Filiz Pelit, Avrupa'yı komşu kapısı yaptı...

Filiz Pelit, İzmir'i ve Türkiye'yi dünyaya tanıtan sanatçılardan biri.
Avrupa'da ve Amerika'da birçok sergiler açmış, bir o kadar ülkedeki sergilere katılmış, heyecan yüklü bir ressam.
Şu günlerde yeni bir Avrupa seferi hazırlığında.
Birkaç cümle ile Filiz Pelit'i tanımak ister misiniz?
1964 yılında doğdu. 1985 yılında Buca Eğitim Fakültesi Resim Bölümü'nden mezun oldu.
Rusya, İngiltere, Dubai, Fransa, İsviçre, Almanya, Kıbrıs, Tunus, Amerika ve Türkiye'deki çeşitli kurum ve özel koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır.
Ankara Tisva, İzmir BEF Görsel Sanatlar Buluşması, Tunus Monastır Uluslararası Sanat Festivali, 3. İzmir Uluslararası Sanat Bienali gibi uluslararası etkinliklere katıldı.
Katıldığı sergilerden özel ödül, onur belgesi, teşekkür belgesi, Paris SNBA'dan gümüş madalyası bulunmaktadır.
SNBA (Societe National Des Beaux) Türkiye Delegasyonu sanatçılarındandır.
USA, Romanya, Paris, Lüksemburg, İspanya ve Tunus'taki uluslararası sergilere katılmıştır.
Çeşitli televizyon kanallarında "Resim ve Eğitim Programları" hazırlayıp sunmuştur. Çeşitli dergi ve gazetelerde köşe yazıları bulunmaktadır.
Şimdi söz Filiz Pelit'in...
"1994 yılından itibaren kişisel sergilerimi açmaya başladım.
İlk dönemlerde mitoloji ve söylenceleri konu alan kadınlar ön plandaydı.
Zaman içinde, yetişkinler ve kız çocuklarına dönüştü.
2006'da başlayan 'Masal' sergimin devamında 'Evvel Zaman Düşleri', 'Anlat Bana', 'Düş Çocukları' konseptli sergilerim oldu.
Umudu, asla vezgeçmemeyi, yaşamın acımasızlığına ve büyüdükçe fakirleşen düşlerimize inat bir tür karşı koyuşu önemsedim resimlerimde.
Figürlerimde, ruhun penceresi olan o kocaman gözleriyle ve düşlerin zenginliğindeki renklerle resmimi kurgulamayı tercih ettim.
Mekanın olmadığı yarı somut figüratif resimlerimde semboller de kullandım.
Önceleri zümrütü anka, denizatı, kuş, melek, balığa yer verirken, sonraları su damlaları oluşmaya başladı.
Kimi zaman masal anlatanın sözcükleri, kimi zaman suya yazılan yazılar gibi zamansızlığı, uçuculuğu vurguladı. Sergimin adı 'Düşlerinle Büyü' olacak. Düşlerimde yaşattığım çocuklar, zengin hayalgüçlerini ve umutlarını yanlarına alıp, yavaş yavaş büyüyecek.
De Courbusser 'her resim birileriyle konuşmak ister ama ona ancak seslenirseniz sizinle konuşur' diyor.
Yaşam bir masal aslında, hissettikçe, yaşadıkça anlatacak daha çok öykümüz olur."