Emojice
Her şey, basit bir like işareti ile başladı... Şaşırıyoruz, gözlerini iri iri açmış sarı kafalı adam.
Korkuyoruz, gözlerinin beyazı görünen, ellerini yanağına koymuş (Munch tablosundaki gibi) çığlık atan sarı kafalı adam.
Mahçup oluyoruz, sırıtırken başı terleyen sarı kafalı adam.
Gülmekten ölüyoruz, gülerken gözlerinden yaş fışkırtan sarı kafalı adam. Saçma sapan bir espri yaptığımın farkındayım anlamında, delice gülen ve dilini dışarı sarkıtan sarı kafalı adam.
Sevginin değişik ifade biçimlerinde (hangisi ne işe yarıyor kimse bilmiyor) gözünden kalp çıkaran ya da kalple ıslık çalan adam. (Sanıyorum kalbin büyüklüğüne göre samimiyet seviyemiz değişiyor. Kalple ıslık çalma, biraz geçiştirme jesti gibi..) Onaylıyor ama karşımdakiyle uzun muhabbete girecek durumum yoksa ok anlamında başparmak havaya. Teşekkür ederim, aman efenim çok naziksiniz babında, Budist usulü birbirine yaslanmış dua eden eller.
HER GÜN ÜRÜYORLAR
Bu, emoji dili. Bilgisayarda gençlerin ve kendini fena halde genç hissedenlerin hızlı iletişim kurması adına üretilmiş komik sembol dili... Bu kadar ciddiye alınacağını kim bilebilirdi? Emojiler kolaylık sağlıyor elbette. En az bir cümleyle anlatacağımız şeyi tek bir sembole indirgiyor. Böylece hem hızlı yazmış, hem de edebiyat parçalamak zorunda kalmamış oluyoruz. Duygu ve iletişim özürümüze bir tas çorba, emojiler. Düşünün, onlar olmadan, doğum günümüzde gelen yüzlerce tebrik mesajına kaç cümle yazmak zorunda kalırdık karşılık olarak? Evet, hepsi tek bir işaret ile başladı, şimdi deli gibi her gün ürüyorlar. İlk emojinin torunu okula başladı be!
SAHTESİNE MUHTACIZ
Peki, hayatımıza bu kadar kolaylık taşıyan bir şeyin ne kötülüğü var? Eh işte, her teknolojik buluş gibi. Nasıl kullandığınıza bağlı. Emojiler yüzünden gençler imlasız yazı yazmaya başladı.
Anla anlayabilirsen! Ayrıca, uzun uzun cümleler kurmamak için kullandığımız bu semboller, şimdi sadece gerçek duygu ifadelerinin yerine geçmekle kalmadı, onlardan da kıymetli kabul ediliyor. Mesela arkadaşınıza bir espri yaptınız, ama o cümledeki ironiyi anlamadı...
Hoş geldin kavgaya! "Yahu dalga geçtiğimi nasıl anlamazsın?" diyorsun, anlatamıyorsun. Eh, diyor. "O zaman cümlenin sonuna bir gülücük koyamadın mı?" Buyrun buradan yakın!
Birbirimizi yüz yüze göremememiz, yüz yüze sevemememiz, özel günlerinde bizzat gitmek, olmadı mı, bir telefon açmak dururken sosyal medyadan kutlamamız, mesaj atmamız, o meşhur gülücüğün hakikisini bırakın, sanalına muhtaç ediyor insanları... İnsanlara ve dünyaya, en önemlisi bilgiye hızlı ulaşma yolumuz olan internet sayesinde belki 5000 arkadaşımız var ama doğum günümüzde kaçı arar, cenazemize kaçı el verir? Ellerini emojice birleştirip dua eder, aforizmalar eşliğinde yolcu ederler. Yakında bir yerlerde gördüğüm gibi, insanlık çivi yazısı ile başladı, nesiller sonra emojilerle uzaya mı gidecek?
Gitsin bakalım, gülen surat!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.