Karşıyaka Spor Kulübü dediğimizde kuşkusuz benim aklıma gelen isimlerin başında Süreyya İplikçi gelir...
Süreyya İplikçi, KSK'nin kurulması için mücadele eden, kardeşi Sadi İplikçi ile birlikte yaşadığı, İzmir'in işgalinde köşkünü Yunan Kralı Konstantin'in kullanmasına izin vermediği için işgal kuvvetleri tarafından Yunanistan'a sürgüne gönderilen ve idam istemiyle yargılanan yiğit adam...
Şimdiye kadar her hangi bir yerde fotoğrafı yayınlanmayan Süreyya İplikçi'nin, Karşıyakalılara emaneti biricik kızı da Masume Muşkara, Ahmet Diker'in manevi annesi...
Hırçın, dominant, dediğim dedik ama aslan gibi, ayrıcalıklı bir Karşıyaka hanımefendisi...
Ahmet Diker'in 1 Kasım'da çıkacak olan "Direnişten dirilişe Karşıyaka Destanını yazanlar" isimli kitabının en büyük destekçisi...
***
Masume Muşkara (İplikçi), 23 Ekim 1926 tarihinde, şimdiki Karşıyaka Nikah Sarayı karşısındaki Çağlayan Apartmanı'nda doğdu.
Çağlayan Apartmanı, KSK ve Karşıyaka tarihinin en önemli mihenk taşlarından birisi olup, Yunan Kralı Konstantin'in Türk bayrağını çiğneyerek girdiği, ama Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün İzmir'in Kurtuluşundan sonra konaklamak için gittiği köşkün girişine intikam için yere serilen Yunan bayrağını 'bayrak bir ülkenin namusudur, o çiğnenemez' diyerek o bayrağın üzerine basmayı reddederek girdiği köşktür...
Neyse esas konumuza gelelim..
***
Ahmet Diker'i dinleyelim:
"Manevi Annem, Masume Muşkara 23 Ekim 1926'da Çağlayan Apartmanı'nın 4. katında doğmuş... Masume Annemin doğum gününü kutlamak için yaşadığı Püte Apartmanına gittim...
Yüzünden eksik olmayan sert ifadesiyle karşıladı beni, elini öptüm doğum gününü kutladım. Duygulandı. Gözleri dolu doluydu. Sevgili oğlu Tahir'in doğum günü sürprizini ve mutluluğunu paylaştı benimle...
Anne hadi biraz geçmişi anlat bana dedim önce her zamanki gibi kaşlarını çattı ama beni kıramadı başladı anlatmaya...
Oğlum...
23 Ekim 1926'da Çağlayan Apartmanının 4. katında doğmuşum...
Hatırladığım kadarıyla apartmanımızın 1. katında Levantenler, 2. katında Bakırcı Ahmet Efendi ve eşi Celile Hanım, 3. katında Kemal Dülger ve ailesi oturuyordu.
O apartmanda çok özel ve güzel günlerimiz geçti...
Yaşamımın en önemli insanı biricik aşkım, sevgili eşim Celasin Muşkara 12 Temmuz 1924'de doğmuş, 13 Temmuz 2001'de rahmetli oldu, o şimdi Soğukkuyu'da yatıyor...
Celasin ile ailelerimizin dostluğuna rağmen biz 1938'de tanıştık diyebilirim... Örnek gösterilecek arkadaşlığımızı 1940'da nikah masasında sonlandırdık..."
küpe
Kötü insanları ahmaklara tercih ederim. Çünkü, hiç olmazsa arada sırada kötülüklerine ara verirler.
Salacrou
günün fıkrası
Öğrenim dediğin
Ziraat Fakültesini yeni bitirmişti. Bir gün babasına:
"Babacığım ne kadar modası geçmiş usullerle çalışıyorsunuz. Eğer bu şekilde giderseniz, mesela şu ağaçtan yılda on kilo elma dahi alamazsınız" dedi.
Baba konuştu:
"Elbette edemeyiz oğlum. Bu ağaç armut ağacı..."
laflama
* Söz gümüş ise sükut intihardır!
* Aşıklar, niye sürekli birbiriyle didişip aşık atar hacııııı?
* Ben ağa, sen hanımağa. Bu ailenin reisi acaba kim ola?
* Ağzından bal damlıyor damlamasına ama reklamlarda dönen bal reklamlarındaki baldan hani!
* Unutulanlar unutanları asla unutmazmış. Eeee kim yediği kazıkları unutabilir kiiii?
* Erkekler o "Karda yürü izini belli etme" sözünün aslı "Barda sürt evde hanıma çaktırma" olacak değil mi ama!
İbrahim Ormancı'dan