Hayatımda 'çaresizliğin' ne demek olduğunu kızımı kaybetme korkusunda yaşadım. Geçtiğimiz günlerde kızım, ani rahatsızlığı sebebiyle ambulansla hastaneye kaldırıldı ve 4 gece 5 gün İzmir Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi'nde tedavi gördü. Bu sürede tüm personelin ilgisi, takipleri, iş disiplinleri, güler yüzleri, kaliteli hizmet anlayışları sayesinde şükür evladım sağlığına kavuştu. 2016'da kurulan bu hastane, modern fiziki koşulları, teçhizatı, teknolojisi, yatak sayısı, ameliyat imkanları, çalışma kapasitesi ve bakım üniteleriyle oldukça donanımlı. Dilerim tüm devlet hastaneleri böyle olur. Hastanelerin fiziki koşulu ve teknolojik donanımları ne kadar mükemmel olursa olsun vatandaşın her daim en büyük beklentisi 'kaliteli hizmet ve güler yüzdür'. Bu nedenle sağlık personelinin görev yaptığı süre boyunca 'hasta psikolojisi, empati ve etkin iletişim becerisi' gibi konularda eğitim alması, bu kapsamda Japonya'daki 'OJT' (On the Job Training) sistemi gibi bir sistemin kurulması hedeflenmelidir.
YASAL DÜZENLEME
Sağlık çalışanlarının; 'can güvenliğine' yönelik kapsamlı yasal düzenlemenin oluşturulması, yıpranma payı verilmesi, özlük haklarının iyileştirilmesi, yatay yada dikey terfi imkanlarının sağlanması en önemli beklentisidir. Öte yandan hayatımızı emanet ettiğimiz bu çalışanlara yeterli fiziki koşul ve donanıma imkan sağlanarak çalışmalarına engel unsurlar ortadan kaldırılmalıdır. Ülkemizin sağlık sektörünün röntgenini çektiğimizde, tedavi etmemiz gereken çok hastalığımız olduğunu görüyoruz. Çünkü dünyada 188 ülke arasında 81. sırada olmak bunu açıkça ortaya koyuyor. Dünya Bankası verilerine göre Türkiye'de kişi başına düşen sağlık harcaması 665 dolar civarında. Norveç 9055 dolar, İsviçre 8980 dolar, ABD 8895 dolar civarında iken AB ülkeleri 4000 doların üstünde. Bu seviyelere çıkmak elbette kolay değil. Ancak hükümetimiz gerekli iyileştirme ve düzenlemeleri yapmaya devam etmektedir. Yapay zeka, teknoloji ve Ar-Ge sayesinde tıp dünyasındaki gelişmelere paralel olarak ülkemizde de sağlıkta önemli gelişmeler yaşanacaktır.
MUAYENE SÜRESİ UZAMALI
Son yıllarda sağlıkta önemli temel adımlar atılmıştır. Alo 182 ve MHRS randevu sistemiyle uzun hastane kuyruklarının son bulması, hiçbir geliri olmayan kişilerin de gelir testi yaptırarak GSS kapsamında sağlık hizmetinden ücretsiz yararlanması, evde bakım hizmetleri gibi uygulamalar vatandaşı memnun etmiştir. Ayrıca sağlıkta muadili olmayan ve bulunamadığında ölümle sonuçlanan 'kan' sorununu Türk Kızılayı çözümlemiştir. Ülkemizdeki sağlık kuruluşlarının kan ihtiyacını karşılayan ve TÜRKKÖK projesiyle ilik nakli bekleyen hastaların umudu olan Kızılay, sağlıkta devrim yaptığı gibi 'Kan'a ilişkin yeni projelerle de hastalara can katmaya devam edecektir. Öte yandan devlet hastanesinde muayene süresinin uzatılması, MR, tomografi ultrason gibi önemli tetkiklerin çekimlerin kısa zamanda yapılabilmesi, sağlık personeli kadrosunun artırılması, özellikli branşlardan direkt randevu alınabilmesi, özel hastanelerin katkı paylarının düşürülmesi vatandaşın memnuniyetini daha da artıracaktır. Ayrıca bakmakla yükümlü olunan kişilere karşı İş Kanunu'nda yer almayan 'Refakat İzni'nin mevzuata dahil edilmesi şarttır.
ÖZEL TEŞVİK DESTEĞİ
Bir diğer husus da devlet hastanelerinin beklentileri karşılaması ile özel hastanelere ilgi azalmaktadır. Bu işletmeleri sağlık turizmine yönlendirecek protokol ve yasal düzenlemelerin yapılarak özel teşvik ile desteklenmesi sağlanmalıdır. İnsan hayatında maddi manevi her şeye sahip olsa da, sağlığı olmadığında bunların hiç anlamı yoktur. O yüzden her şeyin başı sağlıktır. Hele ki WHO yeni yaş diliminde 18-65 yaşın artık 'genç' kabul edildiği günümüzde, herkesin daha da sağlığına dikkat etmesi ve kendine özen göstermesi gereklidir. Mutlu ve başarılı yarınlar için önce sağlık dileğiyle.