• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Minareden at beni in aşağı tut beni HAKAN URGANCI

Minareden at beni in aşağı tut beni

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08 Aralık 2018, 23:28

İnternette, binaların tepelerinde fink atan, atlayıp zıplayan bazı Rus gençlerinin videoları var. Onlara denk geldiğimde, gözümü ayıramadan izlerim. Bunu yaparken bazı sahnelerde başım döner. Ben izlemekte zorlanırken bu delikanlı nasıl olup da hayatını böyle anlamsızca riske atabilmektedir?
Haydi bu uç örneği geçelim; çok daha sıradan bir tehlike arayışından bahsedelim.
Otomobile atlayıp gece yarısı, ibreyi iki yüz kilometreye vurdurmak nasıl fikir? Bazılarımız için korkutucu olsa da, çoğumuz için heyecan verici... Haa, işin sorumluluk yanı var, bir de...
Sadece kendimiz için değil, başkaları için de tehlike arz etme durumu var. Peki, ya yolda kimse olmazsa? Tehlikeli ama heyecan verici. Heyecan verici her şey gibi çok eğlenceli.

BU NE YAMAN ÇELİŞKİ?

Bir şey hem etik, hem yasal, hem de sorumluluk taşıyorsa o şey güvenlidir. Güvenli olan hemen her şey eğlencesizdir. İnsan beyni, haz için farklıyı, tehlikeliyi, riskliyi arar.
O yüzden iki dakikalık heyecanlar için hayatını karartır. İnsan, yaşadığını en çok tehlikeli durumlarda anlar. Normal durumlarda serotonin salgılayamayan kişiler, depresyona girmemek için tehlikeli hobiler, ekstrem sporlara yönelirler, başta anlattığımız bina tırmanıcısı ruslar gibi...
Bu kişilerin bazıları, kırmızı reçeteyle satılan antidepresanları kullanıyor bile olabilirler. Yani dışarıdan bakıp yadırgadığımız bu insanlar aslında böyle davranmaya mecbur gibidirler.
Ne garip, değil mi? Yaşadığını ancak ölümün kıyısına geldiğinde anlamak... Yaşama zevkini kısacık bir süre almak için ölümü göze almak...
Bu ne yaman çelişki anne!

İNSAN RİSK İSTER

Bu duyguyu az ya da çok, hepimiz bilir ve yaşarız aslında. Örneğin, bir ilişkinin iki şeye de ihtiyacı vardır:
Belirlilik ve belirsizliğe... Biri olmadan ilişki olmaz, diğeri olmadan ilişki devam etmez. Açıklayayım: Bir parça belirlilik (Güvence) içermeyen bir ilişkiye girmek konusunda çok istekli olmayız. Bununla birlikte, azıcık da olsa belirsizlik içermeyen (Ani sürprizler, karşındaki kişinin davranışlarını her an ön görememe, terk edilmeyeceğinden emin olmama) ilişkiler de monotoniden, bıkkınlıktan biter.
Yani ilişkilerde bile insan, heyecan ve eğlence için sınırlı bir risk algısına sahip olmak ister.

BU DA HAYAT MI?

Bu dünyanın en çekici varlıkları, aynı zamanda en tehlikeli olanlardır.
Doğa bu yüzden onları kırmızı ve koyu mavi gibi parlık, çarpıcı renklerle işaretlemiştir. Buna rağmen onlara çekiliriz. Çünkü en ölümcül olan, bize yaşamı en çok hatırlatandır. Bu yüzden, insanlar yıkımlarına sebep olabilecek kişilere tutulurlar. Modern zaman, bize heyecanı tehlikesiz yaşamanın yollarını bulmuştur. Sinemada macera ve korku filmleri izlemek, bilgisayar oyunları oynamak gibi...
Gelin biz riske girmeyelim, oturup kanepeye ineternetten heyecanlı bir film bulalım. Risk demişken? Bırak elindeki o zararlı çerez ve meşrubatı dostum! Oof, bu da hayat mı be?
Hayatın birazı da risk değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.