İnsanlar önce kötü bir sözmüş gibi algılıyor olabilirler. Oysa araştırdıkça aslının hiç de öyle olmadığını anlarsınız. Bu meydan Karşıyaka'nın merkezi konumundaki bir yer. Hem çarşının girişi, hem sahilin girişi, hem iskelenin bulunduğu yer. Dolayısıyla Karşıyaka'ya her gelen burada biraz vakit geçirirmiş. Durup bir düşünürmüş. Her gelen bu meydanda bir kez kararını gözden geçirirmiş. Esprisi bir yana gerçekten Her Gelen Meydanın adı zamanla 'Hergele Meydanı'na dönüşmüş. Biraz Karşıyakalıların da hoşuna gitmiş Hergelelik. İşte bu Hergele Meydanı'ndaki o demir bariyere binlerce Karşıyakalı genç dayanarak durdu. Önünden binlerce Karşıyakalı kız geçti. Platonik olup tarihe karışan veya mutlu sonla biten aşk hikayelerine tanıklık edildi. Hergele Meydanı'nda durmanın bir raconu vardı. Abiler oradaysa küçükler duramazdı. İlk gelen, yerde nereden kaldığı bilinmeyen 25-30 santimlik demir çubuğu ortalardı. Böylece ayağı ile destek olan tek koordinatı kapardı. Burada durmanın kendine göre bir asaleti, jargonu, giyimi vardı. Orada duran erkek de, geçen kız da saçından kıyafetine dikkat ederdi. O yıllarda Hergele Meydanı'nda yaşanan aşklar bugün belki siyah beyaz Türk filmi tadında anımsanıyor. O günün delikanlıları, yani "hergeleleri" bu gün mert, yakışıklı, iyi aile babası ve meslek sahibi, eğitimli insanlar. Kızları başarılı, bakımlı bir iş kadını ve evinin annesidir. Hergele tarihi boyunca o köşede hiçbir zaman bir kavga, laf atma, sarkıntılık olmamıştır. Diğer yandan Hergele Meydanı maça giden Karşıyakalıların bugün olduğu gibi buluşma yeriydi. Gazeteciler gelir burada taraftarın fotoğraflarını çekerlerdi. 1980'lerde Yapı Kredi Bankası'nın pencere demirleri deplasman organizasyonlarının duyuruları ile dolardı. Karşıyaka'lı "HERGELE MEYDANINI" geri istiyor. Bu her gelenin toplandığı yerin demir bariyerli yeni hergele meydanı, nostaljik toplanma alanı olarak belediyemizce düzenlenmesini talep ediyorum.
KÜPE
Akrabanın düşmanlığı ve dostların eziyeti, yılan zehirinden daha acıdır. Hz. Ali
EGE'DEN
Evcilleştirilmiş aslan ve bir Osmanlı paşası
Çeşme'ye gelen turistlerin çoğu, Çeşme Kalesi surlarının hemen dibinde bütün heybetiyle boy gösteren bir heykelin önünde dururlar. En azından o haşmetli heykelin önünden geçerken şöylesine bir göz atarlar. Bazılarımız üzerine bile tırmanır, resim çektirirler. Amaç Çeşme'den bir anı ile ayrılmaktır. Fakat çoğumuz, yanındaki aslanın yelelerini okşayan bu dev yapılı Osmanlı komutanının kim olduğunu bilmez. Cezayirli Gazi Hasan Paşa, meşhur Osmanlı-Rus Çeşme Deniz Savaşı'nda gösterdiği kahramanlıkla, Kaptan-ı Deryalık (Donanmanın Baş Komutanı) sıfatını kazanmış bir "levent" ve Sadrazamlığa (Başbakan) kadar yükselmiş bir devlet adamı. Resimde gördüğünüz, evcilleştirdiği aslanı ile birlikte dolaşması, onu daha popüler kılmış
GÜNÜN FIKRASI
TARİF
Küçük Leyla o gün annesi ile birlikte çarşıya çıkmış ve çeşitli mağazaları dolaşmıştı. Akşam eve dönünce, hayatında ilk defa bindiği asansörü babasına şöyle anlattı: "Babacığım, bugün bir mağazada oda gibi bir yere girdik, sonra bir de baktım ki, üst kat aşağıya inmiş..."
LAFLAMA
HASET insanlar genelde HAMASET yapar! Ispanak anti depresan imiş, mutluluk kaynağıymış. Hayda daha dün "Yine mi ıspanak yaptın kadın" diye hanıma fırça atmıştım! Görmedik, duymadık, bilmiyoruz. Ama ha bire işkembeden sallayıp duruyoruz! Hep birilerine sırtını dayayanlar SON KOLLANMA TARİHİNİZ gelmedi mi sizin? Merak ediyorum "Bütün kadınlar çiçektir" diyen erkeklerin acaba kaynanaları yok mu? Dört kadınla evlenmeye karşıyım ben. Dört kadın demek, dört kaynana, dört kayınbaba, say say bitmez baldız, kayınço ve akrabalar demek yahu. Nesli tükenmekte olan üç dişi kızıl panda kendilerine eş arıyormuş. Eeee kolay. Evlenme programlarına başvursunlar ! İbrahim Ormancı'dan