Birlikte yaşanmış güzel günler

Bab-ı Ali dostlarından bir grup. (Ayaktakiler) Onur Şenli, Bahattin Ertürk, Nüvit Tokdemir, Süleyman Bahadır, (oturanlar) Ali Rıza Avni, Ahmed Arif, Cemal Nalçacı ve Refik Durbaş.

Bab-ı Ali ya da basitleştirilmiş şekli ile Babıali, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde sadrazamlık binasına ve daha geniş anlamıyla da Osmanlı hükümetine verilen isimdi.
Günümüz Türkçesinde 'Yüce Kapı' anlamına gelen bu terim aynen tercüme edilerek diğer dünya dillerine de girmiştir.
Babıali'nin bir başka anlamı da Türkiye'nin basın dünyasına verilen isimdir.
Bunlar tarihsel bilgi, bugüne gelirsek İzmir'de Gümrük'te görürsünüz Babıali'yi... İzmir'in yazar, çizer, şair, gazeteci, besteci, kültür sanat aleminin ve de spor dünyasında iz bırakmış nice insanını bazen tek tek bazen de toplu olarak görür onlarla oturup içerken hayatınıza büyük bir dünya katarsınız...
* * *
İzmir'in "bir zamanlar" özellikle Kemeraltı'nda Şükran, Papağan, Tek Nal, Ay, Bodrum; Basmane'de Doğan, Necmi; Alsancak'ta Kulüp Orhan, Erol'un Yeri gibi kültür sanat dünyasının İzmir'deki temsilcilerinin buluştuğu mekanlar vardı...
Vardı diyoruz çünkü birer tatlı hatıra olarak kaldılar...
İşte bu Bab-ı Ali günümüz İzmir'inin simgesi gibi kucaklıyor dostlarını.
* * *
Yaşayanlar bilir ki bir gün bakmışsınız Türkiye'nin en büyük şairlerinden Ahmed Arif 'Dağlarına Bahar Gelmiş Memleketimin' ve 'Terk Etmedi Sevdan Beni' şiirlerini seslendirmiştir dostlarına, bir gün Refik Durbaş 'Sevda Ne Yana Düşer Usta', Ataol Behramoğlu 'Aşk İki Kişiliktir', Aykut Poturoğlu 'Süryani', Onur Şenli 'Agora Meyhanesi'ni Nazım'dan okumak da Okan Yüksel'e kalmıştır.
Metin Pütmek'in, Besim Akımsar'ın, Hüseyin Yurttaş'ın, Cemal Nalçacı'nın, Çınar Çığ'ın, Erdoğan Çokduru'nun, Aydın Zümreoğlu'nun, Ahmet Alphan'ın, Hakan Tartan'ın, Günal Sayın'ın şiirleri, Muzaffer İzgü'nün, İhsan Yakut'un, Orhan Ozan'ın, Hasan Bilgili'nin, Fikret Tartan'ın, Prof Dr. Şadan Gökovalı'nın söyleşileri günlere gecelere güzellikler sunmuştur...
* * *
Türk Sanat Müziği'nin İzmirli devleri Ali Rıza Avni ile Avni Anıl, Bab-ı Ali'ye ve İzmir'e bir hoş sada bırakmışlardır...
Gazeteciliğin simge isimleri Zafer Alatay, Celal Yılmaz, Hüseyin Çine, Erhan Çimrin unutulmaz olmuşlardır.
Hikmet Çetinkaya, Sancar Maruflu, Yalçın Küçükdamar, Cemal Soyoğul, Nüvit Tokdemir, Orhan İlhan, Kaya Çelikkanat, Enver Akdoğan anıları ile tarihe ışık tutmuşlardır.
Devlet opera sanatçısı Yunus Kırılmış, ünlü tiyatro sanatçısı Fikret Tartan, dünya çapında folklorcu Ahmet Diker, İsmail Özboyacı, zeybek oyunlarının unutmazlığını sunmuşlardır...
* * *
Zeki Arpas, Hasan Dağlar, Aydın Sezer, Mümin Akar, Metin Dönmez, Ahmet Bilge, Ahmet Ertin, A. Muzaffer Tunçağ, Bülent Tokalıoğlu, Ertuğrul Gezenoğlu, Özkan Başer, Cevat Ziya Maruflu, Bab-ı Ali dostları olmuştur.
Bir çırpıda hemen akla gelen bu isimlere daha onlarcasını eklemek elbette mümkün. Çünkü, Süleyman Bahadır da Sancar Maruflu gibi, Dr.Şaban Acarbay gibi, 'insanlar yaşarken de anılmalıdır' anlayışını Bab-ı Ali'de sürdürür olmuş. Her ay 'Bir Dost'u dostlarının anı plaketi ile onurlandırdıkları günler geceler düzenlemeye başlamış...
İzmir'de 'Birlikte Yaşanmış Güzel Günler'in düzenlenip, kültürün, sanatın, müziğin, şiirin, dostluğun harmanlanır olduğu Bab-ı Ali'nin bu ayki konuğu da İhsan Yakut. TRT'ye bir hayat armağan eden araştırmacı gazeteci yazar İhsan Yakut, 6 Aralık Salı günü Bab-ı Ali'nin konuğu olacak...