Buca, tarihsel zenginliği bakımından eşsiz bir konumda. 5 bin yıla uzanan antik bulguları bir kenara bırakırsak; özellikle 1800'lü yılların başlarından bu yana, Avrupa'dan gelen levantenlerin oluşturduğu o müthiş kültür, bugün bile ayakta kalmayı başaran izleriyle hayranlık uyandırıyor.
Levantenler, İngiltere'den, İtalya'dan, Fransa'dan, Belçika'dan, Macaristan'dan gelseler bile; ortak paydada buluşup özel bir Buca yaratmışlar. Çoğu gemicilikle uğraşan ve kumpanya adı verdikleri büroları Birinci Kordon'da bulunan Rees, Forbes, Missir, Balladour gibi ailelerin yanı sıra, çeşitli meslekleri icra eden Baltazzi, Aliberti, Icard, Corsini, Sponza, Aliotti gibi aileler, Buca'yı Paradiso diyebilecekleri ölçüde cennete çevirdiler.
***
1992-1994 yılları arasında Fransa'da başbakanlık yapan George Balladour Buca doğumludur ve doğduğu ev hala durmaktadır. Uzun yıllar Deniz Ticaret Odası başkanlığı yapan Geza Delogh, Macar bir ailenin çocuğudur ve o da 1943 yılında Buca'da doğmuştur. Otomobil sektörünün önde gelen isimlerinden Alibserti'nin dedesi Cesar Aliberti,Buca'nın en ünlü doktoruydu 1940'lı, 50'li yıllarda. Dr. Aliberti, şimdi Alsancak'ta Tekel'e ait atıl binalardan birinde 1922 yılına kadar faaliyet gösteren San Antonio İtalyan Hastanesi'nin başhekimiydi.
Sultan Abdülaziz'i, uzun süre Buca Ortaokulu olarak kullanılan tarihi konutlarında ağırlayan Baltazzi ailesinin üçüncü kuşak ferdi ve İtalya Cumhurbaşkanı tarafından Şövalye ünvanıyla onurlandırılan Alex Baltazzi de Buca doğumludur.***
Bir turizm şirketinin de sahibi olan Alex Baltazzi, İzmir'de kruvaziyer turizmi başlatan çok önemli bir kişidir.İzmir'in efsane kuyumcusu Mario Sponza ve yatçılık ve at yetiştiriciliği ile uğraşan ağabeyi Francisco Sponza,Buca'da ikamet etmeyi sürdüren son İtalyan asıllı levantenler.Geçen yıl ölen matbaacı Piero Corsini de bu ünlü ailenin bir ferdi olarak Buca'da doğmuştu.
İzmir kurtulduktan sonra ve 1923 ile 1924 yıllarını kapsayan Mübadele Yasası yürürlüğe girince; Buca'yı öncelikle İngilizler terkettiler.Ama muhteşem köşklerini ve malikanelerini geride bırakarak. Cumhuriyet'ten sonra buraya önce Rumeli'den mübadiller geldi, sonra Selanik muhacirleri.Derken Boşnaklar, Arnavut kökenli Türkler ve Bulgaristan muhacirleri.
***
Buca, bu kültürleri de harmanlayarak daha da zenginleşti.
Tabii bunca zenginlik gözardı edilemezdi. Bucalı hayırsever Kemal Ürük'ün bu amaca vakfettiği kentin göbeğinde yer alan 7 odalı, bahçeli bir ev, bir grup Buca sevdalısı tarafından 6 yıl önce kurulan Yaşanabilir Buca Derneği tarafından "Levantenden Mübadile Kent Müzesi" olarak dizayn edilmeye başlandı. Sadiye Akgül başkanlığındaki dernek yöneticileri, öncelikle Alex Baltazzi'yi ziyaret ederek proje hakkında kendisini bilgilendirdiler. Baltazzi, Buca doğumlu bir kişi olarak çok heyecan duyduğunu ve her türlü desteği vereceğini söyledi. Keza İzmir Kent Konseyi Başkanı Güman Kızıltan ve Lozan Mübadilleri Derneği de böyle güzel bir projeye destek vermekten mutluluk duyacaklarını ifade ettiler.
Yaşanabilir Buca Derneği Başkanı Sadiye Akgül, Buca'ya kalıcı bir eser bırakmak istediklerini ve bu projeye destek vermek isteyenlerin kente iyilik yapmış olacaklarını söyledi.
Bina, muhtemelen Mayıs ayına kadar restore edilecek ve müze aynı süreç içinde faaliyete geçer hale getirilecek.
küpe
Akıl noksanlığı iki türlü olur. Biri dellikten, öbürü cahillikten.
(Eflatun)
fıkra
Şişeye nişan almış...
Bir polis arabası, şiddtli bir fren gıcırtısı ile köy yolunda stop etti.Arabanın içindeki polislerden biri de kırda oynamakta olan bir çocuğa
"Bana bak,bu yakınlarda kocaman bir uçağın düştüğünü gördün mü?" diye sordu.
Yumurcak bir yandan sapanını gizlemeye çalışarak "Hayır efendim" diye cevap verdi ve ekledi:
"Sadece şu ilerideki şişeye nişan aldığıma size yemin ederim.^
laflama
* Kavgada bile söylenmeyecek sözleri, klavye başında ne de kolay söylüyoruz. Bize ne oldu kuzum böyle?
* Direne direne kazanacağız belki ama gaflete düşüp kazanımlarımızın hepsini heba edeceğiz!
* Mal da yalan, mülk de yalan. Var sen facebook'un başında oyalan!
* Hep bahaneler, hep ama'lar... Biz yitirdikçe kazanıyor lama'lar!
* İt derisinden post, yağcıdan dost olmaz!
* Yiğidim aslanım nerede yatarsan yat. Yeter ki çamura yatma!
(İbrahim Ormancı'dan)
