Tire bunu konuşuyor!
Uzun yıllar Tire Gönüllüleri Derneği başkanlığı yaptıktan sonra bayrağı Nihat Koç'a devreden Güngören'in şimdiki ideali, hedefi ve girişimi örnek olacak bir davranış.
***
Mustafa Güngören Tire'nin sayılı öğretmenleri arasında bulunan, hayırseverliğiyle tanınan ve 105 yaşında hayata gözlerini kapayan Melahat Aksoy'un derneğe bağışladığı 7 dönümlük arsaya bir kız öğrenci yurdu inşa ettirebilmek için çalışıyor. Bu yurdun temeline harç koyabilmek için Beşiktaş'a başvurmuş, İzmir'de Altınordu ile veya Tire'de bir özel maç yapmalarını ve hasılatının bu yurda bağışlanmasını önermiş. Güngören, "Tabii masraflarını karşılarız ve elde edeceğimiz hasılatla temel harcı koyduktan sonra Tireliler bu yurdu inşa etmeyi başarır" diyor.
Ne diyelim, çok güzel bir girişim. Dilerim Beşiktaşlılar eski milli kalecilerine bu jesti yapar.
hayattan
Haydi! Sanat atölyesine
"Geçmişi bu güne, bu günü geleceğe taşımak " ilkesini benimseyen "Karşıyaka Sevdalıları" tarafından kurulan Karşıyaka Kent, Kültür ve Sanat Dergisi'nin Okur Platformu KAROK, sezona hızlı başladı.
Suluboya Resim Atölyesi Çetin Davran, Yaratıcı Yazarlık Atölyesi ise Betül Yılmaz yönetiminde yeni dönem çalışmalarına başlayan KAROK'a bu yıl da yoğun ilgi var.
Dönem sonunda, çalışmaların sergileneceği suluboya resim sergisi ve Yaratıcı Yazarlık Atölyesi'ne katılan yeni yazarların hazırlayacağı bir kitapla final yapmayı düşündüklerini belirten KAROK yöneticisi Asuman Atakişi, "Hedefimiz; sezon sonunda atölye çalışmalarına katılan kursiyerlerimizin ürünlerinden oluşacak bir etkinliği İzmirlilerle paylaşmak. Düzenlenecek suluboya resim sergisinde yaratıcı yazarlarımız da kitaplarını imzalayarak, KAROK üyeleri ve sanatseverlere sunacak" diyor.
KAROK etkinlikleri ile ilgili; 0 232 330 99 93 ve 0 532 593 95 85 nolu telefonlardan bilgi alabilirsiniz.
hayattan
Dünyayı yenen Türk'ü bugün anıyoruz
Dünya güreş şampiyonalarında Türk bayrağı ilk kez 1950 yılında Stockholm'de düzenlenen Dünya Grekoromen Güreş Şampiyonası'nda dalgalandı. 1921 yılında İzmir'de doğan Muharrem Candaş, çeşitli tecrübelerden geçtikten sonra Ay-Yıldızlı bayrağımızı dünya şampiyonalarında dalgalandıran ilk Türk sporcusu olma şerefine kavuştu.
Muharrem Candaş, birçok güreşçimiz gibi hem serbestte hem de grekoda Ay-Yıldızlı mayoyu temsil etti. 1946 yılında İsveç'te yapılan Avrupa Serbest Güreş Şampiyonası'na 87 kiloda katılan Candaş, sıkletinde bronz madalya aldı, 1947 Prag Avrupa Grekoromen Güreş Şampiyonası'nda Macar Kovach, Rus Kobaritze ve İsveçli Johan Wong'a yenilerek dereceye giremedi.
1948 Londra Olimpiyatları'na serbest stilde ve yine 87 kiloda katılan Candaş, Belçikalı rakibini sayı ile yendi, Finlandiyalı Mupkoven'i de sayı ile mağlup etmesine rağmen İsviçreli Stoakli'ye sayı ile yenilerek elemine oldu. Candaş, 1949 yılında İstanbul'da düzenlenen Avrupa Serbest Güreş Şampiyonası'na da takımımızın ağır sıkleti olarak katıldı, finalde İsveçli Bertil Antonsson'a 8 dakika 11 saniyede tuşla yenilerek gümüş madalya aldı. İlk dünya şampiyonu güreşçimiz Muharrem Candaş, 1950 yılında Stockholm'de Macar Kovach ve Norveçli Anderssen'in önlerinde birincilik kürsüsüne çıkmayı başardı. 2009 yılının 19 Ekiminde ölen Muharrem Candaş için önce doğup büyüdüğü ve formasını giydiği Karşıyaka Spor Kulübü'nde görkemli bir tören yapıldı.
Türkiye'ye sayısız başarılar ve madalyalar kazandırmış Devlet Sporcusu İzmir Karşıyakalı Muharrem Candaş ölümünün 3'üncü yıldönümünde bugün (19 Ekim 2012)saat 11:30'da Karşıyaka Soğukkuyu'daki kabrinin başında anılacak.
küpe
Sanat aşkı, kavuşması olmayan bir aşktır. O görünen; fakat erişilmeyen bir seraba benzer.
Hasan Rıza
fıkra
Merak bu ya!
İki memur konuşuyordu. Biri ötekine sordu:
"Eline müdür maaşı geçse ne yapardın?"
"Onu bilmem ama müdürün eline benim maaşım geçse ne yapardı bilemiyorum."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.