Kusura bakma. Özür dilerim. En çok sevdiğim iki cümledir. Bir de teşekkür ederimi eklerseniz değmeyin keyfime. Yerinde ve zamanında kullanıldığı zaman açmayacağı kapı, almayacağı gönül yoktur. En kırgın ve kızgın anlarınızda tüm öfkelerinizi serinletir.
Kalbinizdeki katılaşmış buzlarınızı eritiverir. Hele bu cümleler yüreğinizden bir türlü atamadığınız fakat aranızda istenmeyen rüzgarlar esen biri tarafında gelmişse ilaç gibi sizi anında iyileştirir.
Hayatım boyunca bu cümleyi bana kullanan hiç kimseye uzun vadeli kırgınlık duyamadığım gibi sonraları hayıflanmışımdır dostluğumuza gereksiz duygular yüzünden ara verdik diye. Oysa kısacık hayatımızda paylaşacak ne çok şey kaçırıyoruz diye arabesk bir cümleyle bağlamak istiyorum "bir hiç uğruna..."
KOLAY KURULMUYOR
İki sevdiğim arkadaşıma sürpriz yapmak istedim. Klasik bir davranıştır bu, bilirsiniz. Sevdiğimiz insanlar eğer birbirlerine dargın ve siz ikisiyle dostluğunuzu sürdürüyorsanız, bir yanınız hep eksiktir, diğeriyle birlikteyken.
İçinizdeki yarım duyguların bütününü görmek istersiniz. En sevdiğim törenlerdir, arkadaşlarımla birlikte olmak ve herkesin aynı ortamda bir araya gelmesi. Dostluklar arkadaşlıklar hatta aşklar kolay kurulmuyor. Eski atasözlerine oldum olası bayılırım. Eskiler ne söylemişse gerçekten doğru söylemişler.
Hele dostluk adına topladığım sözleri bir görseniz şaşar kalırsınız.
Konumuza gelelim, bu çok sevdiğim iki değerli arkadaşıma birbirinden habersizce aynı yerde bir karşılaştırma töreni hazırlayıverdim hevesim kaçmadan. Çünkü fazla düşünmeye başladığınız zaman, kuşkular korkular "Acabalar?" içinde tıkanıp kalıveriyorsunuz.
Enerjimi bozmak istemedim hızlı bir kurgu ve iki dargın arkadaşımın bir araya getirmeyi gerçekleştirdim. Her iki tarafta kendini haklı gördüğü için önce birbirlerine soğuk davrandılar.
Aylar sonra karşılaşmak kolay değildi tabii. Geçmişte yaşanan olumsuz bir şey ne olursa olsun unutulmuyor gibi görünse de kalbimiz biliyor ki unutmaya mahkumuz. Beynimiz öfkelerimizi kırgınlıklarımızın en ince ayrıntısını ne kadar saklayabilir ki... Hafızamızın bize ihaneti başladığı anda kendimize çevirdiğimiz oklarımızla mücadele etmeye başlıyoruz. Ah keşke dediğimiz hayıflanmalarımızın kucağına düşmeden ve ilişkilerimizin dikişi daha fazla sökülmeden tamir edelim. Hatta ikinci şansımız da sağlam gidiyor diye düşünenlerden olduğum için bir çoğunuzun da aynı fikirde olduğunu hisseder gibiyim.
KAZANAN SİZ OLACAKSINIZ
İşte yine size bir hikaye; anlık bir öfkeyle biten bir geçmiş aşk kurbanı arkadaşımın özlemlerini dinlemekten bıktığım bir gündü. İlk evlilik teklifini yaptığı zaman diye başlayıp kocaman bir aşk hikayesi yazdıktan sonra ve hala buram buram yüreğindeki aşkının dumanı tüterken nedir bu ayrılık hikayesi diye istemeden kızıverdim.( Bana hiç yakışmayan bir sertlikle). Üstelik ilişkilerinde ne kadar haksız olduğunu biliyor ve terslenmek korkusuyla gününü Ahlarla...
Vahlarla... geçiriyordu. Ben de çokbilmiş tavırlarımla (Öyle olmadığım halde) nedense arkadaşıma cesaret vermek istedim. Hayat her şeyi denemeniz için bize defalarca fırsat verirken, kayıp zamanlarla uğraşmak istemeyen biri olduğum için güzel bir aşkın yok olmasına izin veremezdim. "AŞKTA GURUR" cümlesi nedense beni 16. yüzyıl dönem filmlerine götürür. Gururunda kullanılacağı alanlar ve konular vardır elbet.
Nedense güzel aşk hikayelerinin bitişi bu duyguyla kısıtlanıyorsa ve kocaman bir "YAZIK" kelimesini barındırıyorsa tahammül edemiyorum. Evet arkadaşım o sihirli küçücük kelimeyle hayatının aşkının teğet geçmesine izin vermedi.
Şimdilerde oldukça mutlu ve bana dua ediyor.
Hayatınızda bu sihirli kelimeleri lütfen sizde esirgemeyin. ÖZÜR DİLERİM.
LÜTFEN KUSURA BAKMAYIN.
TEŞEKKÜR EDERİM. Göreceksiniz kazanan siz olacaksınız.
Teşekkür ederim...
günün sözü
İnsanın özünde vardır, hata yapmak bir erdemdir, özrünün farkına varmak daha büyük erdem de özür dilemek aslolan hatasını kabul etmek