Mert Pala'yı tanır mısınız?
Merhum babası, Zühtü Pala Bey sadece İzmir'in değil Türkiye'nin yakından tanıdığı beyefendi ve mükemmel bir tüccardı. Gözlük sektörüne girdiğinde Mert'in doğumu ile birlikte bugünün yurdumuzda sektörünün liderleri arasına giren "Mert Optik" marka ve şirketinin de temelleri atılmış oldu.
* * *
Yıllar su gibi akıp geçiyor. Bugün ikinci üçüncü kuşaklar aldıkları görevi daha yukarıya taşımak için mücadele ediyor. Ekonomimizin gelişen bu yıllarında bu elimizde büyüyen Mert Pala, şimdi oğlu Doruk Pala ile Mert Optik'i zirveye taşıyor.
İzmir Ticaret Odası'nın 2011 Vergilendirme Dönemi Ödül Töreni'nde, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Vali Cahit Kıraç, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, Mert Optik'in altın madalya ödülünü verirken, ödülü bu genç ve hayata büyük hedeflerle bakan Doruk Pala aldı.
Ben de büyük gurur duydum. Mert'i bu konuda ayrıca kutluyorum. Bu keyfi bana yaşattı.
"8 Mart Dünya Kadınlar Günü"ydü. Mert Optik Alsancak mağazasının önünde kalabalığı oluşturan kadınlar vardı. Dünyanın gözlük devi Luxottica'nın bünyesinde yer alan Giorgio Armani'nin yeni tasarım harikası 'Capsule Koleksiyonu'nun tanıtımı amacıyla bir araya gelmişler. Ülkemiz adına gurur verici bir ilke imza atan Mert Optik, Armani tarafından üretilen ve 'vidasız' olması nedeniyle 'benzeri yok' sloganıyla dünyada satış noktalarına sevk edilen bu koleksiyonu eş anlamlı olarak İzmirli kadınlarla buluşturdu.
Mert Pala'nın sadece ülkemizde değil, dünya genelinde saygınlığının bir göstergesiydi bu...
Mert Pala, sektöründe bir ilke daha imza atarken Burberry'den Ray Ban'a, Dolce Gabbana, Bulvgari, Prada ve Chanel ürünlerinin sahibi dünya çapında 28 markayı 130 ülkede üreten ve pazarlayan Luxottica'nın Türkiye'de gözbebeği oldu, Mert Optik...
İşte o elimde doğan çocuk, geçmiş başarılarına her gün bir yenisini ekliyor. Sadece gözlük sektöründe yurdumuza sağladığı istihdam, ekonomik başarı yeter. Ama o durmak bilmiyor. Ben de onunla gurur duyuyorum. Tebrikler Mert...
pazar neşesi
İhtiyar aslanın kurnazlığı
Aslanın biri ihtiyarlamıştı. Pençesiyle avını yakalayamayacağını anlayınca, işlerini kurnazlıkla halletme yolunu tutmuştu.
İnine çekilmiş, bir de hastalık numarası yapıyordu.
Bazı hayvanlar da onun hatırını sormaya geliyordu.
İşte bu aslan, tabii gelenleri bir bir yemişti.
Bir gün tilki de inin kapısına gelmiş ve aslana hal hatır sorunca şu yanıtı almıştı:
"Sorma tilki kardeş çok hastayım. Buyur da dertleşelim..."
Tilki, ine giren ayak izlerini bir baktı ve şöyle dedi:
"Ayak izlerinin hep içeri doğru olduğunu gördüm. Dışarı çıkan ayak izi yok. Önce içersinin klabalığı boşalson, ondan snra gelirim..."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.