Barışın diğer adı savaş
Her kafadan bir ses çıkıyor durumunda, bir dünya haritası içinde kaybolmak istemiyorsak; biz de varız demek zorundayız.
Bu konuya neden mi geldim? Son günlerde az çok siyaset bilgisi olduğunu zannettiğimiz birçok kişinin ağızlarında sakız olmuş bir slogan var:
"Bizim Ortadoğu'da ne işimiz var" Evet çok.. Hem de çook işimiz var. Biz de isteriz barış ve sulh içinde yaşamayı. Kazın ayağı öyle değil ama. Dünyanın üst akılları dediğimiz kimseler bir yerlerde düğmeye basmışlar işte. Yapacak bir şey yok.
Dünya haritasının yerlerini değiştirmek için paçaları sıvamışlar. Ne etsek ne yapsak diye düşünmemiz bile zaman kaybı. Gönül isterdi ki gül bahçesinde gezer gibi yurdumuzda salına salına dolaşalım.
Dış güçlerin kendi aralarında kurdukları görünmeyen ittifakları, bizi köşeye sıkıştırmaya çalıştıkları tuhaf bir politika oyunlarıyla, alt etme çalışmaları karşısında, elimiz armut toplayacak değil ya.
Bizi içten vurmaya çalışan FETÖ olayı üst akılların işi değil miydi ?
Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalının cadısının zehirli kırmızı elma hikayesi hepimiz biliriz. Tepsi tepsi önümüze koyulan her kırmızı elmanın altından binlerce zehir çıktı. Hala temizliyoruz.
Bu durumda nasıl güler oynarız. İşimizin zor olduğunu bilincimiz artıkça daha da iyi anlıyoruz. Dünya olaylarından uzaklaşmazsak ülkemiz için yapacak çok işimiz olduğunu görürüz. Yine eskilerin meşhur ata sözlerinden kopamıyorum. Ne ulvi insanlarmış şu atalarımız. Ülke idare etmenin zorluğunu içinde olmayan bilmez...
"Bekara karı boşamak kolay" misali. Bir şeyin başı olmak kadar zor bir şey yok.
Türkiye'yi kendi içinde karışık görenlerin, dünya siyasetine uzak oldukları ne kadar da belli.
İşte son dönemin Amerika haberleri;
ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Başkanı James Comey'i görevden aldığı için, hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi kongre üyelerinin kendisine "teşekkür edeceklerini" söylemiş.
Bu olay ABD tarihinde ikinci kez oluyormuş. Trump, bir FBI başkanını görevden alan ikinci ABD lideri olmuş.
FBI'ın dördüncü başkanı William Sessions da 1993 yılında dönemin başkanı Bill Clinton tarafından etik kaygılardan dolayı görevden almış. Kendi iç istihbarat gücüne bile kuşkuyla bakan bir topluluk. FBI (Federal Soruşturma Bürosu) ve CIA (Merkezi İstihbarat Teşkilatı) kurumlarının bile birbirlerine ters düştükleri dipsiz bir kuyu bu hegomonya.
Kendi içlerinde enteresan bir politika yürüten koskoca Amerika'nın dünya ülkelerine anlayışlı davranmaları asla beklenemez. Kendi adamlarını bir kalemde harcayan bir ülkenin iyi niyetinden her zaman şüphe duymak gerekir. Hele konu kendi çıkarlarını korumak adına olduğu zaman, her türlü oyunların döndüğü bir ortamda, hiçbir ülkenin birbirlerine dost olacağı düşünülemez.
Üst akılların en sevdiği şey; işlerini kolaylaştıran bir durum olan, ülkelerin kendi içinde yaşadığı karışıklıklardır.
Arabuluculuk görevlerinin altında daima gizli bir kışkırtma vardır.
Türkiye; her konuda dünya ülkelerin siyasi oyunları karşısında en masum halleriyle çıksa bile, politikanın soğuk yüzü çok farklı. Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil. Konunun bir ucunu tutup buralara kadar getirmekteki amacım, iç politikanın sesinin bu kadar karışık olmasına yakıştırılan animasyonlar.
Türkiye kendi içinde bütünlüğü sağlayarak, dünya ülkelerine daha sert bir tavırla çıkmak zorunda. Kurtlar sofrası gittikçe genişliyor. Her geçen, gün önemsemediğimiz bir devleti, bu sofrada acımasız bir şekilde bağdaş kurmuş durumda görebiliyoruz. Ne yazık ki "Türkiye 'nin adı büyük".
Evet barış içinde yaşamak tek temennimiz ama gerektiğinde bu büyüklüğe yakışır bir politikayla dünyaya katı yüzümüzü de göstermek zorundayız..
Her şeye rağmen hepimize barış dolu günler dileriz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.