Ağalar gitti, futbol bitti
Cihan Büyükoral yönetimi de vadettiği gerekli kaynakları bulamadığı için tıkandı. Yeşil-kırmızılı camiada açılan yardım kampanyaları da, "Bana ne? Bize mi güvenip yönetime soyundu?" gibisinden eleştirilerle bir sonuca varamadı. Sonunda Taraftarlar Derneği baktı ki kulüp git gide geriye gidiyor, "Biz varız" diyerek 1 milyon liralık kaynakla göreve talip olduklarını bildirdi. Şimdi Cihan Büyükoral, Taraftarlar Derneği yöneticileriyle kulübün devredilmesi konusunda görüşmeler yapıyor.
***
Sakın yanlış anlaşılmasın, ben taraftarların bu girişimini eleştirmiyor, üstelik alkışlarla karşılıyorum. Ama kınadıklarım, bu camiada öyle işadamları var ki, bugün 1 milyon lira atsalar kılları kıpırdamaz üstelik gider gösterebiliyorlar, vergiden düşüyorlar, masraftan düşüyorlar ama, git 100 lira iste vermez. Ama kongrelerde Onursal Başkan Selçuk Yaşar'ın yanında oturmak ve camianın ağır topu olduklarını göstermek için yarışırlar. Maçlarda da şeref tribünlerinin önemli müdavimleridir ve teknik direktörün, futbolcunun hatasını en çok onlar bağırarak değerlendirirler.
***
Neredeydik, nerelere geldik? Eskiden kulüplerde sembol başkan ve yöneticiler vardı, sezon sonunda bilanço çıkar, borç görünüyorsa ceplerinden kapatır, bütçeyi denkleştirirlerdi. Karşıyaka'da Selçuk Yaşar, Çelebi Reşat, Erol Özışıkçılar, Pertev Molay, Ali Ulvi Kiremitçiler, İskender Mesudiyeli, Yurdal Tokat, Sabahattin-Seracettin-Selahattin Sakıpağa'lar, Göztepe'de Reşat Selamioğlu, Şevket Filibeli, Sabahattin Süvari, Mekin Kutucular, Zeki Çırpıcı, Ahmet Sevil, Saffet Kuyaş, Muhittin Ekiz, Davi Franko, Elhan Özgener, Ethem Özakbaş, Doğan Damlapınar, Feyzi Şaşal, Bülent Özkul, Levent Ürkmez, Altay'da Mazhar Zorlu, Rıdvan Burteçin, Esin Özgener, Hüseyin Barbaros, Erdoğan Tözge, Hanri Benazüs, A.Ordu'da Senatör Nazif Çağatay, Riyaz Kayıhan, Candoğan Sakaoğlu, Rasih Öztürk,Salih Esen, İzmirspor'da Haydar Aryal, İbrahim Gürbüz, Cavit Ölçer, İsmail Şişmanoğlu, Hasan Eke, Cemal Dönmez, Bucaspor'da İsmet Çiftçi bir çırpıda sayıverdiklerim. O kadar çok örneği var ki, sutunlara sığmaz.
***
Şimdi bakıyorum yöneticiler, verdikleri kuruşu bile yazdırıyor, temlik koyduruyor. O zaman kongrede niye onlar seçiliyor da parası olmayıp da fikren atılım yapacak, hizmet üretecek kişilere niye şans tanınmıyor, imkan verilmiyor? Ama görüyorum ki, işlerinde zirveye çıkanlar kulüplerde 10-15 yıl açık çıkardıkları ve borçları katladıkları halde yine de koltuk sevdasından vazgeçmiyor, çekilmeyi düşünmüyor. Bunlara örnek çok. Siz zarar eden işletmenizi borçlar her yıl daha da arttığı halde devam ettirir misiniz, ettirmezsiniz. Ama kulüplerde koltuk çok tatlı galiba, kalkmamak için direniliyor. Şunu bilmiyorlar yakında UEFA mali kriterleri İzmir kulüplerine de gelecek, denk bütçe istenecek. Siz o zaman görün kıyameti.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.