Moğol'un notlarıyla, Kabakçıoğlu'nun hayatından satırbaşları.
* * *
* 1933 - Antalya'nın Serik ilçesinde doğdu. Babası, Uşaklı Hakim Hüsnü Yılmaz, annesi Nasliçli Fatma Aziz.
* 1949 - Karşıyaka Lisesi'ndeyken resim ve karikatür çalışmalarına başladı. İlk karikatürleri İzmir'de Anadolu Gazetesi'nde yayımlandı.
* 1950 - Ailesiyle birlikte İstanbul'a yerleşti.
* 1951 - İlk sergisini İzmir Karşıyaka Halkevi'nde açtı.
* 1952/54 - Doğan Kardeş çocuk dergisinin kapak ve iç resimlerini çizdi.
* 1958 - Türkiye Milli Sanayi Sergisi için Spor ve Sergi Sarayı alanındaki Açık Hava Sineması'na (2mX27m.) duvar panosu yaptı.
* 1961 - İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü'nü bitirdi.
* 1964 - İzmir Efes Oteli'nin sanat işleri için açılan yarışmada derece alarak, otelin gece kulübü ve bar duvarlarını resimledi.
* 1965 - Eşi Beril ile evlendi.
* 1966 - Emekli Sandığı'nın İstanbul'daki Tarabya Restaurant ve Plajı'nın dış cephesindeki beton rölyefleri yaptı.
* 1978/82 - Tercüman Gazetesi'nde politik karikatürler çizdi. Varlık Çocuk Yayınları'nın ve Dost Yayınları'nın kitaplarını resimledi.
* 1986 - İstanbul üzerine yaptığı resimlerinin bir kısmını 14. Uluslararası İstanbul Festivali kapsamı içinde sergiledi.
* 1996 - İstanbul Mizah ve Karikatür Müzesi'nde Portreler adı altında bir karikatür sergisi açtı.
* 1997/1998 - Güneş Gazetesi'nde "Çize Çize" başlıklı politik karikatürleri, "Sevcangiller" adlı bant karikatürleri yayınlandı.
* 1949'dan bu yana tiyatro, sinema, ses sanatçısı, yazar, çizer, sporcu, gazeteci, işadamı ve politikacının bini aşkın portresini çizdi.
* Çize Çize, Erkeğin Adı: Priapos, Konuşa Konuşa, I Love Cappadocia, Yatak Odası Sohbetleri, Sakıpname, Aşk Rüzgarları, Savaş Rüzgarları, Eller, Ayaklar, AIDS'i Durduralım adlarında kitap çalışmaları yaptı.
egeden
Akçay denizi temiz çıktı
Akçay, Kuzey Ege'nin canlı bir köşesi. Her zaman hareketli bir kenttir burası.
Geçtiğimiz hafta sonu yolumuz Akçay'a düştü.
İşte size dumanı üstünde bir haber.
Deniz suyunun ölçüm ve tahlillerini Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri yaptı.
Sonuç şu: Akçay sahillerinin temiz olduğu bir kez daha tespit edildi.
Akçay sahillerinde Yeni Mahalle plajı, Belediye Halk plajı, Güneş Motel plajı, Askeri Kamp yanı plajı önünden alınan deniz suyu numunelerinde yapılan analizlerde kirlilik değerini belirten koliform oranlarının değerlendirmenin üst seviyesi olan olan "iyi" derecede olduğu Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü'nün internet sitesinden duyuruldu.
Belediye Başkanı Cahit İnceoğlu'ndan bir mesaj:
"Hemşerilerimiz ve tatil için beldemizde bulunan konuklarımız Akçay'ın her noktasından gönül rahatlığı içinde denize girebilirler."
geçmişten
Kadı'nın kararı
Sultan en güvendiği adamı Hünkar'ı Arabistan'a göndermişti.
Hünkar, Arabistan'da gezerken bakmış, Araplar entari giyiyorlar, altta donları yok.
Bir rüzgan esti mi, yaradana kurban.
Hünkar haber salmış, altına don giymeyenler kadı huzuruna çıkartılıp hapsedilecek.
Aradan günler geçmiş Arap'ın biri don giymemiş ve ilk rüzgarda olay fark edilmiş. Arap'ı kadı huzuruna çıkarmışlar. Kadı sormuş:
"Adın?"
"Abdülmecit"
"Baba adın?"
"Aptüleziz..."
"Evli misin?"
"Beş tane karım var."
"Kaç çocuğun var?"
"İlkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 18, dördüncüsünden 13, beşincisinden 18..."
Kadı kararını vermiş ve açıklamış:
"Yaz kızım, Aptüleziz oğlu Abdalmecit'in don giymeye vakti olmadığından beraatine karar verilmiştir."
Teşekkürler, Av. Erkan Sezgin.
küpe
Bir dosta güvenmemek, onun tarafından aldatılmaktan hayırlıdır.
La Rochefaucallut