Okulumuz açıldı sükür kavusturana
Sömestr tatilinin son gecesinde sabaha karşı yaşanan o bir dakikalık sarsıntı, aramızdan yüzbinlerce insanın hayatını geri dönülmez biçimde değiştirdi. Yıkılan o evlerin kaçında beslenme çantaları hazırlandı geceden, kaçında kek poğaça pişti çocuklar için, bir gün önceden ütüsü elden geçirilen okul formalarını, hazır edilen ders kitaplarını, defterlerini, hele hele bir daha okula gidemeyecek olan o küçücük bedenleri, bir daha okuluna asla gidemeyecek olan öğretmenleri düşündükçe kahroluyor insan.
BIZE EN IYI GELEN YER
Pandemi dönemini andıran bir ölüm sessizliğinde kapalı kaldı okullarımız da.
20 Şubat sabahı yine yara bere içinde, hayli yorgun, hayli üzgün uyandık güne ama bir farkla. Okulların zili çaldı yeniden.
Çocukların cıvıltılı telaşı hepimize iyi geldi bir parça. "Şükür kavuşturana" dedik hep birlikte. Sayıca daha az, üstelik daha da yaralı haldeydik ama bize en iyi gelen yerlerden birinde; okulumuzdaydık yine.
Deprem bölgesinden gelen yavrularımız da katıldı aramıza. Psikolog Hale Unutmaz'ın şu uyarısı çok değerli: "Bu çocuklara abartılı bir ilgi göstermek yerine, yanlarında olduğumuzu hissettirelim ve duygularını anlamaya çalışalım." Ve çocuklarımızı mutlaka uyaralım:
Meraklı sorular sorup bunaltmayalım.
Anlatmak isterse dinleyelim ve kendisini desteklediğimizi anlamasını sağlayalım.
Sınıf içerisindeki oyunlara dahil edelim.
Zor zamanlardan geçtiğini; anlayış, şefkat ve hoşgörüye bizlerden daha çok ihtiyacı olduğunu unutmayalım.
Sevgimizle sarıp sarmalarken, meraklı bir ilgiyle bunaltmayalım.
MALZEMEDEN ÇALAN MÜTEAHHİT DÜNÜN KOPYACI ÖGRENCİSİ!
Depremde ölen, sevdiklerini kaybeden, engelli hale gelen insanlar için üzülüp kahrolmak bir yana, büyük bir öfke de duyuyor insan.
Çünkü depremde sapasağlam kalan binalar gösterdi ki doğal bir afetin değil; ahlak, bilinç ve sorumluluk yoksunu insanların kurbanları onlar. Korkarım son da olmayacaklar. Bizi sadece ahlak ve bilim kurtaracak ve bunu anlayana kadar, -malzemeden çalan müteahhidi 'günah keçisi' ilan edip, kopya çeken öğrenciyi hoş gördüğümüz sürece-korkarım daha çok kez üzüleceğiz.
ACILAR PARMAK İZİ KADAR KİSİYE ÖZGÜ
Psikolog Tunç Tataker, sosyal medyasında sevdiklerini kaybeden insanlara nasıl yaklaşmamız gerektiğini paylaşmış. Diyor ki: "Ölenle ölünmez/hayat devam ediyor/güçlü olmalısın/ Bak insanlar neler yaşıyor' tarzı sözler kişiyi kızdırır. Mümkünse hiçbir şey söylemeyin. Bunun yerine içten bir sarılma, elini tutma (samimiyete bağlı olarak), bir çay demleme, duygularını önemsediğimizi ve yanında olduğumuzu hissettirmek daha gerçekçi ve işe yarar bir tepkidir. Henüz yaşamadığımız bir acıyı sözlerle teselli etme çabası gerçekçi değildir. Yaşamış olsak bile her acı parmak izi kadar kişiye özgüdür ve kıyaslamak anlamsızdır. Şu sözler daha anlamlı olacak, acıyı yaşayan kişiye yanında olduğumuzu hissettirecektir:
Konuşmak istersen seni her zaman dinlemeye hazırım.
Bir ihtiyacın var mı?
Senin için yapabileceğim bir şey var mı?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.