Çocuğun için en iyisini istiyorsun ama bir bakıyorsun ki, sırf yesin diye eline verdiğin tablet, "Aman aç kalmasın" diye neredeyse her saat başı farklı bir tabakla yoluna çıkman, gerekliliği doktorlarca bile tartışmalı gıda takviyeleri ve vitaminlere abanman obeziteye davetiye çıkarıyor.
Kilolarıyla zaten mutsuz olan çocuk, hakim popüler kültürün de etkisiyle bu kez kilo takıntısı geliştiriyor.
Nereden baksan sıkıntı! Peki yeme içme konusundaki hatalı tutumlarımız hangi problemlere yol açıyor ve doğrusu ne?
ÖNCE DOGRU İLİŞKİ
Çocukluk döneminde büyümeyi etkileyen en önemli faktörün genetik etkenlerden sonra beslenme olduğuna dikkat çeken Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, "Sağlıklı beslenme alışkanlığı, ancak ve ancak doğru bir ebeveyn-çocuk ilişkisiyle mümkündür" diyerek konunun öneminin altını kalın çizgilerle çiziyor.
ZAMAN SİZDE, MİKTAR ONDA
Dr. Mehmet Yavuz, "Sağlıklı bir beslenme rutininin oluşması bebeklik döneminde başlar. Bu süreçte bebek ile ebeveynleri sözlü ve sözlü olmayan işaretlerin alındığı ve yorumlandığı bir ilişki kurulur. Bu ilişki süreci, bebek ve ebeveyni arasındaki duygusal bağlanmanın merkezini oluşturur. Ebeveyn çocuğa hangi besini nerede ve ne zaman önerileceğini belirlerken, çocuk ise ne kadar yiyeceğini belirler.
DÖRT TEMEL YAKLAŞIM
Yeme bozukluklarının ortaya çıkmasında genetik etkenler, hormonlar, anne-bebek ilişkisi ve yemek yediren kişinin tutumu belirleyici.
Bu noktada ebeveynlerin beslenme modellerini 4 gruba ayırmak mümkün.
Birinci grup 'ihmalkar'dır. Yaklaşımı 'Çocuk istediği zaman istediğini yiyebilir' şeklindedir.
İkinci grupta 'müsamahakar' ebeveyn tipi vardır. Genellikle çocuğun sevdiği yiyecekleri hazırlar, beğenmezse başka alternatifler sunar.
Diğer bir grup olan 'kontrol ediciler' ise, genellikle çocuğa daha fazla yemesi veya bir besini tüketmesi için ısrar eder. Son grupta ise hassas-sorumlu kişiler yer alır. Çocuğu aile sofrasına dahil ederek sorumluluk bilincinin gelişmesini sağlar. Sağlıksız atıştırmalıklara izin vermez. Ama yeme sırasında da baskıcı ve zorlayıcı bir tutum sergilemez.
PİKA SENDROMU
Çocuklarda görülen yeme bozukluklarının başında pika sendromu geliyor. Demir ve çinko eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkabilen sendromda; kil, toprak, kireç hatta cam gibi yiyecek dışı maddeler uygun olmayan bir şekilde bir aydan fazla süreyle tüketiliyor. Pika sendromu, demir ve çinko eksikliğine ya da vitamin, mineral ve yağ asitleri eksikliğine bağlı olarak gözlemleniyorsa bu sorunların giderilmesiyle tedavi edilebilir
ANOREKSİYA NERVOZAYA DİKKAT
Çocuklarda görülen bir diğer yemek bozukluğu ise anoreksiya nervoza. Bu hastalığın görülmesinin temelinde çocuğun kilo almaktan ve şişmanlamaktan korkması yatıyor. Öyle ki çok zayıf çocuklar bile sırf bu korkudan yemek yemeyi reddediyor. Eğer çocukta böyle bir rahatsızlık gözlemleniyorsa vakit kaybetmeden doktora başvurulmalı.
Öneriler
● Öncelikle yemek sırasında çocuğun dikkatini dağıtacak tablet, telefon, TV gibi unsurları ortadan kaldırın.
● Çocuğun yaşına uygun gıdalar verin.
● Yemek süresini 20-30 dakika ile sınırlandırın.
● Yaşına uygun dağınıklığını, dökmelerini anlayışla karşılayın.
● Kendi kendine yemesini teşvik edin.
● Aile sofrasına dahil edin.
● Sistematik bir şekilde yeni besinler tatmasını sağlayın.
● En önemlisi de baskıcı bir tutum sergilemeyin. Hassas-sorumlu ebeveyn modelini benimseyin.
● Eğer çocuğunuzdaki yeme bozukluğu durumu geçmiyorsa uzman bir doktordan yardım alın.