Kadın programlarının dibini delen konuların arkasında nedense aile sorunları fışkırırcasına ortaya çıkıveriyor.
Güler misin ağlar mısın? Komedisi bile, bu olayların yanında promosyon kalır. Eskilerin yakası açılmadık küfürleri arasında sansür cümleleri yakalamaya çalıştıkça, benim bile beynimin neronları kendi lobları ile kavga eder durumda.
Tv'lerin demlenmiş vazgeçilmez programları o kadar bol ki... Esra Erol, Müge Anlı, Didem Yılmaz Aslan derken kafa trafiğimiz bile kaza yaparak ilerliyor. Beynimiz dönmüş vaziyette kanaldan kanala atlıyoruz. Hepsi ayrı hikaye. Tek ortak noktaları aile içinde düğüm olmuş ilişkiler.
İşin içinden çık çıkabilirsen, çöz çözebilirsen.
Psikologlara havlu attıran bin bir konu. Eminim senaristler konu bulmakta hiç zorlanmıyordur. Alın elinize kahvenizi, dolaşın kadın programlarını stoklara sığmayan hikayeleri yaz yaz bitiremezsiniz.
Son dönemde yeni biten bir dizi vardı;
Yalı Çapkını. Zannedersem üç sezon ekranlara kuruldu. Tam takip edemesem de, gözüm zaman zaman takıldı. İstanbul'da yaşayan meşhur bir Antepli aile, kendi memleketinden ailenin yaramaz çocuğu Ferit'e kız istemeye giderler. Evin ablasına talip olarak geldikleri evde, konu dönüp dolaşıp kız kardeşin gelin gitmesiyle roller bir anda yer değiştiriverir. Gönül kimi severse konusu otomatik olarak devreye girince aile faciası başlar.
AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE
Baldız hikayeleri hiç bitmeyen yaralar.
Ağabey, kardeş, enişte derken ipin ucu nerede kaçıyor anlamak mümkün değil.
Kelime anlamı ve Türkçe karşılığı; Baldız, erkeğe göre eşinin kız kardeşi. Evlilik yoluyla kazanılan bir akrabalık derecesidir.
Kişi, baldızının eniştesidir. Evet her şey çok güzel. İki kız kardeş hikayeleri çok daha anlamlıdır. 'Kardeş candır, ciğerdir, abladır, kardeştir, anne yarısıdır' cümleleri güzellik ve kıyaslama dozuna eriştiği anda kılıçlar çekilebilir kıvama gelebiliyor.
Kocasını ablasından kıskanan kız kardeş, ağabeyini karısından kıskanan erkek kardeş. Al birini vur tekine konular.
KARDEŞ KISKANÇLIĞI
Othello Sendromu, kişinin yakın ilişkide olduğu bir kişiye karşı aşırı kıskançlık, saplantı ve güvensizlik duyguları yaşadığı bir psikolojik durumdur. İsmini William Shakespeare'in Othello adlı oyunundaki baş karakterden almıştır. Oyunun hikayesinde Othello karakteri karısı Desdemona'ya karşı aşırı kıskançlık ve güvensizlik duyguları yaşar. Othello sendromu nedir? sorusunun cevabı da kısaca bu saplantılı kıskançlık ve güvensizlik durumundan yola çıkarak cevaplanabilir. Bizim hikayemizin güzel Zeynep'i tv ekranlarında hüngür hüngür ağlayarak anlatıyor. Eşim kız kardeşimle kaçtı kayıplara karıştı. Dört yıl sana iki çocukla çıktılar geldiler. Konuya burada virgül koyalım. Sonucunu hepimiz aşağı yukarı tahmin edebiliyoruz. İşin psikolojik yönü çok ağır. Altından kalkmak için güçlü bir irade, sağlam bir kafa lazım. Yüz puanlık bir soru.
Hangimiz bu durumu hoş görüyle karşılayabiliriz ki? Geçmişte müzik dünyamızda da enişte baldız hikayelerini biliyoruz. Su akar zaman geçer diyebilsek de, hepsinin tortusu hala duruyor. Aile içinde yaşanan acıların üstü kolay örtülmüyor. Kardeşlerin biri bir tık daha güzelse kocasıyla ablasını, kardeşini bir araya yıllarca getirmeyen bireyler biliyorum. Vahim hikayeler.
Dünyanın her yerinde her toplumda bu tür olaylarla karşılaşabiliyoruz. Sonuç olarak büyüklerimizin yıllarca söyledikleri altın değerinde sözlerle kapatalım. Allah sağlıklı ilişkiler nasip etsin, doğru yoldan ayırmasın. Güzel bir haftanız olsun.
küpe
Baldız, bence sen ailemize gönderilmiş bir lütuftun. (anonim)