• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Balık alanları talan ediliyor ERKİN USMAN

Balık alanları talan ediliyor

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24 Kasım 2012, 21:05
Türkiye'de 140.000 civarında kişi balıkçı tezkeresi diye tabir ettiğimiz gerçek kişilere ait avlanma ruhsatına sahip.
Balıkçılık filomuzda ise 20.000 civarında da balıkçı gemisi mevcut.
Bu filonun yaklaşık yüzde onu kadarı gırgır trol sınıfı olarak endüstriyel avcılık yapan gemilerimizden oluşuyor.
Büyük çoğunluğu endüstriyel balıkçı gemilerimiz olmak üzere filomuzun yakaladığı balık miktarı yıllık; ortalama 450.000 tondur. Dolaylı, dolaysız yönden 130 bin kişiye istihdam sağlayan bu sektör Türkiye ekonomisine yıllık ortalama 3 milyar civarında bir katkı koymakta.
Bu bilgileri aktaran da, İzmir Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği Başkan Yardımcısı Hasar Eser...
* * *
Hasar Eser'e "Balıkçılığımızın şu anda en önemli sorunu nedir?" diye soracak olanlar şu cevabı alacak.
"Bana göre, sektörümüzün en önemli sorunu yasadışı avcılıktır. Özellikle İzmir bölgemizde de son yıllarda artan illegal balık avcılığı maalesef bir türlü engellenememektedir. Bölgemizde kaçak avcılık yapan boyu küçük ama motoru güçlü tekneler endüstriyel balıkçı dediğimiz ruhsatlı, resmi büyük trol teknelerimizin minyatürüdür. Halk arasında 'şebeke' diye bilinen bu teknelerin yaptığı avcılık türü tamamen yasadışıdır. Genelde körfezlerde yani alan yasağı olan bölgelerde avlanan bu tekneler popülasyonun yoğun olduğu, balık yatağı dediğimiz balığın ürediği sahaları talan ederek adeta sektörümüzün geleceğini yok etmektedirler."
***
Eser'in verdiği bilgilere göre, kaçak avcılık yapan teknelerin sayısı özellikle endüstriyel balıkçılığın yasak olduğu dönemlerde çoğalıyor. Yasak döneminde doğal olarak piyasanın balık talebi yeteri kadar karşılanamıyor. Bu durumda da balığın değerinin çok daha üzerinde satılmasını kaçak avcılık yapan balıkçılar fırsat biliyor.
Halbuki 5 metre sandalıyla denize 10 parça ağ atıp yakaladığı bir kaç kilo balıkla evini geçindirmeye çalışan kıyı balıkçılarımız kış mevsiminde hava şartlarının kötü gitmesinden mütevellit denize çıkamadığı ve yakaladığı balığın değerinde satılması için endüstriyel balıkçılığın yasak dönemine girmesini dört gözle beklemekte.
* * *
Hasan Eser'i dinlemeye devam:
"Balıkçılık sektörü ekonomik anlamda kötüye gittikçe balıkçılarımızın da illegalizime yöneldiğini görüyoruz. Ancak bu kabul edilebilecek bir bahane değildir. Kaçak avcılık yapan balıkçı ancak bugününü kurtarsa da geleceğine zarar vermektedir. Yani bindiği dalı kesmektedir.
İllegal avcılığı önleme noktasında ise her ne kadar Sahil Güvenlik komutanlığımız bu konuda elinden geleni yapmış olsa da denizin mafyası diyebileceğimiz illegal balıkçılar kurdukları geniş bir istihbarat örgütlenmesiyle karada çeşitli noktalara nöbetçi bırakıp Sahil Güvenlik araçlarını markaj altına alarak faaliyetlerini sürdürmektedirler."
***
İşte bu noktada bazı tedbirler de gündeme geliyor.
Ve tedbirler demeti:
* Devletimizin ilgili kurumları sivil toplum kuruluşlarıyla entegre olup istihbarat ve denetim mekanizmasını güçlendirmelidir. Gerekirse sadece yasadışı avcılık ile mücadele edebilecek özel bir deniz kolluk kuvveti kurulmalıdır.
*Yasadışı avcılık yapan balıkçılarımız maalesef hayattan çok fazla beklentisi olan insanlar değildir. Balıkçılık sektörümüzü denetleyen en önemli kurumlardan biri olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nde görevli memurlarımız ısrarla görev yapmak istemlerine rağmen, belli bir noktadan sonra yalnız kalmaktadırlar. Geçmişte bazı görevlilerin ciddi saldırılara maruz kaldıklarını biliyoruz.
* Yasa dışı konularda denetim elbette önemlidir ancak daha da önemli olan caydırıcılıktır. Bugün gelinen noktada yasadışı avcılık yapan teknelere verilen cezalar maalesef caydırıcı değildir. Şebeke çeken tekneler yakalandığında geçici ve tamamen olmak üzere ruhsat iptali şeklinde cezalara maruz kalmaktadır.
* 1380 sayılı su ürünleri kanunu yeniden düzenlenmelidir. Balıkçılık sektörünün anayasası olan bu yasa en kısa sürede yeniden yazılmalııdır.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.