Kurtarılan ve kurtarılmayı bekleyen o çocuklar...
Bazen ışıklarda ellerinde su şişeleri ile bazen metroda mendil-sakız satarken görüp kaderlerine kahrolduğumuz, anne ve babasına lanetler yağdırdığımız, bir dakika sonrasında da unutup gittiğimiz (!) o çocuklar var ya... Unutup gidiyoruz çünkü, iyi-kötü birer aileleri olduğunu farz ediyoruz. Başka türlüsü gelmiyor aklımıza.
Oysa gelmeli. Marmaris polisinin dikkati o akla gelmeyen ihtimali hepimize hatırlatırken, alıkonulup zorla çalıştırılan, uyuşturucu dahil her türden tehlike ve kötülüğün orta yerinde bir yaşama mahkum edilmiş tam 13 çocuğu kurtardı.
İnsan ister istemez, kim bilir benzer şartlar altında yaşayan daha kaç çocuk var diye düşünüyor. Olayın detayları korkunç: Marmaris İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliği ekipleri, turizm sezonunda ilçeye getirilen bazı çocuklara kalabalık yerlerde saç tokası ve benzeri ürünlerin satışının yaptırıldığını belirliyor. Tabii ki amaç o çocukların ellerine verilen uyduruk eşyaları sattırmak değil, sömürü ticareti.
Ekipler büyük bir titizlikle takibe başlıyor ve çocukların zorla tutuldukları iki ev tespit ediliyor. Düzenlenen operasyonda, bu evlerden 13 çocuk kurtarılırken, 6 şüpheli gözaltına alınıyor.
Evlerde yapılan aramalarda, bu çocuklara kullandırıldığı tahmin edilen uyuşturucu nitelikli haplar da ele geçiriliyor.
Dayak, uyuşturucu ve daha fazlasını tahayyül etmek istemeyeceğimiz denli bir kötülüğün içinden çekip çıkarılan çocuklar devlet korumasına alınıyor. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden 5'i "insan ticareti yapmak" suçundan tutuklanırken, 1'i Marmaris'e giriş yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyor.
HER TEŞEKKÜR AZ GELİR
Fotoğraflarını gördüm; içlerinden biri kadın ve kucağında da küçücük bir bebek. Büyük ihtimalle serbest bırakılan da o... Kurtarılan çocukların halini düşünüyorum da, onlar adına Çocuk Büro Amirliği ekiplerine ne kadar teşekkür etsek az. Bu insan müsveddelerinin çocuklarla yakınlığı var mıydı? Çocuklar kaçırılmış mıydı? gibi pek çok soru geliyor akla elbette. Ama daha önemlisi çocuğu zorla çalıştırmak ne demek, uyuşturucu kullandırmak ne demek, zorla alıkoymak ne demek!!! Çocuk ulan bu, çocuk!
Güzel ülkemde bu çocukların hepsini koruyup, güzel bir gelecek inşa edecek her imkan var. Yeter ki bu kötülüğün üzerine kararlılıkla gidilsin
Akıl ve vicdan tutulması bu değil de ne?
Sussam gönül razı değil, konuşsam faydasız... Birleşmiş Milletler Genel Komiseri Philippe Lazzarini'nin, "Gazzeli çocuklar 'tarifsiz vahşetlerle' karşı karşıya" şeklindeki açıklamasını okuduktan sonraki hissiyatım tam da bu. Lazzarini önceki gün, Gazze'de yaşanan ve tüm dünyada akıl ve vicdan tutulmasına yol açan duruma ilişkin "Gazze'de çocuklar yerinden edilme, yakınlarını kaybetme ve yaşadıkları acı nedeniyle tramva ve şok içinde yaşıyor" şeklinde bir değerlendirme yaptı.
KAHREDEN GERÇEKLER
Lazzarini, Gazze'dekilerin hiçbir çocuğun tanık olmaması gereken şeylere şahit olduğunu vurguladığı paylaşımında kahredici rakamları da paylaştı: İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye düzenlediği saldırılarda, ölen 39 bin 480 kişiden 16 bin 314'ü çocuk. On altı bin üç yüz on dört küçük, masum, cansız beden...
Saldırılar nedeniyle binlerce çocuk yaralanırken, yüzlercesinin de uzuvlarının kesilmek zorunda kalması, halen hayatta olan 3 bin 500'ünün ise açlık nedeniyle ölüm riski taşıması bir başka kahreden gerçeklik. Bu ölümlerin hiçbir şey ifade etmediği vicdanlar da var elbette. Kararmış vicdanlarını rahatlattıkları cümle hep aynı:
"Ölmeselerdi ileride terörist olacaklardı" Terörizmin en belirleyici özelliklerinden biri masum insanları hedef alması oysa. Sivillerin, hele hele çocukların üzerine ölüm yağdırılmasını alkışlayanlara söylenecek tek bir şey var: SENSİN TERÖRİST!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.