Yamanlar Dağı’na milyonlar yağıyor
Şimdi ise, paylaşılamayan arsalar, parseller dünyası...
1960'lı yılların başlarında buraları "Ne mutlu Türküm diyene" sloganın yazılı olduğu arazı parçasıydı. Bayraklı ile Karşıyaka arasında o ünlü Turyağ Fabrikalarının bulunduğu bu kesime de Turan adı verilmişti.
Ve, İzmir Körfezi'ne tepeden bakan bu arazi dilimi o yıllarda Doğu ve Güneydoğu'dan başlayan "iç göç" hareketinin odak noktası olmuştu.
Özellikle Güneydoğu ve Doğu'dan gelen ailelerin ilk durağıydı Turan sırtları.
Boş alanlar tuğlalarla, taşlarla çevriliyor, böylece ortaya çıkan arazi parçasını işliyor, el arabaları, at arabaları ile taşınan kiremitler, keresteler bu inşaatların başlıca malzemesi oluyordu.
Çoğunlukla bir oda ve bahçesine kurulan tuvaletlerden oluşan bu güya binalara halk "gecekondu" adını vermişti
O yıllarda başlayan bu gecekondulaşma günümüze kadar devam etti.
Buralarda oturan vatandaşlarımız, birçok yasal güçlükler çekseler de, başlarını sokacak bir yuva bulmanın mutluluğunu da inkar etmedi.
Sabırla bekledi... Çoluk çocuk hep birlikte çalıştı. Adı "gecekondu" olsa camı çerçevesi olmasa bile o ahali "Buna da şükür" dedi ve bugünlere ulaştı.
"Kentsel Değişim" İzmir'in bu kesimine de uğramış olacak ki, son beş-altı aydır İzmir'in bu kesiminde pırıl pırıl apartmanlar yükseliyor. Yollar onarılıyor.
Körfez Vapurlarının balkonlarından görüldüğü kadarı ile yeniden yapılanmanın ilk pırıltıları Turan sırtlarına vurmuş gibi... Ve bir gerçek...
Mühendis ve müteahhit Semih Bey, gecekonduda hayat süren Adil Efendi'nin kapısını çalıyor ce teklifini sunuyor:
"Size bir kat ve bir daire verelim..." diyor ve mini gecekondusuna talip olurken bir de ekleme yapıyor:
"Zemin katta bir dükkan da bizden olsun..."
Böylesi "cennet kuşları" Turan sırtlarında her kapıyı çalıyor ve Yamanlar Dağı'nın bu kesiminde pırıl pırıl apartmanlar yükseliyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.