Global ölçekte; çevresel, sosyal ve ekonomik tehditlerin en risklisi konumunda olan iklim değişikliği büyük bir tehdit iken, buna neden olacak faktör ise fosil yakıtları tüketmek.
Fosil yakıt tüketimini azaltmak hatta yok edebilmek için tek çare ise yenilenebilir enerji kaynaklarıdır.
2022'de dünyanın gündemi enerji dönüşümünün finansmanı olacak. Bu konuda Birleşmiş Milletler (BM), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) gibi kuruluşlar yoğun çalışmalar yürütüyor. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, dünya genelinde yenilenebilir enerjinin geleceği parlak görünüyor.
Çin küresel ölçekte başı çekerken, ABD de ikinci sırada yer alıyor.
Ülkemiz de hidrolik, jeotermal, rüzgâr ve güneş enerjisi potansiyelleri ve doğal imkanları ile büyük fırsatlar barındırıyor.
İlaveten coğrafi konumu, jeopolitik yapısı, know-how'u, insan kaynağı ve teknoloji üretme becerisi ile ülke olarak bu fırsatları rahatlıkla değerlendirebiliriz. Türkiye'de 2021-2026 döneminde devreye giren yenilenebilir enerji kapasitesi ile 26 gigavat artış göstererek yüzde 53 büyüme göstereceği öngörülüyor. Bu büyümenin yüzde 48'inin güneş, yüzde 30'unun ise rüzgar enerjisinden sağlanacağı tahmin ediliyor.
ÜRETİM KAPASİTESİ ARTACAK
Enerjide arz- talep dengesizliğinin yoğun yaşandığı son dönemlerde yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmaktan başka seçenek yok. Ekonomi çarklarının dönebilmesi ve sanayicinin kesintisiz üretim yapabilmesi için en büyük maliyet unsuru olan enerjide keskin çözümler ile tabana yayılım önem taşıyor. Yenilenebilir enerjiye yatırımların artırılması için ekonomi dünyasının beklentisi ise teşviklerin uygulanabilir olması ve kapsayıcılığın genişletilmesidir. Enerji sorununun çözülmesi durumunda üretim kapasitesi kendiliğinden artacaktır.
Bir yandan yeşil dönüşüme evrilmek için yenilenebilir enerji yatırımlarının çoğalması ve toplumsal farkındalığın artması da gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) düzenlediği Yenilenebilir Enerji ve Sürdürülebilirlik Zirvesi ile önemli bir farkındalığa imza attı. EİB Başkanı Jak Eskinazi, dünyada sera gazı emisyonlarının yüzde 55'inin enerji üretim ve dağıtımından kaynaklandığını belirterek, "Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında sınırda karbon gibi yeni uygulamalarla başta demir çelik, kimya, otomotiv, tekstil olmak üzere birçok sektörün ihracat ve rekabet gücü etkilenecektir" dedi.
Eskinazi, geleceğin sürdürülebilir modeller üzerine oluşacağını, döngüsel olmayan üretim tarzlarının çağ dışı kalacağını, Türkiye'nin yenilenebilir enerji ekipmanları ihracatının yıllık 500 milyon dolar seviyesini geçtiğini, sektör temsilcilerimizin amacının dağınık olan ihracatçıları aynı çatı altında toplayıp güçlerini birleştirmeleri gerektiğini ve böylece Türkiye'nin ilk yenilenebilir enerji ekipman ve hizmet ihracatçıları birliğinin kurulmasına yönelik çalışmalara da başlamış olduklarını ifade etti.
PLANLAMALAR YAPILIYOR
Zirvede konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürü Ömer Erdem, Türkiye'de üretilen elektriğin yüzde 65'inin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılandığını belirterek, "2053 yılına dek hangi kaynaktan ne kadar yatırım yapacağımızı, ne kadar üretim yapacağımızı ve 2053'te enerji kaynaklı karbon emisyonlarının net sıfır olacak şekilde planlamasını yapıyoruz. Ön çıktılarını almaya başladık, plan yayımlandığı anda kamuoyuyla paylaşılacak" şeklinde konuştu.
Ülkemizin yenilenebilir enerji yatırımlarının artması ve potansiyelinin açığa çıkması için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve ilgili kurumlar altyapı çalışmalarını hızla yürütmektedir. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Enerji Sektörü 2022 Raporu'nda belirtildiği üzere, Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) Destekleme Mekanizması güncellenmiştir. Bu alana yatırım yapmak isteyen girişimcilerin teşvikleri, prosedürleri ve global imkanları takip etmesi büyük fayda sağlayacaktır.