Sepya Kitapçılık, fantastik kurgu seven okurları yeni bir yazarla tanıştırıyor.
Gülşah Elikbank, masal gibi bir aşkı masallar diyarında anlatıyor.
Bir dizi kitaplık seridir bu...
Günebakan üçlemesinin ilk kitabı "Siyah Nefes"i okuyunca bir lanetin kasabaya çöküşüne satır satır inanacaksınız.
1980 doğumlu Gülşah, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Şu günlerde de Marmara Üniversitesi Yönetim ve Çalışma Psikolojisi mastırı yapıyor.
Gülşah evli ve ilk bebeğini bekliyor.
Şimdi de Gülşah'ı tanıyalım...
* * *
"Yazım hayatına fantastik kurguyla girdiniz. Bu biraz riskli değil miydi? Okur alanı dar mı fantastik kurgunun?" diye sordum, Gülşah'tan şu yanıt geldi:
"Aslında tam tersi. Fantastik kurgunun okurları oldukça çok olduğu gibi, müthiş bir sahiplenme duygusuyla yazarlara yaklaşır. Bu konudaki tek sıkıntı, ülkemizde fantastik kurgunun yabancı yazarların egemenliğinde olmasıydı. Ama Siyah Nefes, okurun 'Türk yazar fantastik yazamaz' yargısını yıktı. Birçok okur bana gönderdiği mesajda bunu dile getirdi. Zaten benden sonra daha çok Türk yazar bu alanda eser verdi.
* * *
Bir soru daha...
"Bir üçleme yazmanızın sebebi neydi? Günebakan üçlemesi... Bu da başlı başına zor bir seçim aslında."
Bunun de cevabı şöyle:
"Öyle... Ama anlatmak istediğim hikaye tek bir romana sığmayacaktı. Üstelik okurla aramdaki bağın sürmesini arzu ettim. Bilmelilerdi ki, Gülşah Elikbank yazmaya devam edecek. Hem de en iddialı dalda. Sanırım doğru bir karardı. Çünkü Siyah Nefes'in tüm okurları, Mavi Dağ çıkar çıkmaz kitapçılara akın etti ve Mavi Dağ internette haftalarca çok satanlarda kaldı."
* * *
Sorulara devam...
"Siz şiir de yazıyorsunuz. Kişisel web sitenizde paylaştığınız (www.gulsahelikbank.com) çok güzel şiirler var. İleride bu alanda bir eser gelir mi?"
...ve Gülşen'in cevabı:
"Çocukluğumdan beri şiir yazıyorum. Çok iyi bir şiir okuyucusuyumdur ayrıca. İyi şiirle kötü şiiri ayırt edebilecek yetkinliği de kazandım bu arada tabii. Belki iki yüzün üzerinde yazdığım şiirim var. Bunları zaman zaman sitemde paylaşıyorum. Ama asla bir şair olduğumu iddia etmiyorum. Bunu özellikle belirtmek isterim. Şiir sadece benim için, duygularımı paylaşmanın bir yolu. Yani amaçtan ziyade bir araç. Okurla aramdaki samimi köprü. Zaten her iki romanımın başında, hikayeyi anlatan şiirlerim de var. Okurların birer bulmaca gibi şiirlerimi çözmeleri çok hoşuma gidiyor."
* * *
Sorguya devam...
"Şimdilerde bir de Bodrum yerel kanalında, bir kültür sanat programını hem hazırlıyor hem de sunuyorsunuz. Sizi bundan sonra ekranlarda da sunucu olarak mı göreceğiz?"
Söz Gülşah'ın:
"Kitapkolik tamamen tesadüflerle başlayan bir macera oldu. Ama bu bir kültür sanat programı olmasaydı, içinde yer almazdım. Ulusal kanallara bakın, dizilerden kültür sanata yer kalmıyor. Yerel kanallar bu anlamda çok daha bilinçli programlar yapıyor. İnternetten de takip eden çok ciddi bir kitapkolik kitlem var. Her geçen gün programın içeriği zenginleşiyor."
* * *
Gülşah'ın yeni kitabı yakında okurlarla buluşacak. İşte genç yazarın beklentileri:
"Aşkın Gölgesi, üzerlerine aşkın gölgesi düşen bir anne kız hikayesi. Geçmişle hesaplaşma ve pişmanlıklara göğüs germe romanı da diyebiliriz. Fantastik değil kurgusu. Tamamen gerçek hayat... İçinde geçen birçok olay şahsen tanık olduğum olaylar zaten. Bu da hikayenin sahiciliğini etkiliyor. Okurlarımın farklı bir türde beni görmesini istiyorum. Yazın hayatımda denemek istediğim birçok tür var zaten."
* * *
Bir başka soru:
"Geçen sene İzmir Kitap Fuarı'na gelmiştiniz. Bu sene sizi nerelerde görebilecek okurlarınız?"
"Evet, geçen seneki İzmir Kitap Fuarı'nda ikinci romanım Mavi Dağ okurlarla buluşmuştu. Müthiş bir ilgi vardı fuarda. Bu senekinde de yeni bir romanla yer almak istiyorum zaten. Ama İzmir Fuarı öncesi beni İstanbul Tüyap Kitap Fuarı'nda, yeni yayınevim Postiga'nın standında bulabilecekler. Günlerini web sitemde duyuracağım okurlarıma.
Yeni yayınevinizden söz açılmışken, Siyah Nefes ve Mavi Dağ, kısa sürede ikinci baskılarını yapıyor, değil mi?
Siyah Nefes, birçok yerde artık tükendi. Benim de eski yayınevimle ruhum pek uyuşmamıştı. Yeni bir arayışım vardı. Bu arada Postiga ile yollarımız kesişti ve romanlarımla çok ilgilendiler. Bunda sayfalarca okur yorumunun da etkisi oldu sanırım. Bu ay, iki romanım da Postiga'dan ikinci baskısını yapıyor. Yepyeni ve harika kapaklar ve ayraçlarla görücüye çıkıyor yeniden.
Üçlemeyi bitirmek benim için duygusal anlamda çok zor aslında. Nil'den ve o kasabadan hiç ayrılmak istemiyorum. Ama okurlarımın ne kadar sabırsız olduğunun da farkındayım. Arayı pek açmak istemiyorum. İzmir için özel bir sürprizle gelecek üçlemenin son kitabı. Şimdilik bu kadar ipucu yeter sanırım."