Şero'nun Karadeniz izlenimleri
"Giresun'da oynanan Giresunspor-Bucaspor maçına gitmiştim. Dönüş için Trabzon'a giderken, Karadeniz insanının renkli görüntüsü ve esprileriyle bir kez daha karşılaştım. Giresun-Trabzon arası çalışan midibüsün şoförü 65-70 yaşlarında, muavin ise gençti. Neyse hayırlısıyla hareket ettik. İki il arasındaki yolculuk 3 saat sürdü. Giresun'dan ayrıldıktan 1 saat sonra, yolcu almak için Giresun'un Görele ilçesinde durduk. Çocuklu aile arabaya bindi, ancak muavin, yolcunun eşyalarını arabanın bagajına koymayı unuttu. Yolcu eşyalarının alınmadığını hatırlayınca otobüs içinde kavga çıktı. Muavin "Ne telaş ediyorsun, yarın Trabzon'dan gelir alırsın, ne büyütüyorsun" deyince tansiyon iyice yükseldi, yolcu çaresiz valizin bir gün geç alınmasını kabul etti.
***
Ardından koltuk arkalarında bulunan ama belli kanalları gösteren LCD TV monitörleri açıldı. Yolculardan birisi kulaklık istedi. Muavin, Karadeniz şivesiyle "Ne istiyosun da" dedi. Yolcu "kulaklık" deyince, muavin bu kez, "kulaklık yok" dedi. Yolcu "Yoksa neden TV'yi açtınız" diye sordu.
Muavinin "Renk olsun diye" cevabı filmi kopardı. Ardından yine Giresun ilçesine bağlı Çavuşlu'da 5 dakikalık mola verildi. Ancak mola yerinde bir yolcunun ihtiyaç molası işi uzun sürmüştü galiba hareket ederken gecikmişti. Muavin, araç hareket etmeden önce "Herkes yanındakine baksın, gelmeyen var mı, söylesin" diye sordu, kimseden ses çıkmadı. Araç içindeki yolcuları saymadan şoför gaza bastı. 10 dakika sonra şoförün telefonu çaldı. "Bir yolcuyu unuttunuz" denildi. Bu kez şoför ile muavin birbirine girdi.
Tam ortalık yatışmışken, bu kez Antalya yolcusu olan bir aile, tartışmayla zaman kaybettikleri için uçağı kaçırdıkları gerekçesiyle şoförle kavgaya tutuştu. Yetmedi, fanatik bir Trabzonspor taraftarı olan muavin, Galatasaray-Trabzonspor maçını radyodan yüksek sesle dinlemeye başladı.
Sesten rahatsız olan yolcular, bir kez daha muavinle tartıştı. 3 saat süren yolculuk macera içinde geçerken, Karadeniz insanı bir kez daha kendini göstermiş oldu. Ama güzel olan tarafı tartışmalı yolculuktan sonra herkesin birbirine hiçbirşey olmamış gibi davranması ve vedalaşmasıydı.
laflama
* Nurı Alço gazozları piyasaya sürülecekmiş. Tecavüzcü Coşkun kolalarının da piyasaya sürülmesi yakındır!
* Ehh artık İletişim Fakültelerine, ''Komplo Teorileri Bölümü'' kurulsun!
* Sana bir baba öğüdü oğlum, yaşam her şeyi öğütür!
* Artık alan formülleri tek başına yetmiyor: Bunun kamusal alanı var, kapsama alanı var değil mi ama!
* Artık gelin ata binince değil de, limuzine binince ''kısmet'' diyor!
* Tango dersleri aldı, koca bulamadı, plajda tanga giydi, ertesi hafta evlendi!
İbrahim Ormancı'dan
bir kitap
Yosun kokulu rüzgar adası
Ege Denizi'nin yakamozlu sularında gümüş bir ada.
Deniz yeşilinin yosun kokulu rüzgarlara gülümsediği Midilli.
Dostluğun arkadaşlığın en güzelini yaşamış Türk, Rum, Ermeni çocuklar ve gençler.
Farklı dinler, diller ama; sevgiyle bakan gözler.
Sonra...Savaşır çirkin yüzü,ayrılık, hüzün.
Güneşin doğduğu topraklar, Anadolu, Bergama muhacirlerin mübadil olduğu dönem.
Türk tarihinde unutulmaması gereken yıllar.
Pembe Sardunya, bir ailenin Midilli'den Bergama'yla uzanan destansıöyküsü.
Sefa Taşkın yürek birkan bir dönemi gerçek yaşamdan kesitlerle ele alıyor ve şiirsel anlatımla insanlar için doğup büyüdükleri yörenin ne denli önemli olduğunu ustalıklma vurguluyor.
Pembe Sardunya, son dönem romanının en yetkin örneklerinden biri.
Yaşanmış yıllar, çarpıcı sürükleyici bir anlatım ve bir damla gözyaşı.
Son söz: Bu roman okunur...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.