Üç-dört yıla yakın süredir, "Hakkı Ülkü" adı siyaset kulislerinde pek yok.
Oysa bu isim, yakın yıllara kadar CHP İzmir örgütünün temel taşlarından biriydi.
Hakkı Ülkü, siyasette hep verici ve öğretici oldu. Partisinin genişleyip serpilmesi için varını yoğunu ortaya koydu.
Gecesin gündüzüne kattı.
Gençleri kollarından çekti.
Onlara yeni ufuklar açtı.
Bu heyecandan yaşını başını almışlar da yararlandı.
Ellerinden tuttuğu bazılarını CHP'ye kazandırdı. Hatta, il ve ilçe yönetimlerine getirdi.
Bazılarının daha yükselmesi için de omuz verdi.
İşte bu tablo içinde, Hakkı Ülkü, siyasette yollarının açılması için emek verdiği bu "sonradan görme" bazı CHP'lilerin ihanetine uğradı.
Oysa o Ülkü, CHP'ye kazandırdığı ve sonradan kendilerine "Salihli Cuntası" adını veren kişilerin dümenleri ile uğraştı.
Önce CHP ile, sonra da siyaset ile yollarını ayırdı ve kabuğuna çekildi.
Kendisini ailesine ve yakınlarına adadı.
Yalnızlığı kendisine yakştıramadı.
Kolları sıvadı ve üniversitenin yollarını tuttu ve yüksek lisans için çalışmalara başladı, Katip Çelebi Üniversitesi'ne bağlı "Uluslararası Politikalar Enstitüsü" Yüksek Lisans Bölümünü'ne devam etti ve bu bölümü de bitirdi.
Hakkı Ülkü, 15 Ocak 2017'de diplomasını alacak.
Hakkı Ülkü'ye Mavişehir'de rastladım.
Kızı ve torunu yanındaydı.
"Çok mutluyum..." dedi ve ekledi: "Şimdilik siyaset miyaset yok..."
Mavişehir'in o füsunkar atmosferi içinde uzunca bir yürüyüşün ardından "Bu işin sonunda siyaset ne zaman gelecek?" diyecektim ki, Hakkı Ülkü dilinin altındaki baklayı çıkardı.
"CHP için ne düşünüyorsunuz?" diye sordum.
"Bu sorunun yanıtı şimdilik şöyle olsun: Zor günlerdeyiz. Bu CHP'yi geriden gelenler düzlüğe çıkaracak."